Açın kapılarınızı Türkiye’ye

Güncelleme Tarihi:

Açın kapılarınızı Türkiye’ye
Oluşturulma Tarihi: Haziran 13, 2020 13:17

Şu ‘Bizim Almanlar’ı anlamak kolay değil. Hem de hiç kolay değil. Hatta zor. Zaman zaman ise imkânsız. Dünyayı tehdit eden koronavirüs belası yüzünden Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, 17 Mart 2020’de dünya genelinde, “Zaruri olmadığı sürece turistik seyahate çıkılmaması” uyarısında bulundu.

Haberin Devamı

Açın kapılarınızı Türkiye’ye
HER ne kadar biraz geç kalınmış olsa da bu yerinde ve gerekli bir uyarıydı. 

Bu anlaşılır ve saygı duyulması gereken bir uyarıydı.
Aynı günlerde Avrupa Birliği (AB) ve Schengen ülkeleri sınırlarını kapattı.
Kovid-19 olarak bilinen koronavirüs belasına karşı önlemler çerçevesinde alınan bu karar da yerinde ve doğru bir karardı.
Bu da anlaşılır ve saygı duyulması gereken bir karardı.
*
Kovid-19’a yakalananların ve yaşamlarını yitirenlerin sayısının önemli ölçüde azalması üzerine, Almanya da dahil birçok AB ülkesi, alınan katı önlemlerin bazı alanlarda yumuşatılması için harekete geçti.
Bakan Heiko Maas, birçok ülkenin dışişleri bakanları ile video konferans yöntemiyle görüşmeler yaparak sınırların yeniden açılması ve ‘seyahat özgürlüğüne’ yeniden kavuşulması için yoğun çaba gösterdi.
Başarılı da oldu.
Ve 15 Haziran itibariyle Almanya’nın diğer 26 AB ülkesinin yanı sıra İngiltere, İzlanda, İsviçre, Norveç ve Lichtenstein’a sınırlarını açacağı ilan edildi.
Ve Başbakan Angela Merkel başkanlığında bu yasama döneminde çarşamba günü yapılan 100’üncü Bakanlar Kurulu toplantısında, bu ülkeler için seyahat uyarısının kaldırılması karara bağlandı.
Aynı gün, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 160 ülkeye dönük seyahat uyarısının ise 31 Ağustos’a kadar sürdürülmesi de kararlaştırıldı.
Her ne kadar Almanya Dışişleri Bakanı “Bu bir seyahat yasağı değil” dese de federal hükümetin bu kararı, tatillerini Türkiye’de geçirmek isteyen Almanların, Almanya’da yaşayan 3 milyona yakın Türk ve Türkiye kökenlilerin planlarını altüst etti.
Tabii hayal kırıklığı yaşamalarına da yol açtı.
Almanya’nın, AB genelinde dayanışma amacıyla bu yıl yaz tatilinin Avrupa’da geçirilmesi yönünde aldığı bu karar, Avrupa’nın ‘özgürlük’ ve ‘eşitlik’ gibi temel ilkeleriyle bağdaşmasa da belki bir yerde anlaşılabilir.
Ama Maas’ın, ülkelerdeki enfeksiyon rakamlarına, sağlık sisteminin konumuna ve gidiş-dönüş uçuşlarının durumuna göre, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu diğer ülkelerle ilgili esnek kararlar verebilecekleri yönündeki açıklamasını anlamak kesinlikle mümkün değildir.
Zira koronavirüs belası yüzünden şimdiye kadar İngiltere’de 41 bin 300’den, İtalya’da 34 bin 200’den, Fransa’da 29 bin 350’den, İspanya’da 27 bin 200’den fazla, Almanya’da da 8 bin 800’e yakın insan yaşamını yitirmiştir.
Almanya ile aynı nüfusa sahip Türkiye’de ise yaşamını yitirenlerin sayısı 4 bin 800’ün altındadır.
Hiç şüphesiz her insanın yaşamı önemlidir.
Şüphesiz her bir ölüm fazladır.
Ama bu veriler ışığında Almanya’nın 15 Haziran itibariyle İtalya’ya, İspanya’ya, Fransa’ya, 1 Temmuz’da İngiltere’ye kapılarını sonuna kadar açarken, adeta “Türkiye’ye gitmeyin” dercesine seyahat uyarısını 31 Ağustos’a kadar uzatmasını anlamak da kabullenmek de mümkün değildir.
Bu kararının mantıklı hiçbir yönü yoktur.
İşte bu yüzden şu ‘Bizim Almanlar’ı da, diğer Avrupalıları da anlamak mümkün değildir.
*
Nitekim Alman Seyahat Acenteleri Birliği (DRV) Başkanı Norbert Fiebig de federal hükümetin bu kararının ‘orantılı’ olmadığını söyledi.
Türkiye’nin Alman turistler için en sevilen üçüncü destinasyon olduğunu söyleyen ve geçen yıl verdiği bir demecinde, “Politik nedenlerle seyahatlerin sınırlanması gerektiğine her kişi kendisi karar vermeli” diyen Fiebig’in aklından hiç şüphesiz yine ‘bu politik bir karar’ düşüncesi geçti.
Evet...
İnsanın aklından ister istemez, Almanya’nın bu kararının ‘politik’ olduğu geçiyor.
Nitekim Almanya’da farklı partilerden politikacılar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı duruş için turizm yoluyla da olsa “Erdoğan’a yardım etmeyelim” diyorlar.
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan, 83 milyon Türk vatandaşından sadece biridir.
Bu yöndeki bir tutum ve kararla tüm Türkiye’yi ve Türkleri küstürdüğünüzü unutmayın.
Bu hatadan zaman kaybetmeden dönün ve Türkiye’ye kapılarınızı açın.
Hiç şüphesiz birçok sağduyulu Alman da böyle düşünüyordur.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!