Oluşturulma Tarihi: Ocak 04, 2012 15:26
Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff’un Bild gazetesinde haberinyayınlanmasını engellemek için şirket sahiplerini telefonla aramasınatepkiler büyüyor. Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Alman Basın Konseyi,böyle bir sansür girişiminin devlet adamlığına yakışmadığını belirtti.
ALMANYA Cumhurbaşkanı Christian Wulff’un tanıdık bir işadamının eşinden aldığı özel krediyle ilgili haberin yayınlanmasını engellemek için Bild gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Kai Diekmann’ı tehdit etmekle kalmayıp, Axel Springer şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı Mathias Döpfner’in yanı sıra hisselerin büyük bir bölümünü elinde bulunduran Friede Springer’i de telefonla aradığı ileri sürüldü.
Almanya’da yayınlanan aylık Cicero dergisinin internet sitesinde yayımlanan haberde, Bild gazetesinde haberin yayınlanmasını durdurmak için Cumhurbaşkanı Wulff’un bizzat Friede Springer’e de telefon ettiğine yer verildi. Haberde, Wulff’un Mathias Döpfner ve Friede Springer’i aramasının kendisi açısından olumlu sonuç getirmediği de belirtildi. Habere göre Döpfner ve Friede Springer’in, haberin yayınlanmamasını isteyen Wulff’a, Bild’in yayın kurulunun işine karışmadıkları ve Kai Diekmann’ı etkileme gibi bir tutum izlemedikleri yanıtını verdiği kaydedildi.
İkincisinde özür diledi
Bild gazetesi de yayımladığı açıklamada, Wulff’un Diekmann’a telefonla ulaşmaya çalıştığı, ancak Diekmann’ın iş seyahatinde olduğu için ulaşamadığı belirtilerek, Wulff’un telesekretere bıraktığı uzun bir mesajda ev kredisi konusunda yapılan araştırmalara kızdığı ve yasal işlem başlatmakla tehdit ettiği ifade edildi. Wulff’un haberin yayınlanmasından iki gün sonra yeniden Diekmann ile konuştuğu ve telesekretere bıraktığı mesajdan dolayı özür dilediği kaydedildi.
Sözcüye de soruşturma
Alman Gazeteciler Birliği Başkanı Michael Konken, ünlülerin, eleştirel haberlere basın özgürlüğünün bir parçası olarak katlanmaları gerektiğini belirterek, bunu devletin başında bulunan kişinin iyi bilmesi gerektiğini ifade etti. Alman Basın Konseyi tarafından yapılan yazılı açıklamada İSE böyle bir sansür girişiminin devlet adamlığına yakışmadığının altı çizildi.
Aşağı Saksonya Eyalet Parlamentosu CDU Meclis Grup Başkan Yardımcısı Karl-Heinz Klare, parti tabanından kendilerine baskının arttığını belirtirken, üyelerin Wulff’un tutumunu kesinlikle doğru bulmadığını söyledi. Öte yandan geçen hafta görevden ayrılan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Olaf Glasecker’in eşiyle birlikte iki kez bir işadamının davetlisi olarak tatil yapmasıyla ilgili soruşturma başlatıldığı da belirtildi.
Eski tenisçiden Wulff’a tavsiye: BiLD’LE UĞRAŞMA
ESKİ tenisçi Boris Becker, kredi skandalından sonra basına sansür iddialarıyla zor günler yaşayan Alman Cumhurbaşkanı Christian Wulff’a tavsiyelerde bulundu. Twitter üzerinden cumhurbaşkanının Bild Gazetesi ile girdiği sansür tartışmalarına değinen Becker, cumhurbaşkanına bu konularda bir danışman önerdi. Ünlü tenisçi ironik bir dille, “Cumhurbaşkanı Wulff da neler yapıyor öyle? Genel Yayın Yönetmeni Diekmann’ı m arayıp şikayet ediyor. Wulff’un çevresinde bir danışmanı yok mu?” dedi.
Daha önce kendisi de özellikle bulvar basınıyla sık sık tartışmalarıyla gündeme gelen Boris Becker, cumhurbaşkanı Christian Wulff’un uzun süre Hannover kentinde yaşamasından dolayı bu konudaki tecrübesiz olduğunu ima etti. Becker, “Bild’le asla uğraşmamalı ya da gidip Wimbledon’da kazanmalı” yorumunda bulundu.
"Ona oy verdiğim için kendimden utanıyorum"
CUMHURBAŞKANI Wulff’un özel kredisi ile ilgili siyasi çevrelerden de tepkiler geldi. Sosyal Demokrat Parti (SPD) Federal Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Hubertus Heil, bir cumhurbaşkanının eleştirisel haberleri önlemeye çalışmaması gerektiğini, bunu, bu makama layık olmayan bir davranış olarak nitelendirdi. SPD ve Yeşiller Partisi’nden siyasetçiler, Wulff’un, kredi konusunu bir an önce açıklığa kavuşturması gerektiğini ifade ettiler. Hür Demokrat Parti Federal Meclis Üyesi Erwin Lotter, Wulff’un Cumhurbaşkanlığı konutunu terk etmesi ve kendi evine çekilmesi gerektiğini belirterek, “Ona oyumu verdiğim için utanıyorum” ifadesini kullandı.
Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) Federal Meclis Üyesi Gerda Hasselfeldt ise, basın özgürlüğünün demokraside büyük bir değer olduğunu belirterek, Cumhurbaşkanı Wulff’un yapılan suçlamalar hakkında inandırıcı bir açıklama getireceğine emin olduğunu kaydetti. Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Aşağı Saksonya Eyalet Meclis Başkan Yardımcısı Karl-Heinz Klare, çok sayıda parti üyesinin Wulff’un davranışından memnun olmadığını belirterek, “İnsanlar konunun aydınlatılmasını istiyor. Aksi takdirde Cumhurbaşkanlığı makamı zarar görür” dedi. FDP Genel Başkan Yardımcısı Holger Zastrow, “Şayet Cumhurbaşkanı telefona sarılıp bir gazetenin genel yayın yönetmenini aramışsa ve telefonunun Mailbox’una konuşmuşsa, bu benim bir cumhurbaşkanından beklediğim büyüklük değildir” dedi.
Bakan Leyen yorum yapmadı
CUMHURBAŞKANI Christian Wulff’ten önce cumhurbaşkanlığı adaylığı gündeme gelen Federal Çalışma Bakanı Ursula von der Leyen ise son gelişmelerle ilgili bir yorum yapmadı. Bakan Leyen, Wulff’un istifa etmesi halinde cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağıyla ilgili soruya, “Bu konuda yorumda bulunmak istemiyorum” yanıtını verdi. Bakan, Wulff’le ilgili kriz yönetimini içeren bir soruyu da yanıtsız bıraktı.
Wulff için bir suç duyurusu daha
CUMHURBAŞKANI Wulff’un Bild gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Kai Diekmann’ın cep telefonunun mailbox’una bıraktığı mesaj nedeniyle Berlin savcılığına suç duyurusunda bulunuldu. Berlin Savcılığı Sözcüsü Martin Steltner, bir vatandaşın yaptığı suç duyurusunun değerlendirilmekte olduğunu ve soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının incelendiğini açıkladı. Wulff’un özel kredisiyle ilgili olarak Berlin Savcılığı’na 3 ayrı suç duyurusunda daha bulunulduğu açıklandı. Bu başvuruların Hannover Savcılığı’na aktarıldığı belirtildi.