Almanya’nın size ihtiyacı var

Güncelleme Tarihi:

Almanya’nın size ihtiyacı var
Oluşturulma Tarihi: Şubat 04, 2012 15:46

Çalışma Ajansı Başkan Yardımcısı Heinrich Alt ile Alman SanatkarlarBirliği Başkanı Otto Kentzler, meslek eğitimi yapan Türkkökenli gençlere Almanya’nın ihtiyacının olduğunu söyledi.

Haberin Devamı

FEDERAL Çalışma Ajansı Başkan Yardımcısı Heinrich Alt ile Alman Sanatkarlar Birliği Başkanı (ZDH) Otto Kentzler, Almanya’da özellikle şu dönemde kızlı erkekli her gencin mesleki eğitim yapma imkanına sahip olduğunu belirtirken, Türk kökenli gençlere bu olanaktan yararlanma çağrısında bulundular.

Hürriyet’in Berlin bürosunu ziyaret eden Alt ve Kentzler, bu alanda velilere de önemli görevler düştüğünü hatırlatırken, gençlere, “Ama meslek edindikten sonra burada kalın. Bizim size ihtiyacımız var. Almanya’nın size ihtiyacı var” demeyi de ihmal etmediler. Heinrich Alt ile Otto Kentzler Hürriyet’in sorularını şöyle yanıtladılar:

Yapılan araştırmalar, mesleki eğitim alanında da göçmen kökenlilerin dışlandığını göstermektedir. Kalifiye elemana ihtiyaç duyulan bir ülkede hâlâ böyle dışlanmalar yaşanması şaşırtıcı değil mi?

Heinrich Alt: Evet, daha önceki yıllardaki araştırmalar, mesleki eğitimi başvurularında yerli-göçmen kökenli ayırımı yapıldığını ortaya koymuştur. Ancak bu alanda son yıllarda çok önemli ve olumlu gelişmeler kaydedildi. Bu sorun büyük ölçüde çözümlendi. Artık göçmen kökenli olup olmamak işverenler için birinci planda değil. Onlar için kendilerine uygun eleman yetiştirmek önemli. Yani başvuranların kendilerine uygun olup olmadıkları önemli. Örneğin Call Center’lerde iki dillilere öncelik bile tanınmaktadır. Yani göçmen kökenli olmak bir avantajdır bu ve benzer işyerlerinde. Örneğin hem Türkçe hem de Almanca bilen Türk kökenliler avantajlıdır. Yalnız Dortmund kentinde 40 bin Türk kökenli potansiyel müşteri vardır. Bunlara Türkçe yanıt vermek daha caziptir. Aynı durum Berlin için de geçerlidir.

Göçmen kökenlilerin önemli bir bölümü daha önceki yıllarda 6’ncı ve 7’nci sınıfta yeteri kadar çaba göstermedi mesleki eğitim yapmak için. Onlar daha çok ‘Nasıl olsa mesleki eğitim yeri bulamayacağım’ diye düşündü. Ama yok artık öyle bir şey. Özellikle şu anda isteyen herkes mesleki eğitim yeri bulabilir. Hatta boş kalan mesleki eğitim yerleri bile oldu geçen yıl. Bu yıl için de aynı durum geçerli olacaktır. Doğru dürüst bir diplomayla okulunu bitiren herkesin mesleki eğitim yapma imkanı vardır şu anda. Garanti bile verebiliriz. Mesleki eğitim piyasası herkese bu imkanı veriyor bugün. Günümüzün gençleri ‘Ben okulu bitirip diplomamı alırım, mesleki eğitim yeri de bulurum’ demeliler.

Otto Kentzler: Benim kendi işletmemde ve çevremde, Türkler ve diğer göçmen kökenli kızlı erkekli gençlerle çok olumlu tecrübelerim oldu. Almanya’da herkes profesör olacak diye bir kural yok. Ama yeni uygulama ile mesleki eğitim yapanlar da sonradan isterlerse yüksek öğrenim görüp profesör de olabilirler. Onlara bu yol açıldı. Ama ustalık diploması alanlar kendi işyerlerini kurabilirler. Bu Türkler arasında çok yaygındır. Örneğin Dortmund’da bir optik ustası kadın kendi işyerini m kurdu. Farklı ulustan insanlar çalışıyor onun yanında. Birçok genç onu örnek aldı ve o alanda mesleki eğitim yapmaya başladı. Gençler mesleki eğitim yapmalı. Ama mesleki eğitim yapan gençlerin burada kalmaları için daha yoğun çaba göstermeliyiz. Bu gençlere burada ihtiyacımız var. Almanya’nın onlara ihtiyacı var.

UYUMUN ANAHTARI DİLDİR

Türk kökenli gençleri mesleki eğitime yönlendirmek için neler yapılıyor? Neler yapılması gerekir?

Otto Kentzler: Yaşanılan bölgelerdeki dernek ve cemiyetlerle ilişki kurulması şart. Buradaki insanlarla ilişki kurup onlarla karşılıklı görüş alış-verişinde bulunursak, gençleri kazanmak ve yönlendirmek daha kolay olacaktır. Biz bunu kendi bölgemizde yıllardır yapıyoruz. Başarılı da olduk. Bu, tüm bölgelere, özellikle de küçük yerleşim birimlerine yayılmalı. Başka yaşam biçiminden korkulmamalı. Biz de korkmamalıyız, göçmen kökenliler de korkmamalı. Her ne kadar farklı bir intiba yaratılsa da Türk ailelerde annelerin güçlü olduğunu biliyoruz. Bundan yararlanmalıyız. Çocukları mesleki eğitime yönlendirmek için anneleri kazanmalıyız.

Mesleki eğitim ile genel eğitimin eş değer sayılması konusunda geçen hafta bir sözleşme imzaladık. Yani artık mesleki eğitim yapanlar da aldıkları diplomaların veya belgelerin genel eğitim kurumlarından alınan diplomalarla eş değer olduğunu bilip bu alana kaymaya daha fazla özen gösterecektir. Bu. uyuma da katkıda bulunacaktır. Çünkü uyumun anahtarı dildir, eğitimdir. Benim için en iyi uyum, mesleki eğitimdir.

Heinrich Alt: Okullarda düzenlenen ‘veli akşamları’ öğrencileri mesleki eğitime yönlendirmek için de iyi bir fırsat. Ebeveynler bu akşamlara katılmalı, öğretmen ve yöneticilerle hem çocukları hem de onların geleceği hakkında görüş alış-verişinde bulunmalı. Veliler çocuklarıyla birlikte mesleki eğitim danışmanlarına gitmeli. Onlara destek vermeli. Bazı ailelerde kızlı erkekli gençlerin eğitim merkezlerine gönderilmesi konusunda tereddütler var. Anneler ve babalarla konuşup bu tereddütler daha kolay aşılabilir. Bu yapılıyor da.

TÜRKÇE BİLGİLENDİRME

Federal Çalışma Ajansı’nın aileleri aydınlatma, gençleri bilgilendirme gibi program ve projeleri var mı?

Heinrich Alt: Yalnız göçmenlere dönük böyle özel programlarımız yok. Ama ‘Mesleki Eğitim Borsası’ düzenliyoruz sistematik olarak. Bu etkinlikte Türkçe de dahil 6 farklı dilde bilgi veriyoruz. Türkçe broşürler bastırıp hem okullara hem de Türk kökenlilerin yoğun olduğu bölgelerdeki kurum ve kuruluşlarda dağıtıyoruz. Aynı şey veliler için de geçerlidir. Türk medyası ile yakın ilişki içindeyiz. Göçmenlere spor üzerinden de ulaşmaya çaba gösteriyoruz. Spor kulüpleriyle işbirliği yapıyoruz. Alman Futbol Federasyonu (DFB) ‘Uyum Danışmanı’nı devreye soktu.

ZİRVE OLUMLU GEÇTİ

Başbakan Merkel başkanlığında yapılan zirvelere katılıyorsunuz. Ne getirdi bu zirveler?

Heinrich Alt: Uyum politikasına dönük çalışmalar diğer alanlara oranla daha yoğundu bu hükümet döneminde. Bu memnuniyet verici bir gelişmedir. Tartışma kültüründe bu süreç içinde olumlu gelişmeler de kaydedildi. 10 yıl öncesiyle kıyasladığımızda bu alanda çok önemli yol katedildiğini görüyorum. Örneğin Almanca öğrenilmesine ağırlık verilmesi. Almanca konuşulmayan ailelerde eskiden ciddi sıkıntı yaşıyorduk Federal Çalışma Ajansı olarak. Ama bu alanda yaşanan sıkıntılar önemli ölçüde atlatıldı. Son zirvede, anadilin önemi üzerinde duruldu. Amerika’daki Almanlar da yıllarca Almanca konuştular. İngilizce ikinci dildi. İkinci bir dili öğrenmek için ana dili iyi bilmek konusunu üzerinde ciddi ciddi kafa yorulmaktadır. Son zirve gerçekten etkileyiciydi.

Otto Kentzler: Her şeyden önce uyumun artı bir değer sağlayacağı konusunda herkes hemfikirdi. Konuşmacılardan biri iyi Almanca bildiği için kendisine hep ‘Bu kadar iyi Almanca’yı nerede ve nasıl öğrendiniz?’ diye sorulduğunu söyledi. Gerçekten yersiz bir soru. Daha önceki dönemlerde yapılan zirvelerde karşılıklı suçlamalar yaşanırdı. Eksiklikler önplana çıkarılırdı. Göçmen kökenliler, kendilerine yeteri kadar yer verilmediğinden, kendilerinin yeteri kadar dikkate alınmadığından yakınırlardı. Ama bu kez atmosfer daha yapıcıydı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!