Almanya, Noel’e mülteci korkusuyla girdi
Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Bombardımandan kaçan 80 binin üzerinde İdlibli kardeşimiz ülkemiz sınırlarına doğru göç etmeye başladı. Bu sayı artarsa Türkiye bu yükü tek başına taşımayacaktır. Bunun olumsuz yansımaları, başta Yunanistan olmak üzere tüm Avrupalı ülkelerin de hissedeceği bir konu olacaktır” sözleri, Almanya’da geniş yankı uyandırdı.
2015-2016 yıllarında 2.6 milyon mültecinin giriş yaptığı Avrupa’yı Noel öncesi yeni bir mülteci akını korkusu sardı. Ancak rejim güçlerinin İdlib’de ağır hava saldırıları ve Yunanistan’da mülteci kamplarının dolup taşması, Almanya’da 2015 mülteci akını sendromunu yeniden canlandırdı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “4 milyon insanın yaşadığı İdlib’deki son katliamlar sebebiyle bu bölgede tekrar ciddi bir hareketlilik oluştu. Bombardımandan kaçan 80 binin üzerinde İdlibli kardeşimiz ülkemiz sınırlarına doğru göç etmeye başladı. Şayet İdlib halkına yönelik vahşet son bulmazsa bu sayı daha da artacaktır. Böyle bir durumda Türkiye bu göç yükünü tek başına taşımayacaktır. Bizim maruz kalacağımız baskının olumsuz yansımaları, başta Yunanistan olmak üzere tüm Avrupalı ülkelerin de hissedeceği bir konu olacaktır. Bu durumda 18 Mart mutabakatından önce yaşanan sahnelerin tekrarlanması kaçınılmazdır” sözleri, Almanya’da Noel tatiline giren siyaseti hareketlendirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından sonra Yeşiller Eş Başkanı Robert Habeck de Yunanistan’daki kamplarda zor şartlarda yaşayan 4 bin çocuğu Almanya’nın hemen alması gerektiğini söyledi. Yunanistan da 7 bin 500 kişi kapasiteli kamplarda 40 bin mültecinin yaşadığını, gelecek yıl Türkiye üzerinden 100 bin mülteci beklediklerini açıklayınca, Almanya’da siyasilerden peş peşe açıklamalar geldi.
Hükümetin büyük ortağı CDU/CSU ve muhalefet partisi FDP, yeni bir mülteci göç dalgasını özendirecek açıklama ve tavırlardan uzak durmaya çağırdı. Federal İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Stephan Mayer (CSU) Almanya’nın tek başına hareket etmesinin diğer Avrupa ülkelerini sorumluluktan kaçmaya teşvik edeceği uyarısında bulundu.
CDU iç politika sözcülerinden Armin Schuster, yeni bir mülteci alımının Almanya için çok büyük sonuçlar doğuracağını söylerken, hükümetin İnsan Hakları Sözcüsü Baerbel Kofler, yeni AB Komisyonu’nu mülteci paylaşım kotasında hızlı ve adil bir çözüm bulmaya çağırdı. Federal Kalkınma Bakanı Gerd Müller (CSU), mültecilere bulundukları yerde yardım edilmesinin en etkili çözüm olacağını söyledi. CDU’lu milletvekili Christoph de Vries, “Hangi şartlarda olursa olsun, Almanya’ya yeni bir mülteci akınını özendirme girişimlerine izin verilmemeli” dedi.
FDP Genel Sekreteri Linda Teuteberg, Yeşiller Eş Başkanı Habeck’in “Mülteci çocukları alalım, bu bir insanlık borcu” açıklamasını, parti propagandası olarak niteledi ve Noel öncesi böyle bir çıkışın fayda getirmeyeceğini belirtti. Hükület sözcü yardımcısı Ulrike Demmer de mülteci sorununda Avrupa çapında bir çözümden yana olduklarını vurguladı.
Federal İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Steve Alter, Bakan Horst Seehofer’in Balkan ülkeleri içişleri bakanlarıyla bağlantıda olduğunu kaydetti.
2015-2016 yıllarında AB’ye göç, Türkiye ile yapılan mülteci anlaşmasıyla durdurulabildi. Ancak mülteci akını Avrupa’da en çok aşırı sağ partilere yaradı. Almanya’da yabancı ve İslam karşıtı AfD 2017 seçimlerinde oy patlaması yaşadı ve üçüncü güçlü parti olarak ilk kez Federal Meclis’e girdi.