Güncelleme Tarihi:
Gazetede, müzik eleştirmeni Wolfgang Schreiber 'Dip Noktası' adlı bir makaleyle Sayın Münih konserini değerlendirdi. Yazısına, 'Kışın, güneşli bir Pazar sabahında, Münihin yan duvarlarından süzülen loşluğu içindeki Prinzregenten Tiyatrosunun karanlığına çekilmek, büyük müzik sevdası ve sanatçıya duyulan hayranlıkla ilgilidir'
satırlarıyla başlayan Schreiber, salonun tamamen dolu olduğunu vurguladı. Fazıl Sayın duyguların ve müzik heyecanının 'en uç' ve 'en radikal' temsilcilerinden biri olduğunun belirtildiği makalede, 'Besteci ve piyanist
Fazıl Say ile olan bu buluşma, aslında aynı zamanda Bach ve Beethoven müziklerinin çekirdeğine ulaşma beklentisi de içermekteydi' denildi.
-JAPONYA SONRASI MÜNİH-
Fazıl Sayın 1 ay boyunca Japonyada turnede olduğunu ve pek çok kentte konserler verdiğinin anımsatıldığı yazıda, sanatçının isteği üzerine programa Çek besteci Janacekin 'Trajik Sonat'ının da eklendiği ifade edildi. Sanatçının, biri Busoni, biri Liszt ve biri kendisine ait üç Johann Sebastian Bach uyarlamasını seslendirdiği programındaki performansı şöyle değerlendirildi:'Fazıl Sayın güçlü tını dünyası, enerjik, rafine, baş kaldıran, ama aynı zamanda sükuneti elden bırakmayan Bach performansı, ilk bravo seslerinin de haklı olarak sebebi oluverdi.
Janacekin Önsezi ve Ölüm başlıklı eserini, Bacha cevap olarak programa almak, Fazıl Sayın derin ciddiyetini gösteriyordu. Eserdeki olağanüstü şiirselliği ve varoluşçu anlatımı yorumcu da nitekim aynen iletti. Fazıl Sayın müzikle bütünleşmesi aslında her eserde otantik kalıyor. Müzikteki ifade gücü, ifade isteği, hatta ifade zorunluluğu, aslında onun mırıldanmasına da tepinmesine de sebebiyet veren unsurlar oluyor. Ama kendisi
artık her şeyi kontrol altına alabilen bir teknik düzeye de sahip. Bu, başta Beethovenın en son sonatı olan ve en çok dışa vurumunu yansıtan ama zorluğu en uç noktalarda bile hesaplı kitaplı olmaya dayanan Opus 111i de çok inandırıcı kıldı ve Beethovenın yaralı ruhunun altını özellikle çizdi.
Konserin sonunda Beethoven ve Mussorgskiden 2 bis parçası sunan sanatçı kulaklarda bıraktığı büyük bir tını potansiyeli ile ayakta alkışlanarak sahneden ayrıldı. Konsere gelen Türk vatandaşları da vardı. İnsan, onların Fazıl Saya sımsıkı sarılmak istemelerindeki sebepleri anlıyor. Bu nedenle Fazıl Say da hep ama hep kalbini sonuna kadar açmak zorunda...'
HAREMDE BİNBİR GECE
Fazıl Sayın ilk keman konçertosu 'Haremde Binbir Gece'nin prömiyeri de yarın İstanbuldaki Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonunda yapılacak. Dünya prömiyeri bu yıl İsviçre Luzernde gerçekleştirilen yapıtın solistliğini ünlü keman sanatçısı Patricia Kopatchinskaja üstleniyor. Eserde, Ankara Devlet Opera ve Balesi sanatçısı Aykut Köselerli de kudüm, bendir ve darbukada Kopatchinskajaya eşlik edecek.
Şef John Axelrod yönetimindeki CRR İstanbul Senfoni Orkestrasının sahne alacağı konserin biletleri tükendi. Konserde, ayrıca Mozartın 'Saraydan Kız Kaçırma Uvertürü' ve '21 nolu Piyano Konçertosu' ile Fazıl Sayın 'Keman ve Piyano Sonatı' seslendirilecek.
İsviçrede Luzern Senfoni Orkestrasının siparişi üzerine 2008 yılı başlarında tamamlanan eser, ilk kez 20 Şubat 2008de John Axelrod yönetimindeki Luzern Senfoni Orkestrası ve Patricia Kopatchinskajanın solistliğinde
seslendirildi. Yapıtın Ankara prömiyeri de 12 ve 13 Şubatta Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eşliğinde gerçekleştirilecek. Konserde, orkestrayı Şef İbrahim Yazıcı yönetecek.