Güncelleme Tarihi:
İslam Konferansıyla birlikte Müslüman yaşlılar için huzurevi sorunu gündeme geldi. Aile Bakanı Manuela Schwesig tüm sorularımızı cevaplayabilmek için bir saat zaman ayırdı ve bakanlıkta mevcut tüm sorunları Hürriyet olarak masaya yatırdık ve Bakana bu sorunlara karşı ne tür imkanlar ve planları olduğunu sorduk.
İSTİHBARAT teşkilatı verilerine göre Almanya’dan savaş bölgeleri Suriye ve Irak’ta 600 cihatçı bulunuyor. Aile Bakanı olarak aynı zamanda gençlerden de sorumlusunuz. Müslüman gençlerin radikalleşmesine karşı ne tür tedbirler aldınız?
- Biz bu yılın başından itibaren Almanya çapında “Demokrasiyi Yaşamak” adıyla bir program başlattık. Bu program ağırlıklı olarak şiddet yanlısı İslamcı ve selefilere karşı. Ama aynı zamanda İslam ve Müslüman düşmanlığına karşı. Çünkü ikisi de birbirini kullanıyor. Selefiler İslam düşmanlığından besleniyor. Kendisini dışlanmış hisseden ve yanlış anlaşıldığını düşünen gençlere böyle yaklaşarak, onları radikalleştiriyor. Bu, en yoğun da cezaevlerinde oluyor. Selefiler ve İslamcılar cezaevine düşmüş Müslüman gençleri cezaevlerinden devşiriyorlar. Cezaevlerinde buna karşı başlattığımız “Violence Prevention Network” (şiddete Karşı Ağ çalışması) adlı çok iyi bir proje var. Sosyal görevliler imam eşliğinde gençlere giderek, onlarla ilgileniyor. Bunun yanında “Dialog macht Schule” (Diyalog Başarılı) diye okullarda bir projemiz var. Üniversite öğrencileri, özellikle sosyal açıdan sorunlu okullara giderek, burada gençlerle buluşuyorlar.
Bu projeler için ayırdığınız bütçe ne kadar?
- Tüm Demokrasi Programı için yılda 40.5 milyon Euro bütçe ayırdık. Ben geçen yaz “Bizim İslam ve Müslüman düşmanlığı konusuyla daha yakından ilgilenmemiz gerekir” dedim. Parlamento böylece 10 milyon Euro daha ek bütçe ayırdı. Başlangıçta bu projeler için 30.5 milyon Euro ayrılmıştı. Kısa bir süre önce Türk Toplumu temsilcileriyle görüştüm. Onlarla çok somut bir proje üzerinde çalışıyoruz. Projenin adı: “Young Voice” (Genç Ses), Kendini göster, iz bırak ve tarih yaz.” Bu proje çerçevesinde kendini Müslüman bağlamda gören gençlerin Alman toplumunda Müslüman düşmanlığı üzerine deneyimlerini anlatacağı mekanlar sunulacak.
Demokrasiyi Yaşamak programı bir tartışma forumu mu?
- Önlem çalışması sadece ilgili alanda olabilir. Bu yüzden köy, şehir ve beldelerde bu girişimleri güçlendirmemiz lazım. Ben Bakan olarak, bunun için maddi imkanı sunuyorum, fikir ise ilgili alandan geliyor. Bu, tartışma forumu olabilir. Benim için burada önemli olan Müslüman cemaati kendi dini üzerine konuşmaya teşvik etmek, gerekirse eleştirel konuşmaya. Gençlerin kendi dinlerine eleştirel bir gözle bakabilmesini önemli buluyorum.
Camilerin İslam ve radikalizm üzerine aydınlatıcı bilgiler içerecek doğru dürüst internet sayfaları bile yok. Aydınlanmanın olmadığı yerde aşırılar bu açığı kullanıyor. Aşırılıkla mücadelede camilere de maddi yardım sunacak mısınız?
- Camiler proje sunarsa, mümkün. Gelecek projeye bağlı. Radikalleşme internet üzerinden de oluyor, doğru. Biz burda Almanya çapında “Jugendschutz” (Gençlik Koruması) adıyla bir program yapmak istiyoruz. İnternette radikalleşme konusuna kendini adayacak bu program. Bu konuda aşırı sağla mücadelede iyi deneyimlerimiz oldu ve bunu selefilik alanına genişletmek istiyoruz, çünkü internette çok az aydınlatıcı çalışma var.
İslam Konferansına katıldınız. Camilerin, kiliselerinkine benzer bakım ve huzurevleri olan Diakonie veya Caritas gibi sosyal kuruluşları yok. Aile Bakanı olarak yaşlılardan da sorumlusunuz. Bu konuda değişiklik yapmayı planlıyor musunuz?
- Bir ömür boyu burada çalışmış, burada çocukları ve torunları olan insanların, onlara göre huzurevi olmadığı için Türkiye’ye geri dönmeyi düşünmelerini istemiyorum. Bu nedenle kültürlere duyarlı bakımevleriyle bazı özel ihtiyaçlara cevap vermek istiyoruz. Benim bakanlığım kültürlere duyarlı bir bakımevi projesini destekliyor. Biz sosyal kuruluşların Müslüman cemaatlere belirli altyapıyı oluşturmada yardımcı olmalarını istiyoruz. Diakonie gibi büyük kuruluşlar sosyal alanda farklı talepler sonucu büyüdü. Müslüman cemaatlerin de bu tarz teklifler sunabilmesi önemli. Ama Diakonie veya öteki mevcut sosyal kuruluşların Müslüman vatandaşların ihtiyaçlarına da açık olmaları gerekir.
Çocuk parasına bu yıldan itibaren zam yapılmasının şart olduğunu söylediniz. Bu talebiniz hangi aşamada?
- Maliye Bakanıyla aileye yönelik hizmetleri bu yıl nasıl düzenleyeceğimizi görüşüyoruz. Çocuklar için vergiden muaf bir meblağ var. Eğer bu meblağın miktarı yükseltilirse, çocuk parasının da artırılması gerekir. Ben ama daha çok çocuğunu yalnız başına yetiştirenler için daha fazla şeyler yapılmasından yanayım. Almanya’da çocuğunu tek başına yetiştiren, büyük çoğunluğu kadın çok insan var ve onların üzerindeki vergi yükü yüksek. Bu adil değil. Çünkü hem çalışıyorlar hem de çocukları için çok özveride bulunuyorlar.
Bu yıl bir çocuk parası zammı gelecek mi ve olursa ne kadar olacak?
- Ayrıntılar henüz kesinleşmedi. Maliye Bakanı’yla görüşmeler sürüyor.
Sizin kadınlara eşit ücret için bir yasa taslağı sözünüz var. Bu yasa ne zaman çıkacak?
Bunun üzerinde çalışıyoruz. Biz çünkü kadınların ücret konusunda erkeklerden daha kötü kazanmasının artık sonlandırılmasından yanayız. Özellikle de aynı işi yapıyorlarsa. Bu konuda işverenlerle ve sendikalarla görüşmeler yapıyorum. Biz etkili, bürokratik olmayan bir yasa yapmak istiyoruz. Ve bunu bu yıl gerçekleştirmekten yanayız.