Güncelleme Tarihi:
Yurdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın düzenlediği ‘Uluslararası Hukuk ve Mukayeseli Hukuk Eğitim Programı’nın açılış törenine, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in yanı sıra Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Serruh Kaleli, Dışişleri Bakanlığı Bakan Yardımcısı Naci Koru ile davetliler katıldı.
Törende konuşan Bozdağ, Avrupa’nın değişik ülkelerinde, insan haklarıyla eşitlikle, hürriyetle, adaletle ve bugün Avrupa’nın üzerinde yükseldiğini iddia ettiği değerlerle pek alakası olmayan durumların yaşandığını söyledi.
İktidarlar desteklerse toplum için zararlı olur
Aşırılık, ırkçılık, İslamafobia gibi her türlü radikal akımın, batıda ve başka ülkelerde taraftar bulduğunu ifade eden Bozdağ, taraftar bulmasının da ötesinde iktidar sahipleri ve iktidara talip güçlü siyasal partiler tarafından de destek bulduğunu belirtti. Bozdağ, marjinal grupların her ülkede olabileceğini, ancak bunların iktidar sahipleri ve iktidar adayları tarafından desteklenmesi halinde toplum için zararlı hale geleceğini vurguladı.
Federal Alman İçişleri Bakanlığı’nın Güvenlik İşbirliği İnisiyatifi adı altında başlattığı kampanya sürecine de değinen Bozdağ, şöyle devam etti: “Bir ülke kendi ülkesinde yaşayan Müslümanları güvenlik problemi olarak ele alıyor. ‘Bunlar güvenlik sorunu oluşturabilirler, buna engel olalım’ diyor. Bu, Müslümanlara hakarettir, saygısızlıktır. Bir yandan ‘İslamafobia ile mücadele edeceğiz’ diyeceksiniz, öte yandan İslamofobia’nın toplumun her kesimini teslim almasına yol açacak adımlar atacaksınız. Böylesi bir şey olamaz.”
Eşitlik ilkesi ayaklar altına alınır
Vazgeçilmezse 21 Eylül’de kampanya sürecinin başlayacağını söyleyen Bozdağ, kampanyada kullanılan başörtülü kadın fotoğrafının yer aldığı afişi de eleştirdi. Bozdağ, şunları kaydetti: “Ne demek bu, başı örtülü insanları terör örgütüne kaymakla suçlamak, başını örten herkesi terörist olarak damgalamak. Böyle bir şey olabilir mi? Böyle olanları hemen devlete ihbar etmesi için Almanya’da yaşayan insanları jurnalciliğe davet etmek. Bir hukuk devleti bunu yapabilir mi? Türkiye’de Hristiyanlarla ilgili böyle bir iş yapsak herhalde bütün dünya ayağa kalkar. Bu çok tehlikeli bir yaklaşımdır. Büyük bir hak ihlalidir, hürriyete müdahaledir. Eşitlik ilkesinin ayaklar altına alınmasıdır, adaletsizliktir.”
“Sayın İçişleri Bakanı terörle mücadele etmek istiyorsa ülkesinde PKK terör örgütünün yüzlerce derneği var. Her gün toplantı yapıyorlar, para topluyorlar. İnsanlar ölsün, öldürülsün diye silaha yatırmak için. Masum insanlardan terörist devşirme yerine, suçsuz insanlardan suçlu çıkarma yerine, gerçek suçluların, gerçek teröristlerin karşısında hukuk devleti durur. Umuyorum ve diliyorum ki Almanya’da bu yanlış yoldan döner. Eğer terörle mücadele etmek istiyorsanız, buyurun teröristler orada eylem yapıyorlar. Onlara her türlü himaye sağlanıyor ama suça bulaşmamış, sadece inancının gereğini yaşayan insanlardan suçlu çıkarma gayreti var. Bunun radikal bir akım tarafından yapılmış olsa bunlar şöyledir, böyledir deriz. Ama bir ülkenin İçişleri Bakanlığı kendi himayesinde oluşturduğu inisiyatifle suçsuz insanlardan suçlu, terörle alakası olmayanlardan terörist devşirme gayreti içerisine girer ve bütün insanları da bunları jurnalleme, fişleme gayreti içine girerse, bu ülkenin adı hukuk devleti olamaz. Bu ancak diktatörlükte olabilir.”
Merkel bu aymazlığın karşısında durmalı
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in sünnet yasağı konusunda önemli bir adım atarak, mahkeme kararını işlevsiz kılmak için yasal düzenleme yapıldığını söyleyen Bozdağ, şöyle devam etti: “Ama burada bunu yapan bir mahkeme değil, Sayın Merkel’in hükümetindeki İçişleri Bakanı. O yüzden buradan Sayın Merkel’e sünnet yasağında gösterdiği sağduyulu yaklaşımı kendi İçişleri Bakanının ortaya koyduğu aymazlık, hukuksuzluk ve keyfilik karşısında da ortaya koymaya davet ediyorum. Umarım bu kampanyanın başlatılmasına izin vermez. Almanya’yı bu konuda bir kez daha duyarlı olmaya ve kampanyanın başlatılmasını engellemeye davet ediyorum. Sayın Merkel’in olumlu bir adım atacağına olan inancımı da muhafaza ediyorum.”
Haksızlıkların karşısında durun
KONUŞMASINDA genç hukukçulara da seslenen Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, şunları söyledi: “Radikalizmin, haksızlığın, hukuksuzluğun, keyfiliğin karşısında durabilecek en güçlü ordu hukukçulardan oluşur. Siz, bulunduğunuz her yerde hakkın ve hukukun temsilcisi olur ve haksızlıkların karşısında durursanız, sadece Türk hukukçular değil, Alman hukukçular, Fransız hukukçular, başka ülke hukukçularıyla işbirliği yaparak aşırılıkların, haksızlıkların, hukuksuzlukların karşısında duran ortak bir adalet sesi, ortak bir eşitlik ve hürriyet sesini dillendirebilirsek dünyamız daha yaşanır hale gelir.
Sünneti de yasakladılar
ALMANYA’da mahkeme kararıyla sünnetin yasaklandığını anımsatan Bozdağ, şöyle konuştu: “Mahkemenin verdiği kararın sonucu, sünnet yapmanın yasaklanmasına izin veriyor. Sünnet, Müslümanların ve Yahudilerin inançlarının gereğidir. O zaman siz bir mahkeme kararıyla bir dinin, bir inancın gereğini yerine getirmesini yasaklayabilir misiniz? Böyle bir hakkı herhangi bir mahkeme kendisinde görüyorsa, orada hukukun üstünlüğünden bahsedilemez. Çünkü hukukun üstünlüğü, inançlara saygıyı esas alır.” Herkesin, özellikle genç hukukçuların, insan haklarından, hukukun üstünlüğünden, adaletten yana sesini yükseltmesi, haksızlığın ve keyfiliğin karşısında durması gerektiğini vurgulayan, Bozdağ, “Çünkü adalet, hürriyet ve eşitlik sadece Türkler için değil, insan olan herkes için lazımdır. Tüm toplumların huzuru, refahı, barışı için gereklidir” dedi.
AİHM’de Türk hakim ve savcılar olacak
ADALET Bakanı Sadullah Ergin, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) hakkında en çok ihlal kararı verilen ülke olduğunu belirterek, bu gerçekle yüzleşmeyi, sorunları çözmeyi ve ihlal kararlarını en aza indirmeyi amaçlayan bir eylem planı hazırladıklarını söyledi.
Bu kapsamda yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Ergin, bu çalışmalardan yüz ağartıcı sonuçlar alınacağına inandığını dile getirdi. Ergin, uluslararası kuruluşlarda hakimlerin görev almasının sağlandığını, başta AİHM olmak üzere uluslararası kuruluşlarda görev yapan Türk hakim ve savcıların, uluslararası uygulamalar konusunda hızlı bilgi akışında önemli birer köprü görevi göreceklerini anlattı.
Bakan Ergin, AİHM’de görevli hakimlerin, infaz hakiminin dosya üzerinden karar vermesini ihlal sayan AİHM pilot kararını Türkiye’ye ilettiğini, bir nevi erken uyarı sistemiyle Türkiye hakkında çıkacak ihlal kararını ileterek Türkiye’yi ikaz ettiklerini kaydetti. Böylelikle, benzer şekildeki 700 dosya ile ilgili kanun değişikliğine gidildiğini ifade eden Ergin, muhtemel ihlal kararlarının verilmesinin engellendiğini kaydetti.