Güncelleme Tarihi:
Bu hafta müzik dünyası üç çılgın Türk rapçiyi konuştu. Kool Savaş son albümü Maertyrer (Şehit) adlı solo albümüyle satışlarda liste başı oldu. Depeche Mode ve One Direction ikinci ve üçüncü sırada gelirken, dördüncü sıraya son solo albümü HAK parçasıyla Summer Cem oturdu. Altıncı sırayı ise Deutscher Traum (Alman Rüyası) adlı son albümüyle Eko Fresh aldı.
Alman basını, Almanca rap yapan ve Alman müziğine uluslararası başarı kazandıran bu üç Almanyalı Türkü, “Mikrofon üzerinden uyum başarısı” diye kutladı. Peki kim bu üç Türk? Nerden çıktı? Neyi sever? İbo mu dinler, Ahmet Kaya mı, Orhan Gencebay mı? Müziklerinde Türk tınısı var mı? Türkiye ve Türkçe’yle bağları nasıl? Üç sanatçıyla görüşüp bu soruları sorduk ve beklemediğimiz ilginç yanıtlar aldık.
Üçü de müzik dünyasında çok aktif. Kendilerini yakalamak çok zor. Kool Savaş’ı İsviçre’de, Summer Cem’i İngiltere yolcusuyken yakaladık.
Kool Savaş’la, Almanca konuştuk. Asıl adı Savaş Yurderi. Soğuk savaş anlamında Kool Savaş sanatçı adı. 1975 Aachen doğumlu.
Bir yaşındayken siyasi olan babayla aile Türkiye’ye gidiyor. Baba siyasetten hapse düşünce, annesi Kool Savaş’ı alıp tekrar dönüyor Almanya’ya. Kool Savaş 1990’dan beri hip-hop müzik sahnesinde. Altın plak ödülü var. Ama her solo albümden sonra kendini geri çekiyor.
İbo’yu seviyorum
-KOOL Savaş’a ilk sorum bu oldu. Karabatak gibisin. Bir kaybolup bir çıkıyorsun. Nereye kayboldun bir yıl?
Çok samimi söyleyeyim, biraz ara vermem gerekiyordu. Biraz özel hayatıma zaman ayırmak istedim. Sadece müzikle meşgul olmak istemedim. Sosyal ilişkilerimi tekrar canladırmak istedim. Kendime bir yıl zaman ayırdım. Biraz Kanada’da, biraz Heidelberg’te kaldım. Yeniden müzik yapma arzum kabarınca, stüdyoya koşup müziğe başladım.
- Senin için memleket neresi?
Annem Aachenli, babam Çorumlu. Ben artık Berlinliyim.
Türkiye’yle bağın nasıl?
Hmmm...
Zor mu cevabı?
Elbette orada köklerim var. Büyük babam orda yaşıyor. Biraz akraba var. Ama onlarla çok fazla bağımız yok. Büyükbabam daha çok bizi ziyaret ediyor. Şunu söyleyebilirim. Türkiye’ye gittiğimde öyle hemen derinden hissettiğim bir vatan hissi yok. Ama kültürel ve insani bağlarım var. Bunlar benim için önemli. Belki biraz daha yaşım ilerleyince, Türkiye’yi gezerek daha iyi tanıma fırsatı bulurum. Ama şimdi birçok Almanyalı Türkün yaptığı gibi Türkiye bir tatil ülkesi bizim için.
Nereye gidiyorsun Türkiye’de? İstanbul mu?
İstanbul benim için çok büyük. Trafik korkunç. Biz deniz kenarına gidiyoruz. Side’ye Belek’e, Kemer’e.
Entegrasyon kelimesiyle barışık mısın?
Ben bu sözcüğün hayranı değilim. Benim için her insan istediği gibi olsun, herkes kendi kültürünü yaşasın. Bu yüzden entegrasyonla ne kastediliyor, pek anlamıyorum da doğrusu. Çok sevmiyorum bu sözcüğü.
En çok neyi seviyorsun Türkiye’de?
Elbette insanlarını, insanların o dost sıcaklığını, tabii ki Türk mutfağını, manzarasını...
Sen vejetaryansın sanıyorum...
Doğru...
O zaman ne döner yiyebiliyorsun, ne kebap. Türk mutfağında neyi seviyorsun ki o zaman?
Türk mutfağı çok zengin. Zeytinyağlı mezeleri seviyorum. Güveçten, dolmaya, sarmaya, fasulyeye hepsini seviyorum. Benim için çok seçenek var. Türkiye’de sıkıntı çekmiyorum vejeteryan olarak.
Babam Çorumlu dedin. Çorumun nesi meşhurdur?
Leblebisi. Babam gidince getiriyor. Çok seviyoruz.
İBO’YU SEVİYORUM
Türkiye ile kültürel bağlarım var dedin. Müzik de buna dahil mi?
İbo’yu seviyorum tabii ki, onun dışında çok abartılı dinlediğim birileri yok. Ritimle bağım var mutlaka. Türk müziğinin melodisini seviyorum. Türk müziğiyle bağım olduğunu, bana ait olduğunu hissediyorum.
Müzik tarzına Türkçe tınılı Alman müziği diyebilir miyiz?
Öyle diyemem. Mutlaka Türk müziğinin bilinçaltında etkileri vardır. Ama benim müziğimin bir biçimde Türkçe tınısı olduğunu söyleyemem.
Ya şiirsel?
Türkçe en güzel dillerden biri. Şiirsel bir dil. Belki bu şiirsel dilden etkilenmiş olabilirim. Babam zaten şiir yazıyor.
Senin müzik tarzın battle (mücadale) rap. Neye karşı ya da neden yana bir mücadele bu?
Mücadele Hip-Hop müziğinin temel taşlarından biri. Sözlerle tartışmak, atışmak. En iyisi olmaya çalışmak. Saldırıyı seven bir lirik gibi. Burda söz konusu olan bir mücadele değil. En iyisi olmak, ilginç ve yaratıcı bir şekilde başkalarına kendini ifade etmek. Ben müziğimde kötü bir hava yaratmak, karamsar mesajlar vermek istemiyorum. Bazen provokatif, ama daha çok bir boksörün kendini boksa hazırladığı veya ringe çıkarken duyacağı bir marş müziği gibi. Motive eden bir müzik, ileriye götüren, ama biraz vahşi bir tarzda.
Boksör dedin. İlk rapçi Boksör Muhammed Ali’dir derler. O da ringe hazırlanırken, ritimsel “Ben hızlıyım. Kasırgayı ıslanmadan deler geçerim” gibi sözler söylerdi. Muhammed Ali etkisi senin müziğin için de geçerli mi?
Hayır, Elbette Muhammed Ali’yi tanıyorum. Ama onun boks maçlarını görmedim. Onun tartışmacı biri olduğunu biliyorum. Ama kafiyeli biçimde rakibiyle dalga geçerken, boks bitince, onu da kucaklayan biri. Beni müzik olarak etkilemedi ama, belirli bir paralellik var.
‘Hayvan’ kelimesini Almanca’ya o soktu
SUMMER Cem, asıl adı Cem Toraman, 1983 Mönchengladbach doğumlu. Anne baba Malatyalı. Eko Fresh, Bushido gibi ünlülerle çalıştı. Sucuk&Champagner solo albümü yaptı. KC Rebell ile yaptığı Hayvan parçasıyla hayvan kelimesi Almanca’ya girdi. Dört solo albümüyle hep satış listelerinde ilk onda yer aldı. Summer Cem’i İngiltere yolcusuyken yakaladık, Türkçe sorduk Türkçe cevap aldık.
Bu üç Türkün başarısını ne diye yorumlamak lazım?
Biz Almanya’nın, Alman toplumunun aynasıyız. Sadece müzikte değil, hemen her alanda başarılı isimler var. Bizim Almanya toplumuna vereceğimiz çok şey var.
Memleket deyince aklına ilk gelen yer neresi? Mönchengladbach mı, Malatya mı?
Malatya... Ama Mönchengladbach da benim vatanım.
Uyum senin için ne ifade ediyor?
Bizim kendi kültürümüzü, kendi geleneklerimizi unutmadan Alman kültürüyle uyuşmak.
Şarkılarında Türk müziği etkisi, tınısı var mı?
Ben hem Türk hem Alman hem Amerikan veya başka müziklerden ilham alıyorum. Bu anlamda birçok müziğin tınısı var diyebilirim. Benim müziğim sert rap. Bazen kaba gelebilir. Babam başta bu ne biçim müzik diyordu. Ama benim yaptığım rap melodili. Nakaratlar yapıyorum. Tepki var. Eleştiri var. Yaşadığımız hikayeler. Ama siyasi değil.
Annen baban şimdi rap dinliyor mu?
Eh, biraz alıştılar. Ama rap daha çok gençlere hitap ediyor.
İlk raple ilişkin nasıl oldu?
Benim amcam benden 10 yaş büyük. O rap dinlerdi. Ben onunla rap müziği tanıdım.
Türk müziği dinler misin?
Ahmet Kaya’yı seviyorum, Kıvırcık Ali’yi. Küçükken arabesk müziği çok severdim. Azer Bülbül dinlerdim.
Türk edebiyatını tanır mısın?
Türk şiirinden etkilendim. Çok fazla haşır neşir değilim ama annem bana Nazım Hikmet, Orhan Veli okurdu.
Türkiye’de sevdiğin yerler?
Türkiye’de çalışmayı düşünemiyorum, ama yaşamayı çok düşünüyorum. İstanbul favorim, çok seviyorum.
Niye Summer Cem?
Summer Cem adını, İngilizce’den esinlenerek aldım. Summer Jam adıyla yaz festivalleri düzenlenir. Ben de bunu İngilizce Türkçe yaptım.
Müzik hayatın mı senin?
Hayatımın önemli bir parçası. Ama ailem var, seyahati seviyorum.
Sosyal çalışmaların var mı?
Aziz Şahin adında 8 yaşında küçük bir çocuk var. Lösemi hastası. İlik aranıyor. Essen üniversite kliniğinde yatıyor. Gidip ziyaret ettim. Ona ilik bulunması için kampanya başlattım. Facebook’tan çağrı yaptım. 2.5 milyon insan gördü. Çok ses getirdi. 20 Aralık’ta onun için yardım konseri vereceğim. 6 Aralık’ta Witten’de hayranlarımla buluşup bağış toplayacağım.
Utandığım için artık küfürlü söylemiyorum
KÖLN’de büyüyen, 14 yıldır aralıksız rap yapan Eko Fresh, 17 Kasım’da yeni albümünü çıkardı. Eski tarzından da vazgeçti. Artık daha politik ve toplumsal mesajlar veriyor. “Artık utanıyorum küfürlü şarkılar söylemekten. Yaşım da ilerledi. Şimdi 31 yaşındayım. Bu yaşta küfürlü sözler söylersem yüzüm kızarır. Eskiden yolda bir çok kişi gelip ‘Çok küfür ediyorsun’ diyordu. Ben pek aldırmazdım. Ama şimdi yüzüm kızarır utanırım” dedi. Küfürlü ve daha sert sözler
içermeyen albümüyle ilk altıya girdiği için çok mutlu olduğunu belirten Eko Fresh, şöyle dedi:
“Eminim küfürlü ve daha sert sözler olsa gençler daha çok ilgi duyacaktı. Bu işin kolayı olurdu. Ancak ben Rap’ın küfür edilmeden de yapılacağını göstermek istiyorum. Bunun da çok tutulacağını biliyordum. Küfür ve sert sözlerin yer almadığı bir albümün çok satılması beni iki kez mutlu etti. 14 yıldır çalışıyorum. Şimdi meyvesini alıyorum. Şarkılarımda artık Türk ve Alman toplumunu buluşturmak istiyorum. İki toplumun birlikte yaşamasını sağlayacak mesajlara yer veriyorum.” Ali VARLI / BERLİN