Güncelleme Tarihi:
Türklerin AB vatandaşları gibi değil, üçüncü dünya ülkesi vatandaşları gibi haklara sahip olduğuna hükmeden Avrupa Adalet Divanı’nın kararı hukukçular arasında yoğun tepki ve düş kırıklığı yarattı. Münih Sanas avukatlık bürosundan avukat Dr. Temel Nal, Avrupa Adalet Divanı’nın kararının siyasi olduğu şüphesi taşıdığını, çünkü karara elle tutulur bir gerekçe göstermediğini eleştirdi. Dr. Nal şöyle dedi: “Şimdiye kadar Avrupa Adalet Divanı’nın çıkartmış olduğu kararların çoğu Türk Vatandaşların lehineyken, 8.12.2011 tarihli ve C-371/08 dosya numaralı Zibell Kararı, sanki Türklerin aleyhine bir dönüş noktası gibi gözükmektedir.
Divan 10.02.2000 tarihli Nazlı Kararı’nda 1/80 sayılı Ortaklık Konseyi kararı çerçevesinde haklar kazanmış Türk vatandaşlarının sınır dışı kararlarının ancak Avrupa Birliği´ne üye olan ülke vatandaşlarının yurt dışı edilme esaslarına göre alınabileceği kararını vermişti. Bu gerekçeyle Avrupa Birliği Vatandaşları için düzenlenmiş olan 25. Şubat 1964 tarihli ve 64/221/ EWG sayılı yönergenin Türk Vatandaşları için de geçerli olduğunu belirtmişti.”
Gerekçe çok zayıf
Divan’ın şimdi birden 64/221/EWG sayılı yönergenin yerine geçmiş olan 29. Nisan 2004 tarihli ve 2004/38 sayılı yönergenin, Türkler için geçerli değil demesini eleştiren Dr. Temel Nal, Divan’ın buna Türkiye ile Avrupa Topluluğu arasında yapılan ortaklık anlaşmasının ekonomik amaçlı olduğunu gerekçe gösterdiğini belirtti. Nal, bunun ele tutulur bir gerekçe olmadığını belirterek şöyle dedi:
“Doğrusu kararın gerekçesi çok zayıf. Divan’ın bu kararından düş kırıklığına uğradım. Kararın siyasi bir karar olduğunu düşünmekteyim. Çünkü Divan’ın gerekçesi çok yanlış. Burada önemli olan ve Divan’ın eski kararlarında da ortaya çıkan konu, Türk Vatandaşlarının Ortaklık Konseyi Kararının 14. maddesine göre kamu düzeni, emniyeti ya da sağlığı gerekçeleriyle sınırdışı edilebileceğiydi. Kamu düzeninin yorumlanmasında ise Divan eski kararlarında, bahsi geçen 64/221/ EWG sayılı yönergenin dikkate alınmasını hükmetmişti. O yüzden bu yönergenin yerine geçmiş olan 2004/38 sayılı yönergenin ‘kamu düzeni’ kavramının yorumu ve böylece sınır dışı açısından Türkler için geçerli olmaması, hukuk mantığına yakışmamaktadır.”