‘Alman şirketleri hareketsiz tankerler gibi davrandı’

ALMANYA’nın otomotiv sanayi devlerinden Volkswagen’in, Daimler Benz- Mercedes’in, Amerikan Ford şirketinin başta Köln’deki tesisleri olmak üzere Avrupa’da bazı ülkelerde ve yedek parça üreticisi Bosch’un işçi çıkaracaklarını açıklamaları üzerine Prof. Şahin, Almanlara “Uyanın” çağrısında bulundu. Son dönemlerdeki gelişmeleri Hürriyet’e değerlendiren Prof. Albayrak, “Uyumaya devam edenler geride kalacak. Tesla ve Çin hızla ilerlerken, Almanya dizel uykusunda. Mesaj açık; yazılım, yapay zekâ ve dijital mobilite olmazsa oyun biter. Şimdi harekete geçme zamanı. Ya da kaybetme” dedi. Otomotiv şirketlerindeki gelişmelerin çalışanlar ve üretim yapılan yerler için bir alarm sinyalinden daha da ileri olduğuna dikkati çeken Prof. Albayrak, şunları söyledi:

‘KRİZİN NEDENLERİ DAHA DERİNLERDE’
“Bunlar otomotiv endüstrisi ve bir sanayi merkezi olan Almanya için uyandırma çağrısıdır. Zamanın işaretlerini ve uyarılarını görmezden gelmeye devam edenler, teknolojik ve ekonomik çalkantıların istilası riskiyle karşı karşıyadır. “Kuzey Ren-Vestfalya’daki son büyük otomobil üreticisi Ford, 2 bin 900, Bosch da sadece Almanya’da 4 bin kişiyi işten çıkarmayı planlıyor. Bunlar, ilgili bölgeler ve bu şirketlere bağlı çok sayıda tedarikçi için acı haberler. Uygulanan veya uygulanmayan politikaları, iklim hedefleri ya da sübvansiyon stratejilerini suçlamak yeterli değil, krizin nedenleri daha derinlerde yatıyor. Almanya’nın otomotiv endüstrisi son yıllardaki dinamikleri önemli ölçüde hafife aldı. Tesla ve BYD gibi Çinli üreticiler elektromobilite ve dijital inovasyon alanında ilerlerken, birçok Alman şirketi hareketsiz tankerler gibi davrandı. Geleceği düşünerek hareket etmek yerine, çok uzun süre denenmiş ve test edilmiş dizel, benzin, mekanik mükemmelliğe bağlı kaldılar. Bu yüzden de dijital yazılım odaklı mobiliteye yönelik belirleyici dönüşüm gerçekleşemedi.”‘POLİTİKACILAR DA ÇEKİNGEN DAVRANDI’
“Sadece sanayi kuruluşları değil, dijital yazılım odaklı mobiliteye dönüşüm konusunda politikacılar da sınıfta kaldı. Politikacılar bu konuda çok çekingen davrandılar, çok yavaş hareket ettiler. Yapay zekâ (AI) gibi kilit teknolojilerin stratejik önemini hafife aldılar. Almanya, alternatif tahrik sistemleri, sensör teknolojisi ve yapay zekâ gibi alanlarda büyük ölçüde teması kaybetti. Otomotiv sanayinin geleceğine artık sadece mekatronik ve mühendislik becerileri değil, yazılım karar verecek. Araçlar için işletim sistemleri, yapay zekâ kontrollü platformlar ve dijital hizmetler, küresel sektörde kimin hayatta kalacağını giderek daha fazla belirliyor. Almanya’nın acilen bunu yakalaması gerekiyor ve yakalayabilir de. Ancak bunun için radikal bir değişim gerekiyor. Şirketlerin daha hızlı, daha çevik ve daha cesur olmaları gerekiyor. Ford’un şu anda gösterdiği gibi yeniden yapılanma yeterli değil. İşten çıkarmalar, bir şirketin yaratıcı ve yenilikçi çekirdeğini tehlikeye atmamalıdır. Aynı zamanda yeni yapılar da oluşturulması gerekir. Berlin’deki Yapay Zekâ ve Dijitalleşme Merkezi (ZEKI) gibi kurumlar, nelerin mümkün olabileceğine dair parlak bir örnektir. Burada sadece araştırma yapılmıyor, aynı zamanda pratik geliştirme de gerçekleştiriliyor. Teslimat robotlarından SUV’lara kadar her şey için kullanılabilen bir yapay zekâ yazılım yığını ve başkentin kalbindeki 20 kilometre uzunluğundaki gerçek dünya laboratuvarı, inovasyon ve iş birliği için bir platform oluşturuyor.”‘DÖNÜŞÜM ARTIK BİR TERCİH DEĞİL ZORUNLULUK’
“Dönüşüm sadece şirketlerin görevi değil. Politikacılar da inovasyonu teşvik edecek yasal ve mali çerçeveyi oluşturmalı. Araştırma ve geliştirme için vergi teşvikleri, şarj altyapısına yatırım, yazılım ve yapay zekâ becerileri için eğitim girişimleri şarttır. Elektromobilite ve dijitalleşme için sadece sübvansiyonları dağıtan değil, aynı zamanda uzun vadeli büyüme koşulları yaratan net ve koordineli bir stratejiye ihtiyaç var. Alman otomotiv sanayi hâlâ sadece arayı kapatmak için değil, aynı zamanda küresel standartları belirlemek için de fırsatlara sahip. Ancak zaman daralıyor. Sektör kibrini bir kenara bırakmalı ve mekanik mükemmelliğin artık tek başına bir geleceği olmadığını kabul etmelidir. Dijital inovasyon ve cesur reformlar ilerlemenin tek yoludur. Dönüşüm artık bir tercih değil, bir zorunluluk.”
PROF. ŞAHİN ALBAYRAK KİMDİR?
Prof. Şahin Albayrak, 1958 yılında Tunceli’nin Nazımiye ilçesine bağlı Turnayolu köyünde doğdu. İlkokul, ortaokul ve liseyi Tunceli’de bitirdi. 1979 yılında Almanya’da çalışan ağabeyinin yanına gelerek 1980 yılında Berlin Teknik Üniversitesi (TU) Bilgisayar ve İletişim Bilimleri Fakültesi’nde öğrenimine başladı. Aynı üniversitede 1992 yılında doktorasını yaptı ve aynı yıl ‘Dağıtılmış Yapay Zekâ Laboratuvarı’ kurarak başına geçti. 2003’te de Berlin Teknik Üniversitesi Bilgisayar ve İletişim Araştırma Bölümü Başkanlığı görevini üstlendi. 2014 yılında Türkiye ile Almanya arasında bilimsel alanda iş birliğinin geliştirilmesine katkısı ve göçmen kökenlilerin eğitimine verdiği destekten dolayı Federal Liyakat Nişanı ile ödüllendirildi. Berlin Teknik Üniversitesi’nde Bilgisayar Bilimleri Profesörü olan Albayrak, burada aynı zamanda başkanlığını yürüttüğü Dağıtık Yapay Zekâ Laboratuvarı’nı (DAI Laboratuvarı) kurdu. Aynı zamanda TU Berlin’deki Deneyimsel Yapay Zekâ ve Dijitalleşme Merkezi’nin (ZEKI) kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı.