Güncelleme Tarihi:
SOLINGEN’de hayatını yitiren Hülya Genç’in adını taşıyan meydanda ‘Hülya Günü’nde gerçekleştirilen anma etkinliklerine, Frankfurt Büyükşehir Belediye Başkanı Mike Josef, Hessen Eyalet Milletvekili Turgut Yüksel, Hanau katliamında evladını yitiren annelerden Serpil Unvar, NSU, Hanau gibi saldırılarda yakınlarını yitiren ailelerin avukatı Seda Başay Yıldız ile etkinliği destekleyen çeşitli sivil toplum kuruluşlarının üyeleri ve çok sayıda Frankfurtlu anti-faşist katıldı. Frankfurt Halkevi Başkanı Zeliha Dikmen, ‘Hülya Günü İttifakı’ adı altında bir araya gelen 20’ye yakın kurum ve girişim tarafından düzenlenen etkinliği Hülya Genç’e hitaben kaleme aldığı mektubu eşliğinde yönetti. Etkinlikte selamlama konuşmalarını yapan Başkan Mike Josef, milletvekili Turgut Yüksel, DGB Frankfurt Başkan Yardımcısı Alexander Wagner, DIDF’ten Çağla Tarı, F-AKM’den Onur Akay, Sağa Karşı Büyükanneler derneğinden Jutta Sheikh, VVN’den Dieter Bahndorf ve Halkevi’nden Zeliha Dikmen, sağ şiddete karşı mücadelede toplumsal direnişin önemini vurguladılar, hoşgörü, paylaşım, katılım, eşitlik ve birlikte mücadele çağrıları yaptılar. Konuşmacılar, devletin bu mücadeledeki ihmallerine de dikkat çekti.
‘UMARIM HİÇBİR ZAMAN BAŞA GELMEZ’
Hessen milletvekillerinden Turgut Yüksel de konuşmasında Solingen katliamında yaşamını yitirenlerin hemen hepsinin Almanya’da dünyaya geldiğine işaret ederek, “Hepsi burada okula gittiler. Yaşıtları gibi onlar da gelecek hayallerini bu ülkede gerçekleştirmek istiyorlardı. Acımasızca ve korkakça öldürüldüler. Onları unutmayacağız” dedi. Nazi cinayetleri ve saldırılarının o zaman olduğu gibi bugün de bunlara olanak sağlayan bir ırkçılık ortamında beslendiğini belirten Yüksel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ekim ayında Hessen’de eyalet seçimleri olacak. CDU bu eyalette eski Hessen Eyalet Başbakanı Roland Koch’un iktidara gelebilmek için çifte vatandaşlığa karşı gerçekleştirdiği çirkin imza kampanyası sayesinde çoğunluğu almıştı. Şimdiye kadar Hessen’deki çoğu siyasetçinin bu tür ırkçılıkların yapılmaması gerektiğini anladığını sanıyordum. Ancak bir süre önce CDU Genel Başkanı Friedrich Merz’in bu ırkçı kampanyayı övdüğüne tanık oldum. Irkçı kampanyadan 25 yıl sonra, sorumluluk mevkiinde bulunan önemli bir siyasetçi bir kez daha çifte vatandaşlığa karşı böylesine bir tavır alıyor. Umarım bu kişi, hiçbir zaman başa gelemez.”
‘GECELERİ GÖZYAŞI DÖKÜYORUM’
Hanau’da üç yıl önce yaşanan katliamda evladı Ferhat’ı kaybeden Serpil Unvar, Solingen’de evlatlarını yitiren Mevlüde Ana gibi matemini geceleri yaşadığını, gözyaşlarını geceleri döktüğünü, gündüzleri ise geride kalan üç çocuğu ve ırkçılıkla mücadele için güçlü olduğunu, içinde asla ‘kin’ olmadığını, ancak ‘kızgın’ olduğunu söyledi. Oğlu adına gençlere yönelik bir eğitim vakfı kuran ve bu çalışmalarıyla çok sayıda saygın ödüle layık görülen Unvar, soruşturma komisyonundan olayların aydınlatılması, devletin hata ve ihmallerine yönelik bir özür çıkmasını beklemediğini, çünkü bunun için ‘istek’ olmadığını kaydetti.
‘HALKIN TEPKİSİ ÇOK ÖNEMLİ’
Almanya’nın doğusunda Neonaziler tarafından dövülerek öldürülen Amadou Antonio adına kurulan vakıftan Tahera Ameer de doğudaki ırkçılığın giderek yaygınlaştığı, aşırı sağcı parti AfD’nin önümüzdeki dönemde eyalet hükümetlerinde bile yer alabileceği uyarısında bulunduktan sonra sağ şiddetle mücadelede sivil toplum örgütlerinin ve halkın tepkilerinin çok önemli olduğunu hatırlattı.
Frankfurt’un Bockhenheim mahallesindeki alana önce ‘Hülya Meydanı’ adının verilmesi ve daha sonra da buraya gamalı haçı kıran bir ‘Çekiçli Adam’ anıtının dikilmesi, Halkevi ile milletvekili Turgut Yüksel’in girişimleri sonucu gerçekleşmişti.