Güncelleme Tarihi:
Ancak 2010 için olumlu işaretler de var. DW'den Karl Zawadzky'nin değerlendirmesi: Konjonktür eğrisindeki dip noktanın geride bırakıldığına dair işaretler artıyor. Almanya'nın ihracatındaki düşüşün hızı kesildi. İhracatçı şirketler altı aydır ilk kez daha fazla satış yaptı. Binde yedilik artış, kağıt üzerinde göze batmıyor ama iş dünyasına ‘hiç yoktan iyidir, bu oran belki de trend değişimini gösteriyor' temennisi hakim. Ekonomik daralmanın devam etmesine rağmen konjonktürde tek tük umut ışıkları yanıyor.
İmalat sanayinin sipariş girdisi Mart ayında %3,3 oranında arttı. Yurt dışından gelen siparişlerin artış oranı %5,6'yı buldu. Sanayi sektöründe sipariş artışı kadar satış hâsılatının da %1,5 oranında artmış olması da tünelin ucundaki ışığı parlaklaştırıyor. Çünkü Alman sanayi sektörü geçen yılın Ağustos ayından bu yana ciro artışı kaydetmemişti.
Sanayi sektöründeki yoğun üretim düşüşü Mart ayında hız kesti. Üretim altı aydır artmadı ama ilk kez azalma da göstermedi. Ekonomik beklentiler de beş aydır hiç bu kadar yüksek olmamıştı. Sanayi sektörünün omurgası sayılan orta ölçekli işletmeler on bir aydır ilk kez durum ve beklentilerine bir ay öncesine kıyasla daha iyi not verdi. Büyük işletmelerde iş beklentilerinin ‘adeta sıçrama yaptığından' söz ediliyor.
Borsada iyimser hava
Geleceğin alınıp satıldığı borsalarda da ‘treni kaçırmama' telaşı endekslere yansıdı. Alman Birleşik Borsa Endeksi DAX son iki ayda yılbaşında uğradığı puan kaybını fazlasıyla telafi etti. Tecrübelere göre borsa değerleri reel ekonominin altı ay sonra göstereceği gelişmeyi gösterir. Bütün bu faktörler umutları arttırıyor.
Tepetaklak düşüşün durduğu anlaşılıyor. Kimse yeni bir canlanma döneminin başladığını söylemiyor ama dramatik daralmanın noktalandığından söz ediliyor. Ekonomik daralma hızının düşmesi en kritik dönemin atlatıldığı anlamına geliyor. Bunda da bütün büyük sanayi ülkeleriyle Çin ve Rusya'nın konjonktür programları üzerinden ekonomiye yüz milyarlarca dolar enjekte etmelerinin önemli payı oldu.
Olumlu işaretlerin istikrarlı bir trende dönüşeceğinin garantisi yok. Çünkü daralmanın sonu ve canlanmanın başlangıcında konjonktür eğrisi dalgalanma yapar. 1990'lı yıllarda banka ve gayrı menkul balonunun patlamasının ardından Japonya on yıllık daralma, durgunluk ve depresyon dönemine sürüklenmişti.
Çözüm yıllar alacak
Hükümetler ve Merkez Bankaları teşvik ve ucuz para politikalarıyla ekonomiyi ayakta tutmaya çalışırken, bankaların işler hale getirilmesi ve kredi darboğazının aşılması gerekiyor. Finans branşının hırsı yüzünden dizginleri boşalan spekülasyon furyasının temizlenmesi için karşılıksız ya da yüksek riskli senetlerin banka bilançolarından çıkarılması gerekiyor. Yeniden büyüme rotasına girilmesi, ekonomik devridaimin damarları sayılan bankaların sağlığa kavuşmasına bağlı.
Ekonomik düşüş dursa ve yurtiçi hasıla yeniden artmaya başlasa bile krizin yol açtığı problemleri çözmek yıllar alacak. Almanya'da da devlet, bankaları kurtarmak ve ekonomiyi canlandırmak için şimdiye kadar görülmemiş boyutta borçlandı. Devlet açısından borçlanmak, borç ödemekten kolaydır. Önümüzdeki yıllarda bütçenin sağlığa kavuşturulması için büyük gayret gerekecek. Ama istihdam piyasasının konjonktürü geriden takip etmesi yüzünden bu hiç de kolay olmayacak. İşsizliği düşük tutmak için şimdi uygulanan önlemler önümüzdeki yıllarda işsizlik oranının sıçrama yapmasını önleyemeyecek. İşsizliğin artması emeklilik ve sağlık sigortalarının açık vermesine yol açacak. Ekonomik krizi kamu bütçeleri krizi izleyecek. Vergi gelirlerindeki kayıp devlet, eyalet ve belediye bütçelerinde muazzam gedikler açacak.