Alman polisi bir Türk'ü böyle darp etti

Güncelleme Tarihi:

Alman polisi bir Türkü böyle darp etti
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 15, 2015 09:20

Polis şiddetine uğradı. Mağdurken sanık oldu. Yargılandığı mahkemenin ilk duruşmasında avukatın sunduğu video görüntüleri davanın seyrini değiştirdi. Duruşma başlamadan mahkeme başkanı davayı bitirdi. Onu sanık sandalyesinden alıp davacı konumuna getirdi. Şiddeti uyguladığı halde davacı olan polis, mahkemede görüntüleri izleyince ne diyeceğini şaşırdı. Özür diledi. Trafik kontrolü sırasında polisin dayak ve gazlı saldırısına uğrayan 39 yaşındaki Hüseyin Ercan “Bana yapılan zulümdü. Bunun peşini bırakmayacağım” dedi.

Haberin Devamı

BİELEFELD Mahkemesinde geçtiğimiz hafta benzerine ender rastlanır bir dava görüldü. Sanıklar Hüseyin Ercan ve Mikayil Güleç, polise şiddet kullanmak, görevini yapmasını engellemek ve görevi başındaki memura mukavemetten yargılanacakları duruşma salonunda avukatıyla birlikte yerini aldı. Ardından müdahil olarak polis memuru, iddianameyi hazırlayan savcı, mahkeme heyeti ve en son da mahkeme başkanı hakim içeri girdi. Kimlik tespitinden sonra savcı iddianameyi okumaya başladı. Buraya kadar her şey normaldi. Bir duruşmada olması gerekenler normal seyrinde devam ediyordu.

EZBER BOZAN ŞOK GÖRÜNTÜLER

Ancak savcı iddianameden birkaç satır okuduktan sonra sanıkların avukatı devreye girerek hakimden savcının okumasını durdurmasını ve elindeki video görüntülerinin önce izlenmesini istedi. Bu isteğinde de ısrarcı olunca mahkeme başkanı izlemeyi kabul etti. Ortaya çıkan görüntüler, salonda bulunan herkesin kelimenin tam anlamıyla ezberini bozdu, şoke etti. Görüntüleri izleyen hakim, duruşmayı başlatmadan bitirdi. Böylece mahkemede yer alan taraflar bir anda yer değiştirmek zorunda kaldı. Yani sanıklar müdahil, müdahil olanlar ise sanık olmalıydı görüntülere göre. Öyle de oldu. Mahkemeye tanık olarak çağrılan ve salonun dışında bekleyen polisler de dahil, müdahil polis memuru hakkında şimdi suçsuz bir kişiye şiddet uygulamak, görevini kötüye kullanmak, korumaları gereken vatandaşın güvenliğini sağlamak yerine şiddete uğramasını seyretmek ve yalan beyandan bulunmaktan haklarından soruşturma başlayacak.

ANLAM VEREMEDİM NE OLDUĞUNA

Mahkemeye taşınan olay geçtiğimiz yıl Haziran ayında yaşandı. Polisin şiddetine uğrayan ve bunu nişanlısı dahil hiç kimseye anlatamayan Gaziantepli Hüseyin Ercan başından geçenleri şöyle aktardı “Ben 1978 yılından iki yıl öncesine kadar Herford'da yaşadım. İki yıl önce İsviçre'ye çalışmaya gittim. Ailemi ziyaret etmek için Herford'daydım. Kuzenim Mikayil Güleç ile buluşmak için yola çıktım. Buluşma yerine az bir mesafe kaldığında arkamda sirenleri çalışan polis beni durdurdu. Kimlik, ehliyet ve ruhsat istedi. Ardından alkol testi yaptırdı. Benim kemer takmadığımı ve telefonla konuştuğumu söylediler. Telefonla konuşmuyordum ama kemerim de takılı değildi. Biri kadın iki polistiler. Erkek olanı saldırgan bir tutum içindeydi. Ama ben çok fazla durumu önemsemedim. Sonra takviye güçler geldi. Tam o sırada kuzenim de oraya geldi. Polisin bana neden sert tutum gösterdiğini öğrenmeye çalışınca gelen takviye kuvveti onu oradan uzaklaştırdı. Bu arada diğer polis bana saldırmaya başladı. Birkaç yumruk yüzüme vurdu. Cinsel organıma tekme atmaya çalıştı. Ben o sırada kadın polise arkadaşının bana neden böyle davrandığını sormaya çalışıyordum. Ancak dördüncü yumruğu da bana vurunca ben de onu ittim ve yere düştü. Uzun yıllar boks yaptım. İstesem onu orada çok rahat döverdim ama yapmadım. Çünkü ortada bir durum yok. Yerden kalkınca da bu kez yüzüme biber gazı sıktı.”

KARAKOLDA ÇIPLAK SOYDULAR

Hüseyin Ercan, kendilerini karakola götüren polislerin bu kez hem kendisine hem de kuzenine psikolojik işkence yapmaya başladıklarını anlatarak “Bize sürekli hakaret ettiler. 'burası Türkiye değil', 'Burada kanunlar işler', 'Bunu size göstereceğiz' diye bizi azarladılar. Benim üstüm başım biber gazı olduğu için bana yaklaşamadılar. Ama kuzenimi çırılçıplak soydular. Dalga geçtiler. Tüm bu başımıza gelenleri kime anlatıysak kimse inanmadı. Benim nişanlım bile yaşadıklarımı anlattığımda bana inanmadı. Suç duyurusunda bulunduk, savcı önce polislerin açtığı davanın sonuçlanmasını bekleyeceği gerekçesiyle ret etti. Neyse ki görüntüler ortaya çıktı da gerçekleri herkes gördü” dedi.

POLİS KAMERASI GÖRÜNTÜLERİ

Hüseyin Ercan'ın ortayla çıktı dediği gerçekleri gösteren video görüntüleri polis arabasındaki kameranın çektiği ve bu görüntüleri polisin savcıya göndermesine rağmen savcının izlemediği de öğrenildi. Ercan ve Güleç'in avukatının ulaştığı görüntülerin bir CD'ye şifreli olarak kaydedildiği ve şifrenin kırılmasıyla görüntüler izlenebildi. Mahkemede hakim ve savcının huzurunda görüntüleri izleyen saldırgan polis ise kendisini 'biraz fazla ileri gitmişim. Özür diliyorum' diyerek savundu. Savcı şimdi yaşananlarla ilgili soruşturma başlatacağını duyurdu. Uzmanlar saldırgan polisin görevi başında adam yaralamaktan yargılanacağı ve en az üç ay hapis cezası alması gerektiğini söylüyor.

GÖRÜNTÜLERİ SAVCI İNCELEMEDEN

Polisin karıştığı skandalda savcının da büyük ihmali olduğu da ortaya çıktı. Polisin, iddianameyi hazırlayan savcıya delil olarak 40 kadar fotoğrafın yanı sıra video görüntüsü de göndermesine rağmen soruşturma savcısı bu görüntüleri izlememiş. Savcının sadece gönderilen fotoğrafları inceleyip, polislerin ifadesini dikkate alarak iddianameyi hazırladığı mahkemede ortaya çıktı. Bielefeld Savcılığı yaptığı açıklamada görüntülerin savcılık tarafından izlenmemesini hata olarak değerlendirdi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!