Alman raflarında Türk ürünlerinin yeri genişliyor

ALMAN Gıda Ürünleri Ticaret Birliği’nin (BVLH) yaptırdığı araştırmaya göre Almanya’da nüfusun büyük bir bölümü yabancı ülkelerin yemeklerine olumlu bakıyor, sofralarında tüketiyor. IfD Enstitüsü’nün gerçekleştirdiği araştırmada en çok sevilen yabancı mutfaklar sıralamasında Türkiye, İtalya, Yunanistan, Çin ve İspanya’dan sonra 5’inci sırada geliyor. Gözlemciler bu sıralamanın son yıllarda Türkiye lehine değiştiğini belirtiyorlar.

TÜRK ÜRÜNLERİNE ÖZEL BÖLÜM DÜZENLENİYOR
Önceki yıllarda Türkiye kökenli nüfusun yoğun olarak yaşadığı yerlerde açılan Türk marketlerinde görülen birçok Türk markası artık Almanya’nın en büyük süpermarketlerinin raflarında görünür bir biçimde yer alıyorlar. Hatta bazı süpermarketler Türkiye’den gelen ürünler için özel bölüm düzenleme yoluna gidiyor. Elbette bu ürünlerin tüketicileri arasında Türkiye kökenli göçmenler ve son yıllarda sayısı büyük ölçüde artan Müslüman göçmenler önemli bir yer tutuyor.
Ancak Türk mallarını tüketen Almanlar da giderek artıyor.

SUCUĞUN YÜZDE 70’İNİ ALMANLAR TÜKETİYOR
Suntat Avrupa Başkanı Mustafa Baklan, Türkiye’de ürettikleri ürünlerinin satışa sunulduğu 40 bin mağazanın 14 bininin Rewe, Edeka, Carrefour gibi dev zincirlere ait olduğunu söylüyor. Alman marketlerinde markasıyla görülen gıda şirketlerimizden Yayla’nın Satış Direktörü Batur Babacan, ürettikleri Türk sucuğunun yüzde 70’inin Almanlar tarafından tüketildiğine işaret ediyor.

TATİLDE TÜRK KAHVALTISI
Avrupa’daki Türk pastırmasının öncüsü Öz Kayseri’nin kurucusu Hilmi Selçuk, sadece tek tek ürünlerinin değil, tüm üretimlerinin kalitesinin de Avrupa’nın önde gelen gıda örgütlerince ödüllendirdiğini gururla açıklıyor. Demka Grubu’nun Başkanı Mustafa Demirdaş, tatil yaparken klasik Türk kahvaltısının lezzetini yaşayan Almanlara yöneldiklerini vurguluyor.

TÜRKİYE’YE AYRILAN ALAN BÜYÜMELİ
Türk gıda sektörünün önde gelen aktörlerinin Anuga’ki katılımları açısından da durum böyle. Sektörün temsilcileri, aslında fuar yönetiminin Türkiye’nin ulusal katılımına daha geniş yer ayırması halinde çok daha büyük bir katılımın gerçekleşeceğine işaret ediyorlar. Ulusal katılımı organize eden İTO (İstanbul Ticaret Odası) yetkilileri, fuarın uzmanlık alanlarının 7’sinde oluşturulan Türkiye bölümlerinin toplam alanının 5 bin 225 metrekareyi bulduğunu açıklarken,
‘genel gıda’ firmalarına ayrılan salonda yer sıkıntısı, bu nedenle katılmak üzere başvuran firmalardan bir bölümünün talebinin karşılanamadığını kabul ettiler.

50’NİN ÜZERİNDE BAĞIMSIZ STANT VAR
Ticaret Bakanlığı’nın desteğini de alarak ulusal katılımda yer alan 260’a yakın firmaya ek olarak 50’nin üzerinde de bağımsız stant var. Bunlardan bir kısmı, Türkiye bölümünde kendilerine ayrılan alanı küçük buldukları için özel stantlar açmak zorunda kaldıklarını açıkladılar. Merkezleri Avrupa’da olan çok sayıda firma ise, hemen hemen tamamını Türkiye’de ürettiği ürünlerini tanıtmak için bağımsız stantlar kurdular.

AMBALAJ YASASI’NA DİKKAT!
Dış pazarlara yönelen Türkiye’deki gıda firmaları hem gıda sektöründe gelişen trendleri (organik, vegan, vejetaryan beslenme, helal gıda), hem de ambalaj, nakliye, pazarlama ve dağıtım alanlarında gelişmiş teknolojileri üretim ve satış süreçlerine giderek daha başarılı iddialı biçimde entegre ettikleri için ihracat şansı artıyor.

Ancak buna rağmen Almanya’da 2019 yılı başından itibaren yürürlüğe giren yeni Ambalaj Yasası’nın (VerpackG) tam olarak bilinmediğine işaret eden uzmanlar, şimdilik esnek biçimde uygulanan yasanın gerekli gördüğü koşulların yerine getirilmemesi halinde para cezalarının söz konusu olabileceğine işaret ediyor, bunun sadece satışını yapan firmaların değil, üreticisi ve ithalatçısı dahil tüm aktörleri etkileyeceğine dikkat çekiyorlar. Yeni yasayla ilgili ayrıntılı bilgi için www.verpackgo.de