Güncelleme Tarihi:
ALMANYA’da aynı zamanda bir çok teknoloji ödülünün de sahibi olan ‘Crytek’ yazılım şirketinin sahiplerinden Avni Yerli’nin eşisiniz. Ülkedeki Türklere ait en büyük şirketlerden birine sahipsiniz. Modaya girdiniz ve 4 yılda büyük bir başarıya ulaştınız. Nasıl oldu bu? Hem kendinizden hem de bu başarıdan bahseder misiniz?
Türkiye’den işçi olarak gelen ve Almanya’da iki kültür arasında büyüyen çocukların nesliyiz. Lise döneminde sanatsal yeteneğim olduğunu keşfettim ve 2000 yılında Paris, Düsseldorf ve Hamburg’da makyaj sanatçısı ve stilist olarak çalıştım. Bir kaç yıl da stilist olarak Dior ve Versace ile çalıştım. O dönemlerde eşimin kurduğu şirkette bir başarı patlaması oldu ve şirket hızla büyüdü. O dönemde moda dünyasına ara verip eşimle birlikte çalışmaya başladım. Araya hamilelik yıllarım girdi ve modadan da eşimle birlikte yürüttüğüm bilgisayar-yazılım çalışmalarından da uzak kaldım. Bugün 15, 10 ve 8 yaşlarında üç çocuk annesiyim. 10 yıl boyunca bütün zamanımı çocuklarıma ayırdım. Çocuklarım büyüyünce modaya dönüş yaparak aktif iş hayatına atıldım.
HESSEN’İN EN İYİ 10 KADIN GİRİŞİMCİSİNDEN BİRİ
Markam ‘Chili Bang Bang’ı oluştururken Los Angeles’ın eklektik yaşam tarzından ilham aldım.
Göz alıcı, şık ve sokak stillerinin bütün unsurlarını taşıyor. Modellerimin hepsinde güçlü ifadelerle oluşturulmuş özgün tasarımlar yer alır. Başarımın ödüllendirilmiş olması da beni ayrıca mutlu ediyor. 2016’da Hessen’in eyaletinin en iyi 10 kadın girişimcisinden biri seçildim ve Ekonomi Bakanı Tarek Al Wazir tarafından ödülle onurlandırıldım. Bu dört yılda kendimi inanılmaz geliştirdiğime inanıyorum. Bakış açım, tanıştığım insanlar, attığım adımlar ve başarılarla bugün kendine güvenen, kendi ayakları üzerinde durabilen bir kadın oldum. Kişiliğimin çok daha güçlendiğini hissediyorum.
Eşiniz Avni Yerli, bu durumu nasıl karşıladı?
Çok şanslıyım. Eşim benimle her zaman gurur duymuş ve desteklemiştir. Elbette eşim de bir değişim yaşadı. Çünkü hayatta herşeyi ortak yapmanın ve hayatı her yönüyle paylaşmanın daha güzel bir duygu olduğunu birlikte keşfetmiş olduk.
KARDEŞİ JULIA ROBERTS İÇİN SİPARİŞ VERDİ
Bir çok Alman ünlünün üzerinde sizin tasırımlanızı görüyoruz. Nasıl tanıyıp beğendiler?
İşimle ilgili şöyle bir düşüncem vardı: Chili Bang Bang bir giysiden öte hayat felsefesi olmalıydı.
Öncelikle kadının gücünü göstermeli, sağlıklı bir feminizm taşımalı ve pozitif enerji vermeliydi. Adı gibi tasarımların bir de ifade şekli olmalıydı. Kadınların gücünü, kendine güvenini artıracak bir marka oluşturmalıydım. Tişörtlerin içine parlak parıltılı taşlar ekleyince, aradığım çizgiyi bulduğumu farkettim.
Ünlü sanatçılar, fuarlardaki standımı ziyaret ettiklerinde bana ilk sözleri ürünlerimin çok farklı ve çok kaliteli olduğuydu. Ürünlerimi kendiliğinden giymeye başladılar. Birçoğu ile direkt iletişimim var.
‘Bu da mı benim tasarımlarımı giyiyor’ dediğiniz ünlü oldu mu?
Hollywood oyuncusu Eric Roberts, bir fuarda beni ziyaret edip eşi ve kardeşi Julia Roberts için tişörtlerimizden sipariş verdi. Buna şaşırmıştım. Almanya’da Natascha Ochsenknecht ürünlerimizin takıntılı hayranı ve tüm televizyon projelerinde giyiyor. DJ ve modacı Giulia Siegel, Frauke Ludowig, Jana Ina Zarella, Jenny Elvers gibi bir çok sanatçı da tasarımlarımızı beğenerek giyiyor.
MADE IN TURKEY BİR İLTİFAT VE GURUR KAYNAĞI
Tasarımlarınızı Türkiye’de mi üretiyorsunuz?
Üretimi İstanbul’da yaptırıyorum. Kaliteye en üst düzeyde dikkat ediyorum. İstanbul’un seçkin şirketleriyle çalışıyorum.
Etnik kökeninizin veya üretimin İstanbul’da yapılıyor olmasının işinize yansıması oluyor mu?
Ben İstanbul’da üretimi çok olumlu görüyorum. Çünkü pek çok insan Türkiye’yi yanlış tanıyor. Çin ve Hindistan’da yapılan üretimlerde çocukları çalıştıran üreticiler de var. İnsanları günde 12 saat çalıştırıp baskı uygulayıp sömürüyorlar. Ben böyle bir tarzı benimsemediğimden Türkiye’de Avrupa standartlarına sahip şirketlerle çalışıyorum. Ürünlerin ‘Made in Turkey’ olması bir iltifat ve övünç kaynağı benim için.
200 NOKTADA VİTRİNLERİ SÜSLÜYOR
Yeni girişiminizin sosyal çevrenize ne gibi etkileri oldu?
Çevrem inanılmaz genişledi. Daha fazla saygı görmeye başladım. Crytek’in sahibinin eşi olarak değil, Chili Bang Bang’in sahibi modacı olarak tanınır oldum. Dört yıldır Berlin, Münih ve Düsseldorf’ta farklı moda etkinliklerine katılıyorum. Onlar, Crytek’i veya konumumuzu bilmiyor. Markam sanatçıların ve butiklerin çok dikkatini çekti. Bunu da üstelik çok para harcamadan yaptım. Sıfırdan başlayan girişimle asgari emek ve para ile azami başarıya odaklandım. Önce 10 tişört tasarımıyla başladım. Dört yıl içinde ürünlerim Almanya’nın 200’den fazla butiğinde vitrinleri süsler duruma geldi. Kolleksiyonlarım yılda 100 ila 200 arası modelden oluşuyor. Ünlüler arasında en çok sevilen markalardan biri olduk. Henüz giydiremediğim Alman ünlünün sayısı çok az kaldı.
Frankfurt Belediye Başkanı’ndan bir de onur ödülü aldınız.
Evet. Frankfurt Belediyesi’nin o tarihi binasındaki meşhur imparatorluk salonunda Frankfurt Belediye Başkanı Peter Feldman tarafından düzenlenen bir törene davet edilmekten kıvanç duydum. Frankfurt’a katkılarından dolayı göçmen kökenli 37 kişiden biri olarak onur ödülü aldım. İş ve sosyal hayatımızla örnek bir aile olduğumuzu düşünüyorum. 2018 yılında Sat.1 televizyonu için 90 dakikalık bir çekim yaptık. ‘Plötzlich Reich Plötzlich Arm’ dizisinde konumumuz ve yaşam tarzımız binlerce seyirciyi fevkalade olumlu etkiledi ve çok sayıda mesaj aldık. Almanya’da başarılı ve uyum içinde yaşayan iyi örneklerin daha çok ortaya çıkarılmasını arzu ediyorum.
KAHVE, MUHABBET, YENİ BİR KIYAFET VE İŞ GÖRÜŞMESİ; HEPSİ BİR ARADA OLACAK
Almanya’da iki önemli projem var. Öncellikle kurduğum ‘Joy’S Women Club’ ile bir Networking Platformu oluşturuyorum. Bu platformda kadınlar her ay farklı bir slogan ile buluşup birbiriyle iletişime geçecek, yardımlaşacak ve iş konusunda birbirlerini destekleyecek. Aynı zamanda ayda bir kez yapılacak buluşmalarda çocuk ve kadınlar için çalışan kurumlara bağışta bulunacağız. Örneğin ilk etkinliğimiz Frankfurt Başkonsolosu Burak Karartı’nın eşi Hikmet Karartı’nın ev sahipliğinde 8 Mart’ta olacak. Dünya Kadınlar Günü’nde bağışlardan toplanacak gelir, kadın sığınma yurdu ‘Mor Çatı’ya verilecek. İkinci etkinliğimiz, Frankfurt’ta bir çocuk kurumu yararına olacak. Yani, Joy’s Women Club hem dostlukların kurulduğu hem de iyiliklerin paylaşıldığı platform olacak
TASARIMCILARI BULUŞTURACAK MERKEZ
İkinci projem ise, ofisimi kent merkezine taşıyacağım. Frankfurt’ta Joy’s Concept Store adıyla yeni bir tasarım mağazası açmak istiyorum. Bu mağazanın özelliği Frankfurt’taki modacıların tasarımlarını biraraya getirecek olması. Kentte çok sayıda tasarımcı var. Tasarımcıları ekonomik olarak kalkındırmak hem de Frankfurt’un yeni yüzünü yansıttığım kreasyonlarımı kente tanıtmayı amaçlıyorum. Bir kahve, iki tatlı muhabbet ve moda tasarım ürünleri, belki bir iş görüşmesi, belki yeni bir kıyafet. Hepsi birarada olacak.