Güncelleme Tarihi:
İLK AVUSTURYA KAPATTI
Evet...
‘Schengen Sözleşmesi’ni imzalayan ülkelerin sınırlarında kontroller kaldırıldığı halde, zaman zaman farklı uygulamalar da devreye sokuldu.
Örneğin 2015 yılında özellikle Türkiye, Yunanistan ve Balkan ülkeleri üzerinden gelen sığınmacı sayısında büyük ölçüde artış olmaya başlayınca, Avusturya sınırlarını kapattı.
Hatta o zamandan beri açmadı da.
Eski ‘Demir Perde’ ülkesi Macaristan, Hırvatistan ve Sırbistan sınırlarını ‘dikenli tellerle’ çevirdi.
Polonya da “Ben sığınmacı falan istemiyorum” diyerek kapılarını tamamen kapattı.
Dönemin CDU’lu Almanya Başbakanı Angela Merkel, “Wir schaffen das” (Başarırız, beceririz, üstesinden geliriz” diyerek Almanya’nın kapılarını sığınmacılara sonuna kadar açarak AB’nin prestijini kurtardı.
Tabii Afganistan, Pakistan, Irak ve Suriye’den gelen sığınmacı sayısındaki artışa halk isyan etmeye başlayınca, Almanya’nın bazı ülkelere olan sınırlarında kontrollere yeniden başlandı.
ŞAMPİYONA BİTTİ AMA...
İşte aynı durum son dönemlerde yeniden yaşandı.
SPD, Yeşiller ve FDP’den oluşan koalisyon hükümeti, düzensiz göçü engellemek için ‘geçici olarak sınırlarda kontrol’ uygulaması başlattı.
Avrupa Futbol Şampiyonası öncesi Polonya, Çek Cumhuriyeti, İsviçre, Belçika, Hollanda, Lüksemburg ve Avusturya sınırlarında ‘düzenli kontrolü’ artırdı.
Bu kontroller sırasında Almanya’ya kaçak girmeye çalışan 9 bin 171 kişiden 6 bin 400’ünün sınır kapılarından geri çevrildiği ve aranan birçok kişinin yakalanarak gözaltına alındığı açıklandı.
Gözaltına alınanlar arasında 275 insan tacirinin bulunduğu da.
Avrupa Futbol Şampiyonası bitti ama Almanya sınırlarında kontroller bitmedi.
SPD’li Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser, AB’ye bir yazı göndererek, kontrolleri bu yılın sonlarına kadar uzattı.
Hatta Faeser’in direktifiyle Paris 2024 Olimpiyatları öncesi Almanya-Fransa sınırlarında da kontroller başlatıldı.
Olimpiyat Oyunları da bitti.
Ama sınırlarda kontroller bitmedi.
İşte aralarında Yeşiller’li Avrupa Parlamentosu milletvekilleri Anna Cavazzini ve Erik Marquardt ile Federal Meclis milletvekilleri Filiz Polat ve Marcel Emmerich’in de bulunduğu bazı politikacılar AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e bir mektup yazarak, AB’nin yasal düzenlemeleriyle bağdaşmayan Almanya’nın bu tutumuna son verilmesini istediler.
HİÇBİR PARTİ İSTEMİYOR
Evet...
Yeşiller ile Sol Parti, Almanya sınırlarında kontrollere son verilmesini istemektedir.
Ama ana muhalefet CDU/CSU, düzensiz göçün ve sığınmacı sayısın azaltılması için kontrollerin sürdürülmesinden yanadır.
Hükümetin küçük ortağı FDP de öyle...
İçlerinden zaman zaman farklı sesler yükselse de hükümetin büyük kanadı SPD’liler de öyle...
Sol Parti’yi terk edenlerin oluşturduğu BSW (Birlik Sahra Wagenknecht) de kontrollerin sürdürülmesinden yana.
Sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) ise Almanya’nın kapılarının sığınmacılara ve düzensiz göçe tamamen kapatılmasında yana.
Yani Almanya’da partilerin çoğu AB’nin yasal düzenlemelerinin ihlal edilmesinde bir sakınca görmüyor.
Yani kimse AB’yi takmak istemiyor, takmıyor,
Yalnız Almanlar mı?
Tabii ki değil.
Birçok AB ülkesinde de politikacılar da halklar da öyle düşünüyor.
AB Konseyi Dönem Başkanı olan Macaristan Başbakanı Viktor Orban ise Rusya’da Vladimir Putin, Çin’de Xi Jinping’le, ABD’de başkan adayı Donald Trump’la buluşarak AB’yi hiç takmamaktadır.