Güncelleme Tarihi:
Almanyada çeşitli meslek dallarında mensup Türklerin fotoğrafını yayımlayan ve her bir sayfada bir başarılı Türkün tanıtıldığı gazetede, Almanyada yaşayan Türklerle ilgili haberlere de yer verildi.
Gazetenin "editorial" kısmında ise gelecekte Almanların "bu Türklerden" konuştukları onların zaman kim olduğunu anlamaları için bugünkü gazeteyi bu şekilde hazırladıkları ifade edildi.
Haberde, Almanyada 4 kuşak Türk yetiştiğine dikkat çekilirken, haberin içinde verilen istatistiklerde Almanyada 6,75 milyon yabancının yaşadığı, bunların çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu belirtildi.
Almanyadaki Türklerin tarihiyle ilgili haberde, Almanyaya 1961den sonra gelen Türklerin para kazanarak Türkiyeye geri dönmeyi umduğunu, ancak "misafir işçi" olarak gelenlerin göçmen olduğunun geç anlaşıldığı ve bu tarihten sonra "bazı sert manşetlere rağmen büyük ölçüde başarılı bir göçmen hadisesi yaşandığı" belirtildi.
Almanyadaki Türklerin üçte ikisinin meslek eğitimi olmadığı, üçte birinin yoksulluk sınırının altında yaşadığı, ancak Almanyada yaşayan 2,3 milyon Türk kökenliden 500 bininin Alman pasaportuna sahip olduğu, 1990lı yıllardan sonra da 60 binden fazla işverenle ve içinde hukukçu, doktor ve öğretmenlerin bulunduğu 300 bin çalışanıyla da bir orta sınıfın oluştuğu ifade edildi.
TÜRKLERE AİT 68 BİN ŞİRKET
Ekonomi bölümünde çıkan bir haberde de Almanyadaki Türklere ait şirketlerin sayısının 1986 yılında 23 bin olduğu, 2006 yılında ise bu sayının 68 bin 300e yükseldiği ve bu şirketlerin yıllık cirolarının da 31,6 milyar avro olduğu ifade edildi.
Türk işverenlerin ortalama 37,8 yaşında olduğu, bunların büyük bir çoğunluğunun Almanyada yetiştiği, yüzde 43ünün de Alman pasaportuna sahip olduğu kaydedildi.
Bu işverenlerin yüzde 24ünün kadın olduğu ve sayılarının arttığı belirtildi.
Gazetede tanıtılan başarılı Türkler arasında bulunan Galatasaraylı futbolcu Barış Özbek, Almancayı Türkçeden daha iyi konuştuğunu, İstanbula gittikten sonra hangi ülke için oynayacağının çok konuşulduğunu, sportif nedenlerle Alman U21 takımında oynamayı tercih ettiğini belirtti.
Türklerin bu kararı kabul etmek istemesine rağmen Alman ve Türkleri temsil ettiğini düşündüğünü belirten Barış, Almanyanın çok kültürlü bir ülke olduğunu, İranlı, Polonyalı veya Türk olunmasının rol oynamadığının anlaşılması gerektiğini ifade etti.
Alman Birinci Basketbol Ligi takımlarından Frankfurt Skylinersin antrenörü Murat Didin de kendisini bir elçi olarak gördüğünü, Almanyada uyum sağlamak isteyenlerin ülkenin normlarını kabul etmeleri ve bunlara uymaları gerektiğini belirtti.
Frankfurtun çok kültürlü bir kent olduğunu kaydeden Didin, her zaman Avrupa şehri olan İstanbuldan hiçbir farkı olmadığını, ancak Türkiyenin İstanbuldan oluşmadığını, Avrupa hayat tarzını Türkiyeye taşınması için Türkiyenin ABye alınması gerektiğini ifade etti.
Aktör Özgür Karadeniz de kendini hem Türk, hem Alman olarak gördüğünü, bu hayatına o kadar işlediği için ayırım yapamadığını, bu konuyu hiç düşünmediğini söyledi.
Uyum sorunlarının hiç ilgisini çekmediğini, ancak evde ailesi tarafından çok konuşulduğunu ifade eden Karadeniz, Solingen, Möln ya da Ludwigshafende çıkan yangınların kendisini düşündürdüğünü kaydetti.
Sanatçı Özlem Günyol da kendini ne Türk, ne de Alman olarak gördüğünü, ikisine de yakınlık hissettiğini belirtti.
Günyol, Frankfurt Ankaraya benzediği için kendini hiç yabancı olarak görmediğini, iki kültür arasındaki farklılıkların sanatçı olarak kendisine yeni fikirler getirdiğini ifade etti.
Şirket danışmanı Özcanal Cankıran da iki kültürü tanımanın çok avantajlı olduğunu belirtti.
İş adamı Ertan Çelik, Almanyada yaşamak için dilin çok önemli olduğunu, şirketinde çalışanların Almanca öğrenmelerini teşvik ettiğini belirtti.
İş adamı Avni Yerli, nerede kendini iyi hissediyorsa vatanının orası olduğunu belirterek, "Ben Almanyada ve Türkiyede kendimi iyi hissediyorum" dedi. Yerli, Almanyada bir Türk olarak kariyer yapmanın çok zor olduğunu belirtti.
Öğretmen Gülnaz Yıldız da ana dilinin önemli olduğunu, ana dili olmadan çocukların nereye ait olduklarını bilmediklerini, iki dili de iyi konuşan çocukların daha sorunlarla karşılaştığını ifade etti.