ADALET İSTİYORUM

Güncelleme Tarihi:

ADALET İSTİYORUM
Oluşturulma Tarihi: Mart 04, 2012 12:28

Almanya'da Nasyonal Sosyalist Yeraltı Örgütü (NSU) tarafından öldürülenlerden birinin eşi ve kızının avukatlığını üstlenen Mehmet Daimagüler, "Kurbanlar ve arkada bıraktıkları yakınları için adalet istiyorum" dedi.

Haberin Devamı

ALMANYA'da sekzi Türk ile bir Yunan ve bir Alman kadın polisi öldürdükleri, Köln'de Keup Caddesi'ne bombalı saldırı düzenledikleri belirlenen Nasyonal Sosyalist Yeraltı Örgütü'ne (NSU) karşı sonbahar aylarında başlayacak davada avukat Mehmet Daimagüler, "Kurbanlar ve arkada bıraktıkları yakınları için adalet istiyorum" dedi.

Daimagüler'in Hürriyet'in sorularına verdiği cevaplar şöyle;

- Neo-nazi cinayetlerine kurban giden bir Türk vatandaşının karısı ve kızını mahkemede temsil edeceksiniz. Bu davayı neden üstlendiniz?

- Adalet istiyorum.
Öncelikle öldürülen insanlar için ve daha sonra arkada bıraktıkları yakınları için adalet. Bu insanlar sadece babalarını veya eşlerini kaybederek büyük acı yaşamadılar. Aynı zamanda cinayet sorası polis ve güvenlik birimleri tarafından zanlı konumuna itildiler. Ölüm acılarını yaşarken, katil zanlısı oldular. Daha sonra öldürülen babaları suçlanmaya başladı. Uyuşturucu işi dediler, mafya dediler. Bu insanlara bir kez değil bir çok kez haksızlık yapıldı. Bu hukuk devletinde olamaz. Ayrıca bunun bir siyasi boyutu var. Polis ve anayasayı koruma teşkilatının yani istihbaratın hata yaptığı söyleniyor. İçişleri bakanı bireysel hatalar olduğu yönünde açıklama yaptı.

ONURLARI ZEDELENDİ

- Cinayetleri ilk duyduğunuzda neler hissettiniz?
Ben 2001'den itibaren ilk kez cinayetleri haberlerden takip ettim. Bir çok Türk gibi ben de arka arkaya Türklerin öldürülmesi üzerine arkasında ırkçılık olup olmadığını düşündüm. Ama bunu Almanya'da gerçekleşeceğine inanamıyordum.

- Müvekkillerinizin psikolojik durumu nasıl? Onlar olayları nasıl değerlendiriyor?
- Çok zor. Sadece babalarını kaybetmediler aynı zamanda onurları zedelendi. Önce zanlı oldular sonra suçlu birinin akrabası olarak gösterildiler. Psikolojik bir kaostaydılar. Kendi kendilerini suçluyorlar. Hiçbir yardım alamadılar. Dünyada kendilerini tamamen yalnız bırakılmış hissediyorlar. Ayrıca maddi sıkıntı içindeler. Babaları onların geçimini sağlayan kişiydi. Olayın bir an önce detaylarıyla aydınlatılmasını istiyorlar. Ne yazık ki şu anda görevinde olmayan eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff, cinayetlerin failleri ortaya çıktıktan sonra doğru ifadeleri kullanan ilk insandı ve bunun arkasının gelmesi gerekiyor.

- Peki siz avukat olarak nasıl bir sonuca ulaşmak istiyorsunuz?
- Türk kökenli vatandaş olarak toplumun, bu ülkede 1990'lardan beri bazı şeylerin yanlış gittiğini anlamasını istiyorum. Biz Alman-Türkler her gün dışlanma reddedilmeyle karşılaşıyoruz. Ama Alman toplumu bunun farkında değil. Bakın Zwickau'daki neo-nazi terör hücresi Eisberg'in sadece görünen yüzü. Zwickau'daki teröristler dar gelirli, sosyal bakımdan geri kalmış ailelerden gelmiyordu. Aileleri akademisyendi. Birinin annesi öğretmendi, birinin babası profesör diğerinin babası inşaat mühendisi.

KOMİSYON AYDINLATABİLİR

- Eyalet ve federal düzeyde „Uzmanlar komisyonu“ Federal Meclis bünyesinde ise „araştırma komisyonu“ kuruldu. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Federal İçişleri Bakanı Friedrich anayasayı koruma teşkilatının eski bir memurunu, asayiş dairesinin eski bir çalışanını ve bir de CSU'lu eski milletvekili Wolfgang Zeitlman'dan oluşan bir uzmanlar komisyonu önermişti. İlk fikir buydu. Ancak tepki göreceği için vazgeçildi. Şimdi kurulan uzmanlar komisyonu önemli bir aydınlatma işi yapabilir. Özellikle SPD'li eski Berlin İçişleri Senatörü Körting, doğru bir isim. Ama asıl umut Federal Meclis Araştırma Komisyonunda. SPD'li milletvekili Sebastian Edathy başkanlık ediyor. Bu komisyonda politik sorular sorulabilir. Politik sorular da zaten sorulmak zorunda. Mesela kurumsal ırkçılık ne durumda? Edathy eminim bunları soracaktır. Zaten avakatların da dinleneceğini açıkladı.

- Öldürülenler ve bunların yakınlarının büyük bir bölümü Türk vatandaşı. Türkiye bu konuda ne yapabilir ?
- Benim müvekkillerimin öldürülen babası Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Türkiye çok şey yapabilir. Yapmak zorundadır. Duruşmada, olayın aydınlatılmasında bütün soruların sorulup sorulmadığını araştırabilir, takip edebilir. Kurallara uygun bir aydınlatma süreci olup olmadığını araştırabilir. Vatandaşlarının yanında olabilir. Eğer vatandaşı maddi sorun yaşıyorsa veya Alman devletinin müdahele etmediği alanlarda vatandaşının yanında olabilir.

İSVİÇRE'DE DE OLABİLİR

- Almanya'daki duruşma sonlandığında eğer arzu edilen sonuç alınmazsa bu başka mercilere veya uluslararası boyuta taşınabilir mi?
- Ceza yasası Alman mahkemelerinde karar verilir. Bir de İsviçre'de. Çünkü İsviçreli bir kişinin de silahı temin ettiği ve organizasyonda yer aldığı belirtiliyor. Ama uluslararası organizasyonların dikkati çekilebilir. Örneğin OECD bünyesinde, Avrupa'da Müslümanlara yönelik saldırıları araştırma bölümü temsilcisi Kazakistanlı diplomatla irtibata geçtim. Onunla bulaşacağım. BM bünyesinde ve insan hakları kurumlarında da konular gündeme gelmeli.

- Duruşmaya dahil olacak diğer avukatlarla görüştünüz mü?
- Diğer avukatları büroma davet ettim. 9 tanesi geldi. Aralarında Türk kökenli olan tek benim. Bilgi alışverişinde bulunduk. Federal başsavcılıktan da birini davet ettim ama kimse gelmedi. Bu tür bilgi alışverişi önemli. Tabii bazı aileler birden fazla avukat devreye soktu. Köln'deki bombalı saldırıdan yararlananların bir çoğu da avukat devreye soktu. Ben Barbara John'dan bana avukatların listesini vermesini istedim. Bana bunun bilgi korumaya aykırı olduğunu söyledi. Bunun bir kere onunla alakası yok ama ben de en azından kendisine benim irtibat bilgilerimi diğer avukatlara vermesini istedim. Buna izin verdiğimi belirttim.

-Diğer avukatlardan edindiğiniz izlenim nedir?
- En azından benim görüştüğüm davetime katılan avukatlar konuya angaje olmuş durumda. Aralarında bir tanesi, ilk cinayetin işlendiği 2001'den itibaren aile adına olayı takip ediyor. Ve bu avukat bile hala dosyayı görememiş. Çünkü savcılık soruşturmanın bitmediği gerekçesiyle dosyayı göstermemiş. Avukat, polisin soruşturmayı nasıl yürüttüğünü, hangi yönde soruşturma yaptığını, kurban yakınlarının mağdurken neden zanlı olarak görüldüğünü hala bilmiyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!