Güncelleme Tarihi:
AfD karşıtı inisiyatif, Federal Anayasa Mahkemesi’nde kapatma davası açılması için harekete geçti. Alman kamu televizyonu kuruluşu ARD başkent stüdyosu tarafından yayınlanan bir habere göre, kapatma girişimine SPD, CDU/CSU, Yeşiller ve Sol Partili bazı milletvekilleri de destek veriyor. Welt gazetesi, başvuruya her partiden en az 10 milletvekilinin imza attığını yazdı. Resmi bir başvuru için Federal Meclis’in yüzde 5’inin, yani 37 milletvekilinin imzası gerekiyor. Welt gazetesi, AfD’nin Alman Anayasası’na aykırı olduğunu tespit etmek için Federal Anayasa Mahkemesi’ne yönelik başvurunun tamamlandığını ve cuma günü sunulduğunu belirtti.
Alman Anayasası’nın 21’inci maddesi ve Federal Anayasa Mahkemesi Kanunu’nun 43’üncü maddesine dayandırılan başvuruya göre, AfD’nin devlet finansmanından da mahrum bırakılması talep ediliyor. Milletvekilleri, AfD’yi özgürlükçü ve demokratik temel düzeni ortadan kaldırmayı hedeflemekle suçluyor. Başvuruda, AfD’nin bu düzene karşı ‘aktif, savaşçı ve saldırgan’ bir tutum sergilediği belirtiliyor. Özellikle, AfD’nin parti liderlerinin göçmenler, Müslümanlar ve cinsel azınlıklar hakkında yaptığı birçok açıklamanın, insan onuruna aykırı olduğu belirtiliyor. Bu açıklamaların, anayasanın 1’inci maddesindeki insan onurunu koruma ilkesine aykırı olduğu savunuluyor.
MAHKEME KARARLARI
Başvuruda Kuzey Ren-Vestfalya ve Thüringen’deki Yüksek İdari Mahkemeleri’nin kararlarına da atıfta bulunuluyor. Kuzey Ren-Vestfalya’daki mahkeme, Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın (BfV) AfD’yi aşırı sağcı bir şüpheli vaka olarak sınıflandırmasına onay vermişti. Benzer şekilde, Thüringen Eyaleti Yüksek İdari Mahkemesi de AfD’nin Thüringen eyalet teşkilatının anayasa karşıtı olduğu yönünde ‘ciddi şüpheler’ bulunduğunu belirtmişti. Bu kararlar, AfD’nin, devletin istihbarat birimleri tarafından gözetim altında tutulmasının önünü açmıştı.
Ancak Başbakan Olaf Scholz’un AfD’ye karşı ‘kapatma davası’ açılmasına temkinli yaklaştığı belirtildi. Scholz, mayıs ayında yaptığı bir açıklamada, AfD’nin yasaklanmasının şu an için gündeminde olmadığını ve demokrasi içinde bir partiyi yasaklamanın ‘çok zor bir karar’ olduğunu dile getirmişti. Scholz, bir partiyi yasaklamanın önündeki hukuki engellerin oldukça yüksek olduğunu hatırlatmıştı.