Almanlar 140 yıldır Türkiye’yi kazıyor

ALMANYA’nın Bochum kentinde bulunan Alman Maden Müzesi’nde 6. Anadolu Metal Arkeoloji Sempozyumu düzenlendi. "Türkiye’de 140 Yıllık Alman Arkeoloji Araştırmaları" başlıklı sempozyumun onur konuğu 50 yıl Türkiye’de arkeolojik çalışmalar yapan Heidelberg Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Harald Hauptmann oldu. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Arkeolog Prof. Dr. Ünsal Yalçın, Alman Arkeoloji Araştırmalarının Türkiye’deki 140 yıllık tarihini özetledi.

Türkiye’deki arkeolojik çalışmaların 140 yıl önce Heinrich Schliemann’ın Troya kazıları ile başladığını ifade eden Prof. Dr. Ünsal Yalçın, "Türkiye’de diğer Alman kazı alanları Pergamon, Priene, Magnesia, Milet, Palmira, Nemrut, Hattuşaş ve Tel Halaf’dır. Aynı yıllarda dünyanın bir çok yerinde arkeolojik çalışmalar yapılıyordu. Arkeoloji araştırmaları yaklaşık 200 yıl önce başladı. Anadolu’da Osmanlı’nın son döneminde başlayan arkeoloji araştırmaları dünyanın kültür tarihinde ayrı bir yere sahiptir" dedi.

Osmanlı Devleti’nde batılı bir çok araştırmacının çalışmalarına rağmen arkeolojide Alman arkeologlarının ayrı bir yere sahip olduğunu söyleyen Yalçın, "Alman araştırmacılar Türk Arkeolojisi’ne bir disiplin getirmişlerdir. Almanya ve Osmanlı Devleti arasındaki yakınlaşmada Alman arkeologların önemli bir rolü vardır. Bu önemli rol sayesinde Osmanlı ordusunun modernizasyonu, demir ve kara yollarının yapılması gibi alanlarda gelişmeler sağlanmıştır" diye konuştu.

Cumhuriyet döneminde de Alman arkeologların çalışmalarının devam ettiğini belirten Ünsal şöyle konuştu: "1931 yılında Türk Tarih Kurumu’nun kuruluşu ile Almanya’ya burslu gönderilen öğrenciler arkeoloji eğitimi aldılar. Jale İnan, Ekrem Akurgal gibi bir çok öğrenci Berlin ve diğer Alman üniversitesinde arkeoloji eğitimlerini tamamlayarak Türkiye’ye döndüler. Bu arkeologlar Türkiye’de arkeolojinin en üst değerlerin oluşturmuşlardır. Türkiye’de bugün yaklaşık 24 Alman kazı alanı bulunuyor."

Essen Başkonsolosu Şule Özkaya da sempozyumun göçün 50. yılına denk gelmesinin önemine dikkati çekerek, "Anadolu Asya ile Avrupa’nın ortasında bir kültür köprüsüdür. Anadolu’da Milet, Bergama, Efes gibi yerlerde gerçekleşen arkeolojik araştırmalar dünya kültür mirasının ortak eseridir" dedi.

Türkiye’de 50 yıllık arkeolojik çalışmaları ile tanınan, sempozyumun onur konuğu Prof.Dr. Harald Hauptmann, Türkiye’yi ikinci vatan olarak gördüğünü söyledi. Anadolu’nun insanlık tarihindeki önemine değinen Prof.Dr. Harald Hauptmann, Türkiye’de şu anda bilim adamları tarafından bir çok yerde kazılar yapıldığını, bir çok kazı alanının yapılacak barajlar nedeniyle hızlandığına dikkati çekti.