Alman Polisi'nde ayrımcılık diz boyu!

ALMANYA’da polis teşkilatında ayrımcılık ve ön yargıya dayalı uygulamalar, yayımlanan yeni bir araştırma raporuyla tekrar gündeme geldi. Araştırma, polislerin günlük çalışmalarında karşı karşıya kaldığı zorluklar, ayrımcılık riskleri ve bu tür olayların mağdurlar üzerindeki etkilerini ele alıyor. Raporda, polislerin karar alma süreçlerinde etnik köken, din veya sosyal statü gibi faktörlere dayalı ön yargıların önemli rol oynadığına dikkat çekiliyor. Özellikle göçmen kökenli bireyler ve azınlık gruplarına yönelik ayrımcılık olaylarının hem vatandaş-polis ilişkilerini zedelediği hem de güven kaybına neden olduğu vurgulanıyor. Aşağı Saksonya Polis Akademisi Profesörü ve araştırma yöneticisi Astrid Jacobsen, Tagesschau’ya yaptığı açıklamada, Aşağı Saksonya’daki araştırmacıların, göçmen kökenli insanlara karşı ayrımcılık riskinin sadece uygulanan iş süreçleri nedeniyle arttığı beş polis çalışma alanı tespit ettiklerini söyledi. Jacobsen’e göre ayrımcılık riski, rastgele kontroller, risk değerlendirmeleri ya da insanların sorgulanması gibi durumlarda mevcut. Polis genellikle etnik kategorilere ve stereotiplere dayanıyor.

ALMANCA BİLMİYORSA POLİS DİNLEMİYOR
Jacobsen, polisin planlı operasyonlardan önce risk değerlendirmesini, genel sonuçlar içeren toplama bilgilere dayandırdığını söyledi. Buna göre Güney Avrupalılar fevri, Ruslar şiddet yanlısı, aşiret üyeleri ise iş birliği yapmayan ve polis karşıtı olarak görülüyor. Buna ek olarak, polis memurları, Arap ya da Türk görünümlü genç erkeklerin polis düşmanı ve saygısız olduğu genellemesi yapıyor. Sonuç olarak, polisler, bu kişilere belirli bir neden olmadan sabırsız, sert ve küçümseyen yorumlarla davranma eğiliminde. Buna karşılık, göçmen kökenli kişiler iyi Almanca konuşamıyorlarsa polis tarafından yeterince dinlenmiyorlar. Araştırma, polis memurlarının bilinçaltındaki ön yargıların, sorgulama ve gözaltına alma gibi temel polislik faaliyetlerinde nasıl etkili olabileceğini ortaya koyuyor. Ayrıca, ayrımcılıkla mücadelede daha etkili eğitim ve bilinçlendirme programlarının hayata geçirilmesi gerektiği de raporda altı çizilen önemli noktalar arasında yer alıyor.

GÖÇMEN VE MÜSLÜMANLAR DAHA FAZLA AYRIMCILIĞA MARUZ KALIYOR
Raporda, özellikle göçmenler ve Müslüman toplulukların polisle olan etkileşimlerinde daha fazla ayrımcılığa maruz kaldıkları tespit edildi. Bu grupların, polisle yaşadıkları olumsuz deneyimlerin genel anlamda güvenlik kurumlarına olan güvenlerini sarstığı belirtiliyor. Araştırma sonuçlarına göre, Almanya’nın demokratik değerlerine uygun şekilde vatandaşların haklarını korumaya yönelik adımlar atılması, polis içindeki sistematik sorunlarla mücadele edilmesi gerekiyor. Raporda, Almanya’nın güvenlik politikalarında kapsamlı reformlara ihtiyaç duyulduğu ve özellikle polis teşkilatında çeşitliliği artıracak ve ayrımcılıkla mücadele edecek yapıların güçlendirilmesi gerektiği ifade ediliyor. Polisler için ayrımcılık karşıtı eğitimlerin yaygınlaştırılması ve kurumsal şeffaflık sağlanmasının önemi vurgulanıyor.