Güncelleme Tarihi:
İran ile BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesi ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya (5+1 ülkeleri) arasında Viyana'da süren nükleer müzakerelerde anlaşmaya varılması, İran ile Batılı ülkeler arasında ekonomik ve siyasi işbirliğinin artacağı yönündeki beklentileri gündeme getirdi.
İran'a mali ve siyasi yaptırımların kalkması, Almanya ekonomisi için de yeni bir pazar oluşturması bakımından önem taşıyor. Özellikle makine, otomotiv, raylı araç üreticileri ve küçük aile şirketleri açısından İran'da yeni ticaret olanakları bulunabileceği belirtiliyor.
Anlaşmanın hemen sonrasında Batılı ülkeler ile İran arasında bazı adımlar atılmaya başlandı. Bu süreçte, özellikle Almanya'nın istekli tavrı dikkati çekti.
Konuya ilişkin soruları yanıtlayan uzmanlar, İran'ın anlaşmaya sadık kalması durumunda Almanya ile olan ticari ilişkilerin gelişebileceğini ve kısa süre içerisinde ticaret hacminin katlanacağını düşünüyor.
TİCARİ BAĞLAR YENİDEN CANLANABİLİR
ING Group Almanya Kıdemli Ekonomisti Carsten Brzeski, Almanya Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Sigmar Gabriel'in İran'a ziyaretinin İran'a kapıların açık olduğunu ve Alman işletmelerinin İran pazarına girmek istediğini gösteren açık bir sinyal olduğunu söyledi.
Yaptırımlar öncesinde Alman işletmelerinin İran ile yakın bağları bulunduğunu belirten Brzeski, "Şimdi onlar, bu ilişkileri yeniden kurmak istiyor ve Alman hükumeti de onları destekleme konusunda istekli. Siyasi ve iş ziyaretleri kombinasyonu yeni değil. Almanya Başbakanı Angela Merkel daha önce Çin'e de benzer ziyaretler yapmıştı" diye konuştu.
İki ülke arasındaki ticari bağların yeniden canlanabileceğine dikkati çeken Brzeski, "Bu ticari bağlar yeniden canlandırılabilir mi? Evet, tabii ki canlandırılabilir. İran, Alman üst sınıf tüketici ürünleri ve aynı zamanda makine, tüm sanayi tesisleri, altyapı gibi Alman yatırım malları için ilginç bir pazar sunuyor" ifadelerini kullandı.
Brzeski, ayrıca söz konusu potansiyeli kullanmanın önemli olduğunu ancak bunun asla Almanya'nın diğer büyük ekonomilerle olan ticaret bağlantılarını telafi edemeyeceğini sözlerine ekledi.
ÜLKELER ARASINDAKİ TİCARET İKİYE KATLANABİLİR
Berenberg Baş Ekonomisti Holger Schmieding de Alman Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği'nin (DIHK) iki ülke arasındaki ticaret hacminin kısa vadede 5 milyar Euro'ya, orta vadede ise 10 milyar Euro'ya ulaşması yönündeki tahminlerini gerçekçi bulduğunu dile getirdi.
Schmieding, "Eğer İran anlaşmayı gerçekten onaylar, uygular ve İsrail'i tehdit etmeyi bırakırsa, İran ile Batılı ülkeler arasındaki ticaret 2 yıl içerisinde kolaylıkla ikiye katlanabilir. Beş yıl içinde de 3-4 kat artabilir" değerlendirmesini yaptı.
Schmieding, İran'da büyük bir potansiyel olduğuna dikkati çekerek, Almanya'nın, makine ihracatına odaklanarak bu potansiyelden en çok yararlanan ülkelerden biri olabileceğini ancak İran'ın potansiyelden faydalanmak için davranışlarını değiştirip değiştirmeyeceğinin hala açık bir soru olduğunu kaydetti.
DekaBank Başekonomisti Ulrich Kater ise İran'ın Almanya'nın ticaretindeki küçük bir öneme sahip olduğunu ifade etti.
Bu yüzden İran'ın düşük bir seviyeden dünya ekonomisine yeniden bir uyum başlatmak zorunda olduğunu aktaran Kater, genel anlamda, ticari ilişkilerin aynı zamanda siyasi entegrasyonun da bir aracı olduğunu dile getirdi.
ALMANYA'NIN İHRACATINDA 50'NCİ
Almanya Federal İstatistik Ofisi'nin (Destatis) verilerine göre, Almanya ile İran arasında 2014'teki toplam dış ticaret hacmi 2 milyar 686 milyon 742 bin Euro seviyesinde gerçekleşti. Almanya'nın geçen yıl 2 milyar 391 milyon 4 bin Euro'luk ihracat yaptığı İran, Almanya'nın ihracat sıralamasında 50'inci ülke oldu.
Aynı dönemde Almanya, İran'dan 295 milyon 738 bin Euro'luk ithalat gerçekleştirirken, İran, Almanya'nın en çok ithalat yaptığı ülkeler sıralamasında 82'nci sırada yer aldı.