Güncelleme Tarihi:
SAĞ popülist parti AfD, minarelerin, Bavyera’nın ve diğer kentlerin manzarasına uymadığını, dinin uygulanması için gerekli olmadığını savunarak 2019’da ‘minare yasağı’ için Bavyera Meclisi’ne bir önerge sunmuş, bu önerge CSU, Özgür Seçmenler (FW), SPD, FDP ve Yeşiller tarafından reddedilmişti. Ancak bu konuda yerinde duramayan aşırı sağcı parti eyalet genelinde minareleri yasaklamak için 14 Şubat 2024’te Bavyera Parlamentosu’na ‘İnşaat Yönetmenliği’nde değişiklik içeren yeni bir yasa tasarısı daha sundu. Tasarının giriş bölümünde, “Minarelerin yapımıyla Bavyera’daki bölgelerin kültürel ve tarihi karakterleri tehlikeye girecektir. Özellikle ‘Şark’ stili inşa edilen minareler, Bavyera’daki geleneksel bölge fotoğrafları görüntüleriyle bağdaşmamaktadır. Minareler, İslami anlayışa göre diğerlerini ‘kafir’ olarak gören Müslümanlar için bir hâkimiyet ifadesidir” ifadelerine yer verildi. Minarelerin, görünüm olarak Bavyera’nın coğrafi yapısına da uymadığı ileri sürülen tasarıda, buna izin verilmemesi istendi.
KÖKLÜ PARTİLER KARŞI ÇIKIYOR
AfD’nin ‘Bavyera İnşaat Yönetmenliği’nde değişiklik içeren tasarısı, 22 Şubat’ta Bavyera Parlamentosu’nda gündeme geldi. AfD dışındaki konuşmacılar tasarıya tepki gösterdi. SPD milletvekili Arif Taşdelen, AfD’yi barış içinde birlikte yaşamı dinamitlemekle ve din özgürlüğünü engellemekle suçladı. İlgili birimlere havale edilen tasarının bu ay içinde veya nisan ayında Meclis’te yeniden ele alınacağını söyledi. Konuyla ilgili bir basın bildirisi yayımlayan ve AfD’nin tutumunu eleştiren Taşdelen, şu ifadelere yer verdi:
‘NEFRET DOLU BİR TUTUM’
“Bavyera Eyalet Meclisi’ndeki AfD grubu, nefret dolu bir vitrin teklifinden başka bir şey içermeyen bir yasa tasarısı sundu. Tasarı, Bavyera inşaat yönetmeliklerini değiştirerek şehirlerin ve belediyelerin minare inşa etmesinin genel olarak yasaklanmasını amaçlıyor. İnşaat düzenlemelerinin müşterinin dini veya ideolojik geçmişi veya tutumu hakkında soru sormadığı, yalnızca yükseklik veya çevreye uygunluk gibi inşaat kriterleri hakkında sorular sorduğu açık olmalıdır. İmar mevzuatının bu tarafsızlığı aynı zamanda temel kanunumuzdaki dini özgürlükler ve dolayısıyla temel haklarımızla da ilgilidir. Üstelik AfD, bu tür girişimlerle yerel öz yönetim konusunda da sorun yaşadığını gösteriyor! Her belediye, bir minarenin inşa edilip edilmeyeceğine bağımsız olarak karar verir. Bunu yaparken de toplumlarımızı himaye etmek istiyor ve kendisinin bir yasak partisi olduğunu gösteriyor. Sağ popülistler, 2019’da neredeyse aynı ifadelere sahip bir yasa tasarısı sundu. Burada da gerçeğe bakmak faydalı olacaktır. Bavyera’da şu anda yedi minare bulunmaktadır. 2019 yılından bu yana bugüne kadar yeni bir inşaat ruhsatı verilmedi. O zaman da bunun saçma olduğunu söylemiştim.”