Güncelleme Tarihi:
DÜNYA Futbol Şampiyonası bitti...
Brezilya’da mutlu sona Arjantin’i finalde 1-0 yenen Almanya ulaştı...
Hem de ne mutluluk...
Final günü öğle saatlerinden itibaren başkent Berlin’de tarihi Brandenburg kapısına açılan 17. Juni Caddesi dolmaya başladı.
Karşılaşmaya saatler kala meydana giriş kapıları kapatıldı...
Çünkü adım atacak yer kalmamıştı...
500 bine yakın kişi meydanı ve caddeyi doldurmuştu...
Hamburg, Köln, Münih, Stuttgart gibi Almanya’nın birçok kentinde de aynı görüntüler...
Zaman zaman bardaktan boşalırcasına yağan yağmura aldırış eden yoktu...
Herkesin gözü dev ekranlara yansıyan futbol görüntülerindeydi...
Karşılaşmanın normal süresi bitip uzatmaların 113’üncü dakikasında Mario Götze altın gölü atınca adeta tüm dünya Almanların oldu...
Bitiş düdüğüyle birlikte Almanya 4’üncü kez Dünya Kupası’nın sahibi olurken, yalnız Almanya’da ekran başındaki 35 milyona yakın Alman izleyiciyle birlikte Brandenburg Kapısı önündeki ve diğer kentlerdeki seyirciler de adeta mutluluktan uçuyorlardı...
Bu coşku, bu sevinç karşılaşmadan sonra Berlin’in ünlü Ku’Damm Caddesi’ne taştı.
Diğer kentlerde de öyle...
* * *
Otomobillerine binen, ellerine siyah-kırmızı-altın rengi Alman bayrağını alan, omuzuna Alman bayrağını dolayan caddelere döküldü...
Alman bayrağı renkli şallar, tişörtler, şapkalar giymiş kızlı-erkekli gençler...
Hatta çocuklar, orta yaşlılar, yaşlılar...
Aralarında kızlı-erkekli göçmen kökenli gençler...
Çocuklar, orta yaşlı ve yaşlı yeni Almanlar...
Hepsi de mutlu...
Hepsi de Alman Milli Takımı’yla gurur duyuyor...
Dün de öyleydi...
Alman Milli Takımı’nı Brandenburg Kapısı önünde yüzbinlerce kişi coşkuyla karşıladı...
* * *
Almanya ilk kez 1954 yılında Dünya Kupası’nın sahibi oldu.
İsviçre’nin Bern kentinde Macaristan’ı finalde 3-2 yenen Almanya Bern mucizesini yarattı.
Ben o zamanlar henüz 4 yaşındaydım...
Hatırlamıyorum...
Hatırlamam mümkün de değil zaten...
Çünkü o zamanlar benim doğup büyüdüğüm ve sonradan ilçe olan Konya’ya bağlı Derebucak Köyü’nde radyo yoktu...
Televizyon yoktu...
Gazete yoktu...
Çok sonraları bu şampiyonluk sevincini televizyon ekranlarında izledim.
Hiç de bugünkü gibi değildi kutlamalar...
Ellerde bayraklar yoktu...
Otomobile binip kentlerin ünlü caddelerine dökülmek yoktu...
Sınırlı coşku vardı...
Almanya 1974 yılında kendi ülkesinde yapılan Dünya Kupası’nı da kazandı.
Hem de komşu ülke Hollanda’yı Münih’teki Olimpiyat Stadyumu’nda 2-1 yenerek.
* * *
O zamanlar Almanya’daydım.
Bochum Ruhr Üniversitesi’nde yüksek öğrenim yapıyordum.
Bütün karşılaşmaları öğrenci yurdunda arkadaşlarla birlikte izlerdik.
Yaşadığım ülkenin şampiyon olmasını Alman arkadaşlarla birlikte kutladım..
Ama sokaklarda, caddelerde değil, kaldığımız yurdun bahçesinde...
Almanya 1990 yılında İtalya’nın başkenti Roma’daki Stadion Olimpico’da Arjantin’i finalde 1-0 yenerek 3’üncü kez Dünya Kupası’nın sahibi oldu. O zaman Bonn’daydım... Tabii ki, Almanlar çok sevindi...
Ama bu sevinçlerini dışa yansıtma cesaretini bir türlü gösteremediler.
Çünkü Alman bayraklarını ellerine alıp sokaklara dökülmenin Hitler Almanyası çılgınlığı gibi değerlendirilip, yanlış anlaşılacağını düşünüyorlardı...
Almanlar bu komplekslerini ancak 2006 yılında ilk kez aşmayı başardılar...
Almanya’da yapılan ve İtalya’nın Dünya Kupası’nı kazandığı, Almanya’nın 3’üncü olduğu bu şampiyona boyunca Almanlar ülkede yaşayan göçmen kökenliler sayesinde bayraklarını ellerine alıp Alman Milli Takımı’nın başarısını kutlamak için sokaklara dökülmeye başladılar.
Evlerinin balkonlarına, pencerelerine Alman bayrağı asmaya da...
Böylece Almanlar başkalarının yanlış anlamaları korkusunu aştılar...
Yani Almanlar da zaman içinde değiştiler ve coşkulu kutlamaya alıştılar...