Alevilikte kartlar yeniden dağılıyor

Güncelleme Tarihi:

Alevilikte kartlar yeniden dağılıyor
Oluşturulma Tarihi: Nisan 23, 2008 10:02

CEM Vakfı'nın, Almanya'daki Alişan Hızlı'nın başında olduğu Avrupa genel koordinatörlüğünü feshetmesi ve Alişan Hızlı'nın Almanya Alevi Dernekleri Birliği'ni kurması, Cem Vakfı'nın Köln'de bütün derneklerin katılımıyla federasyon oluşturma çalışmalarına start vermesi akla "Avrupa'da Aleviler yeni bir oluşum içinde mi" sorusunu getiriyor. İŞTE RÖPORTAJLAR

Haberin Devamı

CEM VAKFI'NDAN YENİ OLUŞUM ATAÐI

İzzettin DOÐAN (Cem Vakfı Başkanı)

- Cem Vakfı Avrupa Koordinatörlüğü artık faaliyette değil bildiğim kadarıyla. Buna neden gerek gördünüz. Cem Vakfı Avrupa Koordinatörlüğü görevini tamamladı mı?

İzzettin Doğan : Evet artık değil. Fonksiyonunu ifa etti başarıyla bugüne kadar. Şimdi bir federasyonu kurma teşebbüsü var Almanya'daki derneklerle. Yani Aleviliği İslam içinde görüp bir araya gelecek olan dernekler bir federasyon kuruyorlar. Öyle bir federasyon kurulması halinde orada bir genel koordinatörün bulunmasının bir manası kalmıyor. Asıl gerekçe bu. Yani federasyon kurulduğu için orada bir kişinin Cem Vakfı'nı temsil etmesinin bir manası kalmıyor. Cem Vakfı Avrupa Koordinatörü Alişan Hızlı'yı da başarılı çalışmalarından ötürü merkezde görevlendiriyoruz şimdi.

- Almanya'daki oluşum içinde yine Alişan Hızlı mı olacak? Onun öncülüğünde mi böyle yeni bir oluşuma gidiliyor?

İzzettin Doğan: Hayır. Alişan Hızlı Bey'in öncülüğünde değil. Orada ortak bir oluşum var. Alişan Bey'in de içinde bulunduğu bir dernek var. Ya da bir dernekler grubu var. Hepsi bir araya gelecekler. Ama artık Alişan Hızlı Bey'in Cem Vakfı'nı temsil yetkisi yok. Sadece Cem Vakfı Yönetim Kurulu üyesi olarak burada alınan kararları, orada hem açıklamak açısından hem oradaki dostlara duyurmak açısından bir rol üstlendi.

- Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) da bu yeni oluşum içinde olacak mı?

İzzettin Doğan: Zannetmiyorum. Olmayacak. Çünkü onlar Aleviliği İslam içinde düşünmüyorlar. Onun için amaç birliği de gerçekleşmemektedir. Ama kendi tavırlarını değiştirirlerse, yanlışlarını daha doğrusu düzeltirlerse... Halkın zihnini bulandırmanın gereği yok. Biz o arkadaşlarımızı itmedik. Biz o arkadaşlarımızı seviyoruz. Bizim bu konuda duygusallıklarda herhangi bir sorunumuz yok. Sorunumuz hem teorik ve pratik manada. Peki Yunus Emre'yi nereye koyacaksınız, Alevilik İslam dışı dediğiniz zaman. Mevlana'yı nereye koyacaksınız, Hacı Bektaş-ı Veli'yi. Sırf orijinal görünmek için "Alevilik İslam dışıdır" demenin hiç bir manası yok.

- Bu yeni oluşuma yani federasyona kimlerle gidiyorsunuz? Kimler var?

İzzettin Doğan: Biz gitmiyoruz. Bu yanlış anlaşılmasın. Biz Almanya'daki oluşumlara, oradaki dostlar ilgi gösterdiği ve kendileri organize olmak istedikleri zaman sadece cesaretlendiririz. Ve bilgi düzeyinde zaman zaman kendilerine destek veririz.

- Türkiye'de Turgut Öker ile görüştünüz mü? "Aleviliği İslam dışında gören yorumlarınız, açıklamalarınız da var. İçinizde öyle insanlar da var. Bunu terkedin, siz Avrupa'da yaşayan Aleviler'in temsilcisi olarak tarafımızdan da onaylanacaksınız" dediniz mi kendisine?

İzzettin Doğan: Turgut genç bir arkadaş. Bu işlerde emek sarfeden bir arkadaş yani örgütlenmede. Yeteneği olan bir arkadaş. Eğer doğru yolu bulursa Turgut Beyi değerlendirebiliriz. Yani ben kendisine onu söyledim. Onun dışında polemiklere girmeyi zaten yanlış buluyorum. Ben zaten ne söyleyeceksem televizyonlardan söylüyorum açık açık. Orada 1 milyonun üzerinde Alevi yurttaş yaşıyor. Bunların inançları ile ilgili olarak, inançlarını çocuklarına aktarmaları ile ilgili olarak devletten hiçbir destek gelmiyor. Devlet ayrımcı bir politika yürütüyor. Bu politikanın daha büyük tahribatlara yol açmaması için buradaki biz sorumlu vatandaşlar olarak oradaki vatandaşlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. Orada yanlız Alevi vatandaşlar değil bu destekte orada Sünni yurttaşlar da aynı şekilde oradaki Aleviler örgütlenmesinde yardımcı olmaya çalışıyorlar. Mesele bu. Olayın püf noktası. Yani sadece Aleviler arası bir örgütlenme değil Sünni yurttaşlar da, sorumluluk duyanların oradaki Aleviler'in örgütlenmesi için destek veriyorlar. Bu gözden kaçmamalı.
Son olarak, oradaki oluşumla ilgili Cem Vakfı'nı ilgilendirdiği oranda açıklama tarafımızdan yapılacaktır. Cem Vakfı ordaki dostlara insanlarımıza yardımcı olmaya çalışıyor. Ama Alevi ama Sünni. O ayrımı biz yapmıyoruz.

- Alevi Birlikleri Federasyonları'nın bağlı olduğu bir Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu var. Bu yeni oluşumla ilgili Konfederasyona bir çağrınız var mı?

İzzettin Doğan: Çağrım doğru yola gelsinler. Vatandaşı yanlış bilgilerle donatmaya kalkmasınlar. Bunlar yapay yaklaşımlardır. Bunların ötesine geçmek lazım.

ALEVİLERİ BÖLÜNMÜŞ GÖSTERMEK İSTİYORLAR

Turgut ÖKER
(Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu Başkanı):

AABF'nin Almanya'da hükemetin, Alman devletinin Alevileri temsil eden bir kurum olarak muhatap alması, Alevilik dersleri yetkisi vermesi, en üst düzeyde cumhurbaşkanı, bakanların Alevelir'in inançsal günleri söz konusu olduğunda mesaj yollayarak bizim üzerimizden Alevi toplumunun bu önemli günlerini kutlaması ve bu haliyle AABF resmi bir konuma gelmişken, şimdi bunun karşısında AABF'ye alternatif yaratma gibi öyle Alevi toplumunun tabanından AABF dışında onlarca Alevi Kültür Merkezi'nin varlığıyla yeni bir federasyon yaratma çabası söz konusu değil.

Bu çaba daha çok DİTİB'in AABF'nin kendi adına Almanya'da Alevileri temsil eden bir kurum noktasına gelmesi, Alevilik dersi verme hakkına sahip olması (daha buna DİTİB ve diğerleri sahip olmadılar) ve en önemli zirvelerde ve en önemli göçmen ve inançsal kuruluşların muhatap alındığı toplantılarda AABF'nin başta olmasını sindiremedikleri için çünkü bu durumun mutlaka Türkiye'ye de yansıyacağını bildikleri için yani Türkiye'deki resmi politikaların da Aleviliği asimile etmeye yönelik olduğu için Aleviliğin buradaki kazanımlarını boğmak istiyorlar. Bunu yaparlarken de son 10 yıldır arkadan, gizli şekilde AABF'ye karşı kışkırtmalar oldu. Okullarda Alevilik dersi hakkımızı elimizden almak için girişimler oldu, yazışmaları oldu. Bunlardan sonuç alamadılar. Şimdiki amaçları Alevileri bölünmüş gösterip kendilerine bağlı bir Alevi kurumu oluşturarak kamuoyunda "Bakın nasıl İslami gruplar dört beş parçalı Aleviler tek parça diyordunuz ama Aleviler de artık tek parçalı değil. Aleviler de bölündü" demek amacıyla tamamıyla DİTİB merkezli, planlı, beslemeli bir Alevi federasyonu kuruyorlar.

SORUNUMUZ CEM VAKFI DEÐİL
Cem Almanya Federasyonu, Köln'de bildiğimiz Hacı Bektaş Derneği merkezli kurulan bir federasyon. Alişan Hızlı'nın kurduğu Almanya Alevi Dernekleri Birliği ise kendine mahsus. Kurucularına bakarsanız, ne demek istediğimi anlarsınız. Dediğim gibi bu birliğin tüzüğünü ise Bekir Alboğa hazırlıyor. Ve DİTİB'den geliyor faksla. Bunlar belgeli. Bizim açımızdan Cem Vakfı'nın Türkiye'de, burada kendi çizgisi doğrultusunda örgütlenmesi sorun değil. Bizim sorunumuz Cem Vakfı'nın burda olması değil. Bir rekabet duygusu da değil.
Diyanet'in ve gerici güçlerin sırf Alevileri bölüp parçalayıp Aleviler'in Almanya'daki kazanımlarını etkisiz hale getirmek amacıyla işbirlikçi kullanıyorlar.

İZZETTİN DOÐAN İLE GÖRÜŞÜYORUZ
Biz son birkaç aydır İzzettin Doğan ile görüşüyoruz. İzzettin Doğan bizim televizyona bağlandı, konuştu. Ben Türkiye'de İstanbul'da kendisiyle görüştüm. Kendisi, "Aleviliği İslam dışında gören yorumlarınız, açıklamalarınız da var. İçinizde öyle insanlar da var. Bunu terkedin, siz Avrupa'da yaşayan Aleviler'in temsilcisi olarak tarafımızdan da onaylanacaksınız" dedi. Hatta televizyonda "Artık belli bir yaşa geldik. Bu işi bundan böyle Turgut kardeşim yapacak" dedi. Ben de kendisine şunu söyledim: "Alevi dünyası geniş bir dünya. Sadece bir kesimden oluşmuyor. Siz kitlesel olarak Alevi dünyasının bütününü kucaklayabilmeniz için kendi içerisindeki farklılıkların da özgürce ifade edilmesine olanak sağlamanız lazım. İnsanların farklı yorumlarına yukardan fetva getirerek 'Alevilere İslam dışı diyenler Alevi değildir, kapı dışarı' gibi bir yaklaşım toparlayıcı olmaz. Alevi dünyası özgürleşsin, hak talep etsin, üzerlerindeki baskılar ortadan kalksın, sonuçta Aleviliğin ne olacağına da tek tek Aleviler kendi vicdanlarında karar versin, çizgisini güdüyoruz. Kendimizi teolojik dini bir makam gibi görmüyoruz. Bu çerçevede önümüzdeki günlerde de görüşmelerimiz devam edecek.

ÜÇÜNCÜ BİR FEDERASYON
Cem Vakfı Alevi Federasyonu ayrı. Alişan hızlı'nın kurduğu üçüncü bir federasyon. Cem Alevi Federasyonu ayrı kuruluyor zaten. Şu an iki tane bizim dışımızda federasyon adı altında oluşum var. Birisini Niyazi Bozdoğan'lar yapıyorlar, Köln'de Cem Almanya Federasyonu. İzzettin Doğan da bunları destekliyor. Bir de bunun karşısında aslında DİTİB'in kurduğu Alevi Dernekleri Birliği var. Bu isim mahkeme kararıyla durduruldu. Solingen mahkemesi, arkasında Alevi Birliği Federasyonu olabilecek hiç bir ismi kullanılamayacağına dair Solingen Mahkemesi karar verdi.

----------------------------------------------------------------------

BİZ İNANCIMIZI KİMSEYE PAZARLAMADIK

Alişan HIZLI
(Almanya Alevi Dernekleri Birliği Başkanı)

Cem Vakfı Avrupa Koordinatörlüğü, Cem Vakfı ile Avrupa arasında ilişkilerin kurulması için kurulmuştu. Benden önce birkaç arkadaş bu göreve atandılar. Başarılı olamadılar. Son olarak beni uygun gördüler. Ben bu konuda gereken yerlere Cem Vakfı'nın ilkelerini, amaçlarını topluma anlatmaya çalıştım. Ve derneklerin Alevi İslam inancı doğrultusunda çalışma yapan derneklere Türkiye'den dede getirdim. Birçok cem organize ettim. Yani halkla ilişkiler kurması için büyük çaba sarfettim. Bunda da muaffak olduk.

Bu kez Cem Vakfı dedi ki "Sen Yönetim Kurulu'nda bize faydalı ol". İzzettin Doğan Dede'nin önerisiyle beni Yönetim Kurulu'na aldılar. Şu an Cem Vakfı'nın Genel İdare Kurulu üyesiyim. Son yapılan genel kurulda koordinatörlük kaldırıldı, ama Almanya'da daha herhangi bir kurumla Cem Vakfı'nın bu konuda resmi bir çalışma kararı yok. Vakfın alacağı kararlara saygılı kalacağım. Koordinatörlük olarak Almanya'daki sivil toplum örgütleri ile birlik ve beraberlik için ne tür çalışmalar yaptıksa bundan sonra da aynı şekilde çalışmalarımızı Almanya Alevi Dernekleri Birliği olarak aynen yürütüyoruz. Belki bizim kurum anlaşırlarsa AABF ile de beraber çalışma ortak noktalarını da araştırabilirler. Bu konuda engel olmayacağız. Ben AABF ile bu şartlarda çalışmaya taraftar değilim. Bunu açıkça söyleyeyim. AABF'nin başındaki kişi "Biz İslam'ın dışıyız" dedi, hala diyorlar. "Hz. Ali ile işimiz yok" diyorlar, "azınlığız" diyorlar. Bu söylemler Alevi toplumunu rahatsız ediyor. Bunlar düzelmedikçe bizim bu kurumla çalışmamız zor.

Almanya'da Almanya Alevi Dernekleri Birliği kurmamız İzzettin Doğan Dede'nin bilgisi dahilinde oldu. Yani biz şimdi ne yaptık.? Almanya'daki derneklerimizi organize edelim, Almanya şartları içerisinde Alevi İslam inancımızı gençlerimize, çocuklarımıza, topluma dedelerimiz aracılığıyla anlatmayı düşündük. Bu nasıl olur. Bu ancak bir kurumla olur. Ve bu yüzden Almanya Alevi Dernekleri Birliği'ni kurduk. Almanya Alevi Dernekleri Birliği de kamu yararına tescil edildi.

ALEVİ SÜNNİ ORTAK ÇALIŞACAÐIZ

Almanya'daki sivil toplum örgütleri ile beraber Almanya'daki meselelerimizin çözümünde ortak hareket ediyoruz. Bilirsiniz bir vize sorunu çıkıyor. Bu Aleviyi de ilgilendiriyor Sünniyi de ilgilendiriyor. Dedik ki ortak noktalarda birlikte hareket edelim. Son olarak gençlerin şiddete buluşmaması için ortak bir bildiri yayınladık. Ve o bildiriye ben de imzamı attım. Bu bildiri DİTİB'in internet sayfasında yayınlandı. Bizim ismimiz Vereinigung Alevitische Gemeinde Deutschland Almancası o. Meğer Alevi Birlikler Federasyonu'nun esas ismi Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu değilmiş Alevitische Gemeinden in Deutschland. Ama bizimkisinde Vereinigung var tabii ki. Bunun üzerine Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu DİTİB'e gidiyor ve diyorlar ki Almanya Alevi Birlikleri ismini listenizden çıkarın, bizim ismimize benzerliği var. DİTİB de cevap veremiyor. Bunlar ihtiyati tedbir kararı aldırıyorlar. Sonuçta mahkemeye gittik. Mahkemeye gittiğimizde genel kurul evraklarımızı ibraz ettim. Bütün resmi işlemlerimizin kağıtlarını verdik. Hakim bu ayın 23'ünde yani çarşamba günü kararını verecek. İsmi kullanmama hakkıyla ilgili bir karar yok. Biz ismi kullanabiliyoruz. Normalen dava DİTİB ile AABF arasındaydı. Ben şahit olarak oraya gittim. Konu dolaylı olarak bizi ilgilendirdiği için orada bulundum.

ORTAK ÇALIŞIRLARSA ENGEL OLMAM

Bunu da son olarak söylemek istiyorum. Biz inancımızı kimseye pazarlamadık. Herkesi dinliyoruz. Kendi sorunumuzu anlattık. Sorunun çözümü için herkesten de yardım istiyoruz. Ben şu ana kadar ne yapmışsam, kiminle görüşmüşsem her çalışmam Prof. Dr. İzzettin Doğan Dede'mizin bilgisi dahilindedir.
Ben İzzettin Doğan Dede'mize "Eğer aranızda ben engelsem dedim, yani ben onların (Cem Vakfı ile AABF) birleşmesine karşı değilim. Ben şahsi görüşümü söylüyorum. Ben bunu Cem Vakfı'na da aynısını söyledim. Ama Cem Vakfı uygun görür onlarla işbirliği yapar. Ona da ayrıca saygı duyarım. Demokratik kurallar içerisinde yapılan her türlü çalışmalara saygı duyarım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!