Güncelleme Tarihi:
İlkokula yeni başlayan öğrenciler gibiydi. Tıpış tıpış adımlarla girdi i?eri. Gözleri yere bakıyordu, ellerini birbirine kenetlemişti. Kiraz kırmızısı yanakları daha da alevlenmişti. Belli ki sıkılıyor, utanıyordu.
Servis, bir anda üstüne ?ullanır gibi saldırdı Emre'ye. O al-al yanakları öpenler... Bağrına basanlar, okşayanlar...
Herkes evladından sanki birer par?a bulmuştu Emre'de. O günü hi? unutmadım.
Yıllar ge?ti... Kendisi ile birlikte şöhreti de büyüdü. Ve bir gece basın tribününe dönüp el-kol işareti ile herkesi komaya soktu.
O kiraz yanakları öpenleri... Bağrına basanları ve okşayarak sevenleri... Hepsini silip attı.
O silip attı da, kızanlar da fena hırpaladı Emre'yi. Köşe yazılarının her satırından öfke yağdı üzerine. Daha da bozulanlar uzun süre kalemlerine doladılar Emre'yi.
Her neyse... Sırası mıydı şimdi bunları yazmak. Ve o günleri hatırlatmak?
Başka ne yapabilirdim. İşi nereden tutabilirdim...
Herkes tanıyor Emre'yi. Topa vuruşunu, topla muhabbetini... Volesini-şutunu. Akıl dolu paslarını...
Boyunu-bosunu, huyunu-suyunu herkes biliyor. İtalya'ya transferini, İngiltere macerasını.
Bana bir şey kalmıyor ki. Arkadaşlarıma sordum...
Emre i?in neler yazabilirim?
Hepsi aynı şeyi söylediler...
Duygularını yaz. Varsa, birka? anını anlat. Geri kalanını herkes biliyor!
ANIDAN önce bir haberim var... Tuncay Şanlı, Emre'nin koyu bir G.Saray taraftarı olduğunu söyledi.
Bir amigo gibi!
Ancak, Belözoğlu ailesinin F.Bah?e'ye hayranlığını, sevgisini bilir misiniz? Babasının, annesinin ve kız kardeşinin F.Bah?e'ye yürekten bağlılığını hi? duydunuz mu?
Bu, Emre'nin G.Saray'da oynadığı yıllarda da böyleydi. Şimdi de!
Oğulları G.Saray'da oynayan bir aile nasıl F.Bah?eli olabilir?
Oluyor işte!
Bu arada, babası Mehmet Belözoğlu'nun bir dönemler F.Bah?e camiası ile yakın ilişkisinden de söz edilir. Hatta, F.Bah?eli bir yöneticinin fabrikasında ?alıştığı da konuşulur. Lakabı mı? Pili? Mehmet!
* * *
YİNE yıllar öncesine dönüyorum. Emre'nin ?ocukluk günlerine. G.Saray'da oynuyordu, ciddi bir sakatlık ge?irmişti. Hi?birimiz nasıl sakatlandığını ?özemedik. Çünkü, sakatlandığı pozisyondan hi?bir şey anlaşılmıyordu.
Telefon a?ıp sordum Emre'ye. Aramızda şöyle bir diyalog ge?ti...
Emre nasıl oldu bu sakatlık?
Vallahi ?ok kötü oldu.
Nasıl yani?
Ben de anlayamadım. Yalnız ?nal Amcanın ayağıma bastığını gördüm.
?nal Amca mı. Kim bu ?nal Amca? Bayağı ?nal Amca...
Sonra anladım ki, Trabzonsporlu ?nal Karaman'dan söz ediyor Emre'cik... Yalan da değil. O dönemlerde Emre bir ?ocuktu. ?nal Karaman da, meslek yaşamının son yıllarında...
Ve bu haber, Hürriyet'te 9 sütun manşet oldu. Aynen şöyle...
Beni ?nal Amca sakatladı!
VE Emre, o günlerden bugünlere geldi. Emre'yi büyütenleri, emek verenleri hatırlıyorum da...
Bir gün Fatih Terim ile konuşuyordum. Laf lafı a?tı ve dedi ki...
Az uğraşmadık. Her eksiğini gidermek i?in ilgi gösterdik. ?zerine düştük. ?rneğin, hava toplarına ?ıkarken gözlerini kapardı. Çoğu futbolcu da böyledir. Bu korkuyu ondan sildik. Şimdi bakın, topa ?ıkarken gözleri a?ıktır ve sağını-solunu kollar. Ona göre pozisyon alır.
Peki, Emre'nin doğuşunda Hagi'nin katkısı nedir?
Emre'de gördüğü her yanlışı söylemiştir. Gösterip anlatmış ve uyarmıştır.
Bunu hi? saklamaz Emre... Ancak, gün gelmiş zaman zaman hır?ınlaşan ruhu Hagi'ye de isyan etmiştir.
Ve saha i?inde el-kol hareketlerini Hagi'ye de yapmıştır. Hatta tavır almıştır!
Acaba, asi ruhu F.Bah?e'de de takışacak birini bulur mu?
Laf lafı a?ıyor... Alex'li F.Bah?e'de Emre'nin yeri neresi olur?
Ve yine Alex'li bir F.Bah?e'de Emre nasıl bir rol üstlenir?
Bu zor soruların yükünü Zico'nun yerine gelen yeni teknik direktör Aragones
sırtlayacak.
İşi hi? de kolay değil!
* * *
EMRE'nin beklenmedik transferi, düşünülen ve planlanan uzun bir maratonun ürünüdür. Yani, zannedildiği gibi bir ?ırpıda ger?ekleşen bir transfer değil.
F.Bah?e kolları sıvadığı dönemde ne Emre'nin, ne de menajerinin haberi vardı bu işten!
Hi? konuşmadan direkt Newcastle ile masaya oturdular. Pazarlığı orada yaptılar ve bitirdiler işi.
Sonra Emre ile konuştular. Ve sordular?
Külübün tamam. Sana vereceğimiz para da bu... Ne dersin?
Sonu? bildiğiniz gibi... El sıkıştılar, öpüştüler ve yılın transferini ger?ekleştirdiler.
Hayırlı-uğurlu olsun.
İŞİN bir de diğer yüzü var. Belki bu transferde her şey Emre'nin dışında gelişti. O sadece "Evet" diyerek transferi kolaylaştırdı. Ancak, Emre'nin böylesine ?abuk karar vermesinin bir perde arkası olabilir mi?
Bir gönül meselesi diyorlar!.
Newcastle'da oynarken, her hafta İstanbul'a gelip-gidişler Emre'yi yoruyordu.
Sabah kalk İstanbul'a gel. Tuğba'yı gör, akşam geri dön. Bu sırada teklif de gelince nikahtan önce Fener'e attı imzayı. Bir kere daha hayırlı-uğurlu olsun!
YARIN: ZAPOTOCNY
(BEŞİKTAŞ)