Ahmet KÜLAHÇI / Fotoğraflar: dpa
Oluşturulma Tarihi: Kasım 22, 2023 10:27
Almanya’da geçen hafta cumartesi akşamı başkent Berlin’de Almanya ile Türkiye Futbol Milli Takımları dostluk maçında karşı karşıya geldi. Ay Yıldızlılar, Berlin Olimpiyat Stadı’nda yapılan karşılaşmayı 3-2 kazanırken, Almanya’nın gündemine maçtan ziyade, yine ülkede yaşayan Türklerin, Türkiye kökenlilerin uyumu, daha doğrusu ‘uyumsuzluğu’ tartışmaları yerleşti.
STADYUMDA ‘safkan Alman’ seyirciden daha fazla Türk ve Türkiye kökenli seyircinin olması adeta ‘sorun’ haline getirildi.
“Alman Milli Takımı deplasmanda oynarmış gibi bir atmosfer vardı
Olimpiyat Stadı’nda” diye yazılıp çizildi.
Türk taraftarların Alman Panzerler’i yuhalaması, Türk Milliler’i alkışlaması sorun oldu.
Sosyal medyada ve bazı Alman gazetelerinde “Alman Milli Marşı okunurken Türk taraftarlar yuhaladı” yalanı bile paylaşıldı.
Alman Milli Takımı’nın Türkiye kökenli kaptanı İlkay Gündoğan’ın 90 dakika boyunca Türk taraftarlarca yuhalandığı yalanı da.
Evet...
2010 yılında yine aynı yerde yapılan Avrupa Futbol Şampiyonası eleme maçında Alman Milli Takımı’nda oynayan Türkiye kökenli Mesut Özil yuhalanmıştı.
Mesut bunu hak etmemişti.
Cumartesi akşamı ben de Olimpiyat Stadı’ndaydım.
Evet...
Alman Milli Takımı Türk seyirciler tarafından yuhalandı.
Ama İlkay Gündoğan’ın Mesut gibi ‘ekstra yuhalandığı’na tanık olmadım ben.
Zaten doğru olanı da buydu.
ZAFER SEVİNCİNDEN RAHATSIZ OLDULAR
İlkay Gündoğan da Mesut Özil de Almanyalı Türkler ve Türkiye kökenliler için ‘rol model’dir.
İkisi de ve onlar gibi olan Türkiye kökenliler de tam bir başarı öyküsü yazmışlardır.
Alman ve Türk Milli Marşları sırasında ise tam bir sessizlik ve saygı hakimdi.
Almanlar karşılaşma bittikten sonra bazı Türk taraftarların başkent Berlin’in ünlü Ku’Damm Caddesi’nde ellerinde Türk bayrakları ile yürüyerek ve otomobillerinde tur atarak bu zaferin sevincini yaşayıp kutlamalarından rahatsız oldular.
Alman politikacılar da öyle...
Liberal (!) Hür Demokrat Parti’nin (FDP) İran kökenli Genel Sekreteri Bijan Djir-Sarai, “Almanya’da doğan veya Almanya’da büyüyen insanların Alman Milli Takımı’nı yuhalaması hepimize acı veriyor. Bunda uyum politikasındaki eksiklikler olduğunu ve hatalar yapıldığını göstermektedir” açıklamasında bulundu.
*
Hıristiyan Demokrat Birlik Partili (CDU) Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Eyalet Parlamentosu milletvekili ve İç Politika Uzmanı Gregor Golland ise “Sevgileri hâlâ Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanı’na ise neden bu insanlar Almanya’da yaşamaktadırlar? Bu insanlar gönüllü olarak buradalar, ama uyum sağlamak istemiyorlar. Sosyal göçü cazip hale getiren alanlarda nihayet yoğun kısıntıya gitmeli, ülkemizi, öncü kültürü ve değerlerimizi tanımaları talep etmeliyiz” diyerek saçmaladı.
CDU’lu Golland’a CDU güdümlü Konrad Adenauer Vakfı’nın yaptığı bir bilimsel araştırmaya bakmasını öneririm.
Almanya’da yaşayan Türklerin yüzde 45’i, Türkiye kökenli Alman vatandaşlarının da yüzde 55’i Almanya’yı ‘vatanları’ olarak görüyor.
Almanya’da yaşayan Türklerin yüzde 76’sı, Türkiye kökenli Alman vatandaşlarının da yüzde 84’ü demokrasiye tam destek verirken ve “Demokrasiden memnunuz” derken, bu oran Almanlarda yüzde 72’de kalıyor.
Türklerin yüzde 88’i, Türkiye kökenli Alman vatandaşlarının yüzde 87’si “Demokrasi en iyi toplumsal ve politik sistemdir” derken, böyle düşünen Almanların oranı yüzde 80’i bile bulmuyor.
AfD’NİN OYU YÜZDE 20
Aynı araştırmada, Irak ve Libya gibi bir İslam ülkesinin saldırması halinde, Türklerin yüzde 45’inin, Türkiye kökenli Alman vatandaşlarının da yüzde 50’sinin Almanya’yı savunmaya hazır oldukları bile yer almakta.
Alman politikacılar da, Alman medyası da “Kendileri özgür bir şekilde demokratik bir hukuk devletinde yaşayan Türkler ve Türkiye kökenliler neden Türkiye’deki seçimlerde Erdoğan’a oy veriyorlar?” diye tepki gösteriyorlar.
Özgür bir şekilde demokratik hukuk devleti Almanya Federal Cumhuriyeti’nde yaşayan Hessenli seçmenlerin yüzde 18.4’ü, Bavyeralı seçmenlerin yüzde 14.6’sı, demokrasiyi devre dışı bırakmak isteyen sağ popülist Almanya için Alternatif’e (AfD) oy vermiştir.
Son dönemlerde yapılan kamuoyu yoklamaları Almanya’da bu hafta sonu genel seçim olsa, AfD’nin yüzde 20’nin üzerinde oy alarak ‘ikinci güçlü parti’ olacağını göstermektedir.
Yıllarca sosyalist sistemde baskı altı da yaşayan ve 1990 yılında iki Almanya’nın birleşmesiyle özgürlüğe kavuşan eski Doğu Almanya sınırları içinde yaşayan yeni eyaletlerdeki Alman seçmenlerin yüzde 35’e yakını ‘demokrasi düşmanı’ AfD’yi tercih etmektedir.
Alman politikacılar ‘öküz altında buzağı arayacaklarına’, Almanya’nın “severek yaşanılan bir ülke konumunu koruması” için akıllı politikalar üretmelidir.
*
Alman politikacılar, Türkler başta olmak üzere göçmen kökenlilerin ‘uyumu’nu ve ‘uyumsuzluğu’nu tartışacaklarına, Sosyal Demokrat Partili (SPD) Almanya Başbakanı Helmut Schmidt’in 1978 yılında göreve getirdiği federal hükümetin ilk Yabancılar Sorumlusu Heinz Kühn öncülüğünde hazırlanan ve 1979’da yayımlanan ‘Kühn Memorandum’u okusunlar.
Kendilerinden öncekilerin ve kendilerinin ‘uyum’ alanında yaptıkları hataları ve ihmalleri görsünler.
Hem de yüzleri kızararak...
Belki de utanç duyarak...