Almanya’da Türk kadını için danışma hattı
Güncelleme Tarihi:
Almanya’da intihara sürüklenen genç Türk kadınlarını hedefleyen ve Berlin’de hayata geçirilen danışma hattımedyanın ilgi odağı oldu. Der Spiegel, 170 bin Türk’ün yaşadığı Berlin’deki intiharlar ile nedenlerini yazdı.
ALMANYA’da yaşayan genç Türk kadınları arasında gözlemlenen intihar girişimlerinin oranının aynı yaşlardaki Alman hemcinslerine kıyasla beş kat daha fazla olduğu açıklandı. ‘Der Spiegel’ dergisinin konu aldığı haberde, genç kadınların iki kültür arasında bocaladığı ve bu nedenle çareyi yaşamlarını sonlandırmakta bulduklarına yer verildi. Türk ailelerinde yaşanan aile baskısı ve aile için şiddetin genç kızları bu yola ittiği savunulan haberde, intihar girişiminde bulunmuş genç kızların yaşam hikayeleri örneklerle betimlendi.
‘SESLERİNİ DUYURAMIYORLAR’
Haberi kaleme alan Barbara Hardinghaus, yaklaşık 170 bin Türk’ün yaşadığı Berlin’de hayata geçirilen danışma m hattı ve intihar girişimlerinin arkasında yatan nedenleri işledi. ‘Hayatına değil, suskunluğuna son ver’ sloganı ile genç Türk kadınlarını hedefleyen danışma hattında çalışan Dr. Meryam Schouler- Ocak, bu şekilde yaşamını yitiren 18 - 35 yaş arası genç Türk kadınlarının oranının da, aynı yaş sınıfındaki kadınlarınkinden iki kat daha fazla olduğuna dikkat çekti. Schouler- Ocak, haberde intiharların çoğu kez zorla evlilik, namus cinayeti veya aile baskısı nedeni ile gerçekleştiğini vurguladı. Kadınların kendilerini bir çıkmazda gördüğünü ve yardım çağrılarını kimseye duyuramadıklarını vurgulayan Schouler-Ocak, danışma hattı sayesinde bu kadınların başvurabilecekleri ve danışabilecekleri bir imkan sunulduğunu söyledi.
AFİŞLERLE DUYURULUYOR
Dünya Sağlık Örgütü’nün 2004 araştırmasına göre her 100 bin Alman kadından 86’sı, her 100 bin Türk kökenli kadından ise 512’si intihar girişiminde bulunuyor. Berlin Charite Hastanesi Psikiyatri Kliniği Başhekimi Heinz, hizmete aldıkları ve 9 ay süreyle hizmet verecek danışma hattı için otobüs ve metrolarda afişler asılırken, gazete ve radyolara ilanlar verildiğini söyledi. Heinz, Türkler’in psikolojik hastalıklarının tedavisinde karşılaşılan en büyük zorluğun Almanca olduğunu anlatırken, karşılaşılan diğer bir zorluğun ise psikolojik hastalıkların fark edilmesinde, aile ve kültürel çevrenin de rol oynaması olduğunu belirtti.