Aleviliğin resmen tanınması gerekir

Güncelleme Tarihi:

Aleviliğin resmen tanınması gerekir
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 11, 2007 20:53

Cem Vakfı Avrupa Genel Koordinatörü Alişan Hızlı Aleviliğin Türkiye'de resmen tanınmıyor olmasını "Türkiye'nin ayıbı" olarak nitelendiriyor

Haberin Devamı

Cem Vakfı Avrupa Genel Koordinatörü Alişan Hızlı Aleviliğin Türkiye'de resmen tanınmıyor olmasını "Türkiye'nin ayıbı" olarak nitelendiriyor ve Aleviliğin resmen tanınması için Cem Vakfı olarak Ankara'da dava açtıklarını hatırlatarak ilk duruşmanın "olumlu" geçtiğine dikkat çekiyor. Hızlı "Cemevlerinin ibadethane olarak tanınmasını, dedelerimizin kadrolaşmasını istiyoruz. Bir camiye, bir sinagoga, bir kiliseye nasıl olanaklar sağlanıyorsa, aynı olanakların cemevlerine de sağlanmasını istiyoruz" şeklinde konuşuyor ve ekliyor "Sonucun olumlu olacağına inanıyorum."

Aleviliğin Türkiye'deki durumu nedir sizce?
Bizim Avrupa'da yaptığımız birlik beraberlik çalışmaları Türkiye'ye de yansımaya başladı. Türkiye'deki bir çok ceme ben de katıldım. Ankara cemine de katıldım. Gördüm ki, eskiden Alevilere radikal gözle bakan insanlar, bir çok belediye başkanı tam kadro cemdeydi. Yani size samimiyetimle söylüyorum, yüzlerce Sünni aydın, yazar, politikacı, vatandaş gördüm cemlerde. Görülüyor ki, Türkiye'de de tanıtım eksikliği varmış bugüne kadar. Bizim ülkemizde bu birlikleri yaratmak için çabalamamızın bir sebebi daha var. Size onu da söyleyeyim. Şimdi Türkiye'nin komşularına bakalım. Ortadoğu'da Filistin'de görüyorsunuz, birbirlerini nasıl hırpalıyorlar, komşumuz bitişiğimizdeki Irak'ta bir gün Şiilerin camisi bombalanıyor, bir gün Sünnilerin. Yani bu mezhep kavgaları yüzünden ülkeyi ne hale getirmişler. Biz Atatürk'ün kurduğu laik cumhuriyette, birlik beraberlik içinde dış güçlere karşı birbirimizi korumalıyız. Ben bu birliğe ülkemizin bütünlüğü açısından çok önem veriyorum ve bunu da üzerinde durarak yapıyorum.
Türkiye'de Aleviliğin resmen tanınmaması size neler hissettiriyor, neler düşündürüyor?
O bir eksikliktir. Türkiye'nin ayıbıdır, hükümetin ayıbıdır. Biz Aleviliğin resmen tanınması için Türkiye'de dava açtık ve bu davaları er veya geç kazanacağız. Birinci duruşma Ankara'da oldu. Çok olumlu geçti. Biz bugüne kadar ülkemizi dış platformlarda şikayet etmedik. Ülkemizi götürüp dış güçlere şikayet etmekten onur duymuyoruz. Ama ülkemizin yasalarına güvenerek, Türkiye Cumhuriyeti yasaları nezdinde dava açtık. Sonucun olumlu olacağına inanıyorum.
Aleviliğin Türkiye'de resmen tanınmasını bekliyorsunuz?
Evet, öyle bir sonuç gelebilir. Ben öyle olacağına inanıyorum. Çalışmalarımıza Prof.Dr. İzzettin Doğan önderliğinde devam ediyoruz. Biz cemevlerinin tanınmasını istiyoruz. Dedelerimizin de kadrolaşmasını istiyoruz. Bir camiye, bir sinagoga, bir kiliseye nasıl olanaklar sağlanıyorsa, aynı olanakların cemevlerine de sağlanmasını istiyoruz.
Alevilerin sorunlarının çözümü neye bağlı sizce?
Vatandaşlık hakkı ne gerektiriyorsa, eşit şekilde uygulanması lazım. Anayasa'nın 10'uncu ve 24'üncü maddesi bunu açıklıyor. "Türkiye vatandaşları eşit haklara sahiptir" diyor. Ancak o şekilde sorunlar çözülebilir. Bir de Aleviler bürokraside yer bulamıyorlar. Mesela, Alevi kökenli emniyet müdürü yok, Alevi kökenli vali yok. Bu eksikliklerin de giderilmesi lazım.
SİYASETE ATILMAYI DÜŞÜNMÜYORUM

Türkiye'deki genel seçimlerde Cem Vakfı nasıl bir tutum izleyecek, bu belli mi?
Cem Vakfı olarak her siyasi partinin seçim programını inceliyoruz. Kim Alevi meselesine veyahutta ülkenin birlik ve beraberliğine, toplumsal barışa seçim programlarında ne kadar yer vermişse, bizim de o partilere yaklaşımımız o derecede olur. Ama henüz bir siyasi partiyi destekliyoruz, birisine karşıyız diye bir açıklamamız yok. Hiç bir siyasi partiye de biz kurum olarak aday teklifinde bulunmadık. Prof. Dr. İzzettin Doğan bir ekiple çalışıyor programlar üzerinde. Seçimlere bir hafta kala açıklamasını yapar. Onun yaptığı açıklama Alevi toplumunun yüzde 98'ini bağlar. Ama vatandaş bizi dinler dinlemez, o ayrı sorundur. Vatandaş özgürdür. Biz sadece görüşümüzü tavsiye niteliğinde açıklarız.
Siz Türkiye'de siyasete atılmayı düşünüyor musunuz?
Hayır, böyle bir iddiam olmadı. Sağda solda konuşan insanlar bana çok çamur attılar. O adam adaydır, şunun adamıdır, bunun adamıdır diye. Ama gördüler ki, ben ne bir yerde aday oldum ne de böyle bir talebim oldu. Ben iki toplumun barış içinde yaşaması için, kendi imkanlarımla, bugüne kadar bir kaynak sağlamadan bu çalışmaları yaptım ve bunu her iki toplumun yararına, ülkemin yararına yaptım. Biz birileri takdir etsin, birileri bize bir prim versin, birileri bizi aday yapsın diye yapmadık bu çalışmaları. Bu yüzden de bizim düzenlediğimiz her etkinlik başarıyla sonuçlanıyor. Her yerden duyuyoruz bunun böyle olduğunu.
MADIMAK OLAYI ÜLKEMİZ İÇİN KARA LEKEDİR

Sıvas-Madımak katliamının üzerinden 14 yıl geçti. Bu konuda siz neler hissediyor, neler düşünüyorsunuz?
Madımak olayı ülkemiz için bir kara lekedir. Sıvas olayını yapan canileri lanetliyoruz! Biz Aleviler olarak çok üzüldük ama Sıvas olaylarını tüm Sünni toplumuna maletmemiz de yanlıştır. Bu bilinçle hareket etmemiz lazım. Provakasyonu yapan insanlar Almanya'da ellerini kollarını sallayarak dolaşıyorlar. Ben bizim büyükelçiliğimiz nezdinde girişimde bulundum. Bu katillerin Türkiye'ye gönderilip yargılanmasını talep ettim. Yazışmalar yaptılar ama bunları Almanya'dan gönderemediler. Halen öyle ellerini kollarını sallayarak toplum içerisinde dolaşıyorlar.
Bir de bu konuyu siyasi ve ticari amaçlı kullanan bazı kişi ve kurumlar vardır. Her sene duyarsınız, Sıvas şehitlerini anma geceleri yapılıyor. Gidiyorsun ücretlidir; ya 10 Euro'dur ya 20 Euro'dur. Miktarı önemli değildir ama bunu rant kapısı yapmışlar. Ben bir araştırma yaptım acaba bu Sıvas şehitlerini anma gecelerinde elde edilen gelir, Sıvas'ta şehit olan 37 canımızın çocuklarına ne kadar yansıyor diye. Size tüm samimiyetimle söylüyorum, bir kuruşu yansımıyor. Biz katledenleri de lanetliyoruz ama şehitlerimizin kanı üzerinden kirli siyaset, kirli ticaret yapanları da lanetliyoruz.
Madımak oteli anıt olsun diyoruz. Olması da lazım. Bir ara kendi aramızda para topladık anıt yaptırılsın diye baktık ki o anıt da yapılmadı. Size tüm samimiyetimle söylüyorum, bunu istismar eden kişi ve kuruluşlar vardır. Toplumsal barışı da zedelemek istiyorlar. Bu da yanlıştır. Biz buna katılmıyoruz. Biz Sıvas'ta Madımak Oteli'nin müze olmasını istiyoruz ama Sıvas halkının da desteğini alarak, onları aydınlatarak, oradaki kurum kuruluşların da desteğini alarak. Madımak oteli et lokantası değil, müze olmalı.
Anıt dikilmesi için topladığınız paralara ne oldu?
Bilmiyorum işte, o parayı toplayanlara sormak lazım. Biz bağışta bulunduk o zaman. O yüzden bu işi siyasi ve ticari yönde istismar eden kişi ve kuruluşlar vardır diyorum size, incelerseniz onu bulursunuz.
Madımak Oteli'nin müzeye çevrilmesi için ne tür girişimleriniz var?
Biz hükümet nezdinde girişimlerimizi sürdüreceğiz. Biliyorsunuz, Solingen'de de canlarımız yakıldı. Solingen'de küçük de olsa bir anıt dikildi. Alman hükümeti her yıl orada bir tören yapıyor. Aynı o şekilde Türkiye'de de yapılması lazım. Yani toplumsal barış ancak böyle oluşuyor.
Diyanet İşleri'nin çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Diyanet İşleri Başkanı'nın girişimlerini olumlu görüyoruz. Bardakoğlu ve sayın yardımcısı Mehmet Görmez bey bu konuda sorun çözmek için çaba sarfediyorlar ama sonuca varmadılar, o ayrı sorun. Geçen aylarda Cem Vakfı'nın genel merkezinde cem evlerini ziyaret ettiler. Avrupa'ya her geldiklerinde bizlerle de görüşüyorlar, görüşlerimizi alıyorlar, bu konuda yardımcı olmaya çalışıyorlar.
Genelde Türk aydınları Alevilere destek veriyor mu?
Türk aydınlar Alevilere destek veriyor. Özellikle Sünni aydınlardan bugüne kadar yanlış yapıyorsun diyeni duymadım. Yani bu yaptığım çalışmalar için "Yanlış yapıyorsun" diyen olmadı. Tam tersine dua ettiler, "Çok hayırlı bir iş yapıyorsunuz, bizim de eksikliklerimiz oldu, bu eksiklikleri bertaraf edip bu inanç farklılıklarımızı zenginlik kabul ederek kenetlenmemiz lazım" diyenlerin sayısı daha çok.
Türk solu beklediğiniz desteği veriyor mu?
Hayır, vermiyor. Adam vermemekte de haklıdır. Solculuk ideolojik bir düşüncedir. Alevilik inançtır. Geçen gün birisi eleştirmişti gazetenizde, ben o arkadaşı eleştiriyorum, o yanlış yapıyor. Ya solcu solculuğunu yapacak ya da inanç boyutunu yapacak. Yani ikisi birarada olmaz. Bizim Aleviliğin içine ideoloji girmez. Her insan farklı düşünebilir ama cemlerimizde olsun, ayinlerimizde olsun hepimiz can oluyoruz, bir oluyoruz. Orada kendimizi Allah'a adayıp ibadetimizi yapıyoruz. Orada sağcı, solcu olmaz, siyasi parti konuşmaları olmaz ve yapmadık bugüne kadar.

YARIN: BAŞKA KAPILARI ÇALABİLİRİZ

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!