Alman Polisi’ne büyük tepki

ALMANYA’da yaşayan Cevheri Güven, ‘özel bilgilerini ifşa ettiklerini’ iddia ederek Sabah gazetesi Almanya Temsilcisi İsmail Erel ve Sabah Avrupa Yazı İşleri Müdürü Cemil Albay hakkında polise şikâyette bulundu. Alman polisi de Darmstadt Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında dün sabah saat 06.00 sıralarında hem iki Türk gazetecinin evine hem de gazetenin Frankfurt bürosuna baskın düzenledi. Baskın sırasında Erel ve Albay’a terörist muamelesi yapan yaklaşık 20 polis, polis köpekleriyle 4.5 saat evlerini didik didik aradı, tüm elektronik aletleri ve belgelerle birlikte otomobillerine, eşlerinin cep telefonlarına ve bilgisayarlarına el koydu. Ardından karakola götürülen iki gazeteci parmak izleri alındıktan sonra serbest bırakıldı. Yaklaşık 9 saat boyunca polis tarafından terörist muamelesi gördüklerini belirten Erel ve Albay ifade vermeyi reddetti.

‘HER ŞEYE EL KOYDULAR’
Sabah Gazetesi Almanya Temsilcisi İsmail Erel, yapılan baskınla ilgili hukuksal mücadele başlatacaklarını söyledi. Yaklaşık 20-25 polisin köpeklerle evlerinde arama yapmasını eleştiren Erel, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Sanki teröristlere yönelik bir arama gibi yapıldı. Almanya’da basın özgürlüğü anayasa tarafından garantiye alınmıştır. ‘Gazetecinin belli hakları vardır, gazeteci mahremiyeti vardır, kaynakların gizli tutulması gerekir’ dememe rağmen ne kadar cep telefonu, dijital medya, tablet, bilgisayar varsa, el koydular. ‘İşimi engelliyorsunuz sonuçta bir gazetecinin en önemli aracı telefonudur, bilgisayarıdır’ dedim. Bunların hepsine el koydular. Arama yaklaşık 4 saat sürdü. Sonra Darmstadt’a, Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldük. Orada da yaklaşık 4.5 saat kaldım. Sonuçta 06.00’da başlayan olay 8.5 saat sonra bitti ve salıverildim.”

‘TAMAMEN SİNDİRMEK İÇİN’
Yaşadıkları baskının şokunu hâlâ atlatamadıklarını belirten Sabah Avrupa Yazı İşleri Müdürü Cemil Albay, şunları söyledi: “Saat 06.00’da kapı çalındı. Kapıyı açar açmaz ellerinde arama kararı bulunduğunu belirten polisler içeri daldı. Mahkeme kararını okurken onlarca polis köpeklerle içeri girip aramaya başladı. Her yeri didik didik ettiler. Tüm bilgisayarlar, cep telefonları hatta eşime ait özel cep telefonu ve bilgisayara bile el koydular. Duvarları bile özel bir lazerle taradılar. Aracıma el koydular ve navigasyon bilgilerini aldılar. Karakola götürüldüğümüzde ise tüm parmak izleri, avuç içi izini aldılar. Boy, kilo, ayakkabı numaramıza kadar alıp eksik dişimin olup olmadığını bile sordular. Sanki terörist gibi muamele gördük. Bu tamamen gözdağı verme ve sindirme amacıyla yapılmış bir baskındı. Bize terörist muamelesi yapıldı. Polis, evimin bulunduğu sokağı bile trafiğe kapattı. 3 yaşındaki çocuğum da olayın şokunu yaşadı. Hukuksal olarak hakkımızı arayacağız.”

ÇAVUŞOĞLU: ‘KABUL EDİLEMEZ’
Alman Polisi’nin iki Türk gazeteciyi gözaltına almasına Türkiye’den büyük tepki geldi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Frankfurt Başkonsolosu Erdem Tunçer, Almanya’ya sert tepki gösterdi. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Türk Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü’nün bakanlığa çağrılan Almanya Büyükelçisi Jürgen Schulz’a bu durumun ‘kabul edilemez’ olduğunu aktardığını söyledi. Konunun takipçisi olacaklarını belirten Çavuşoğlu, şunları söyledi: “Alman büyükelçisini bakanlığımıza çağırdık. Bunun kabul edilemez olduğunu, suç unsuru varsa önce ifadelerinin alınması gerektiğini, seçimlerin hemen ardından böyle bir yola başvurulmasını maksatlı bulduğumuzu, tüm bu olanların basın özgürlüğü ihlali olduğunu söyledik. Ayrıca olayın Türk kamuoyunda infial yarattığını söyledik. Alman büyükelçi ise siyasi mesele olmadığını söyledi. Fakat şu ifadeleri çarpıcıdır. Basın özgürlüğünün sınırsız olmadığını ve bu gazetecilerin gözaltına alınmalarının gazetecilik faaliyetleriyle alakalı olmadığını söyledi. Türkiye’de darbe girişiminde bulunan FETÖ’cü gazeteciler, aynı şekilde bizzat PKK propagandası yapan gazetecilerle ilgili işlem olduğu zaman bize ne diyorlardı. Neresinden bakarsanız bakın, bu olayın maksatlı olduğunu görüyoruz. FETÖ’cüleri memnun etmek için, Türkiye’deki son gelişmelerden rahatsız oldukları için bunu gerçekleştirdiklerini düşünüyoruz. Türkiye’deki son gelişmelerden rahatsız oldukları için yaptıklarını düşünüyoruz. Bizlere basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü konusunda dersler vermeye çalışan Avrupa’nın ortasındaki bu ülkede gazeteci arkadaşlarımızın evi basılarak gözdağı vermeye çalışılıyor.”
Çelik, “Almanya basın özgürlüğüne saygı göstermelidir. FETÖ’cüler bulundukları her ülke için güvenlik tehdididirler. Almanya’nın dikkate alması gereken budur” diyerek yapılan muameleye tepki gösterdi.

ALTUN: ‘ENDİŞE DUYUYORUZ’
İletişim Başkanı Fahrettin Altun ise Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi: “Sabah gazetesi Almanya Temsilcisi İsmail Erel ve Sabah Avrupa Yazı İşleri Müdürü Cemil Albay’ın, Cevheri Güven gibi tescilli bir FETÖ mensubunun şikâyeti üzerine gözaltına alınmasını kınıyorum. Almanya’da terör örgütü FETÖ aleyhinde yaptıkları haberler dolayısıyla Türk gazetecilerin sabahın erken saatlerinde evlerine ve ofislerine baskın yapılarak gözaltına alınması ve ekipmanlarına el koyulması, çok açık bir şekilde basın özgürlüğünün ihlal edilmesidir. Almanya’nın, gazetecileri susturmaya yönelik bu tutumunu kabul edilemez buluyor ve bu ülkedeki basın özgürlüğüne yönelik baskıdan endişe duyuyoruz.”

BAŞKONSOLOS TUNÇER: ‘KINIYORUZ’
Frankfurt Başkonsolosu Erdem Tunçer de iki gazeteciye geçmiş olsun ziyaretinde bulundu. Tunçer, “İki gazetecimizin uğramış olduğu haksız, menfur muameleyi telin ettiğimizi söylemek için, kınadığımızı bir kez de onların yanında söylemek için buradayız. Hakikaten bugün (dün) sabah bu gelişmeleri haber aldığımız ilk andan itibaren başta Bakanlığımız, Berlin Büyükelçiliğimiz ve Başkonsolosluğumuz da olmak üzere ilgili Alman makamlarıyla en yakın şekilde temas kurduk ve gazetecilerimize yapılan, basın özgürlüğüne yapılan, fikir, düşünce ve ifade özgürlüğüne yapılan bu saldırıyı kınadığımızı en net ifadelerle söyledik. Bu muameleyi kesinlikle kabul etmiyoruz. Bu olay, Alman demokrasisine, Alman kurumlarına büyük zarar verdi. Arkadaşlarımıza geçmiş olsun diyoruz. Biz burada, onların yanındayız” diye konuştu.