Güncelleme Tarihi:
Almanya, dünyanın en zengin ülkelerinden biridir.
Almanya, modern bir ülkedir.
Almanya, çağdaş bir ülkedir.
Ama geçmişte olduğu gibi günümüzdeki bazı toplumsal gelişmelere baktığımızda,Almanya’nın hep geriden geldiğini görüyoruz.
Örneğin, kadın erkek eşitliği...
Kadınlara seçme ve seçilme hakkı Yeni Zelenda’da 1893, Avustralya’da 1902, Finlandiya’da 1906, Norveç’te 1913, Azerbaycan’da 1917 yılında verildiği halde, Almanya’da bu uygulama 1919 yılında başlamıştır.
Yani Azerbaycan’dan iki yıl sonra. Başka bir deyişle, Azerbaycanlı kadınlar Alman kadınlardan iki yıl önce seçme ve seçilme hakkını kazanmıştır.
¡¡¡
Türk kadını ise ancak 1930 yılında yerel düzeyde, 1934 yılında da genel seçimlerde seçme ve seçilme hakkı elde etmiştir.
Almanya’da 1933 yılında Hitler iktidara geldikten sonra kadınların seçilme hakkı ellerinden alınmıştır.
Kadınlara yapılan bu haksızlık, 23 Mayıs 1949 tarihinde Anayasa’nın kabulüyle kurulan Federal Almanya Cumhuriyeti’yle son bulmuştur.
Alman Anayasası’nın 3’üncü maddesinde “Bütün insanlar yasa önünde eşittir. Erkek ve kadınlar eşit haklara sahiptirler” dense de, bazı alanlarda bu eşitliğin sağlanması yıllar almıştır.
Örneğin kadınların çalışabilmesi için eşlerinin izni gerekiyordu.
Yani evin erkeği, “Çalışmasına izin vermiyorum” derse, iş bulsa bile kadın çalışamıyordu.
Bu alandaki yasal değişiklik ancak 1977 yılında gerçekleşti.
Kadın herhangi bir işyerinde çalışsa bile erkekler onlar adına çıkış verebiliyordu.
Hem de 1958 yılına kadar.
¡¡¡
Bavyera’da rahibeler gibi kadın öğretmenlerin de evli olmamaları gerekiyordu.
Çünkü kadının yeri ailesiydi.
Onların başkalarının çocuklarıyla değil, kendi çocuklarıyla ilgilenmesi gerekiyordu.
İşte o yüzden de evlenmek isteyen kadın öğretmenler işten atılıyordu.
Almanya’da 1962 yılına kadar bir Alman kadın kendi adına bankada hesap açtıramıyordu.
Erkeğin iznine gerek vardı.
Çalışan kadınların aylıkları da eşlerine ait banka hesaplarına havale ediliyordu.
Almanya’da 1969 yılına kadar kadınların ticaret yapmalarına da izin verilmiyordu.
Bu liste daha da uzatılabilir...
¡¡¡
İşte Almanya’da son günlerde eşcinsel evlilik tartışmaları başladı.
Koyu Katolik bir toplum olan İrlandalıların eşcinsel evliliğe onay vermesi üzerine Almanya’da da benzer tartışmalar neredeyse kavgaya dönüştü.
Başta muhalefetin küçük kanadını oluşturan Yeşiller ve Sol Parti olmak üzere hükümet ortağı Sosyal Demokrat Partili (SPD) bazı parlamenterler, Almanya’da da eşcinsel evlilik yolunun açılmasını talep ettiler.
Başbakan Angela Merkel’in genel başkanlığını yaptığı Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) mensubu bazı parlamenterler de eşcinsel evliliğe yasal olarak izin verilmesine sıcak baktıklarını açıkladılar.
Ama Başbakan Merkel, CDU’nun tutucu tabanını dikkate alarak buna karşı çıkmaktadır.
Daha tutucu olan kardeş parti Hıristiyan Sosyal Birlik (CSU) ise tamamen karşıdır.
Şu anda geçerli yısalara göre Almanya’da eşcinsel çiftler evlenme cüzdanı alamıyorlar, ama Evlendirme Daireleri’ne giderek yaşam ortaklığını tescil ettirebiliyorlar.
¡¡¡
Nitekim yıllar önce, “Ben eşcinselim. Böylesi de iyi” diyen Berlin’in eski Eyalet Başbakanı Klaus Wowereit, hayat arkadaşı ile bu yola başvurmuştur.
Aynı şekilde Almanya’nın Hür Demokrat Partili (FDP) eski Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle de erkek arkadaşı ile Bonn’daki Evlendirme Dairesi’nde yaşam ortaklıklarını kayıtlara geçirtmiştir.
Hollanda, Belçika, İspanya, Portekiz, Norveç, İsveç, Danimarka gibi birçok Avrupa ülkesinde eşcinsel evlilik yolu çoktan açılmıştır.
Dünyanın daha birçok ülkesinde de.
Bu, şüphesiz Almanya’da da gerçekleşecektir.
Ama çeşitli alanlarda olduğu gibi biraz gecikmeli olarak.
Tabii biraz da kavgalı olarak.