Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Gül, eşi Hayrünnisa Gül ile resmi ziyaret programı çerçevesinde dün Viyana Belediye Sarayını ziyaret ederek şeref defterini imzaladıktan sonra, Türkiye-Avusturya ilişkilerinin tarihine değindi.
Avusturyalı mimar (Holzmeister) ve sanatçıların Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna katkı sunduklarını belirten Gül, konuşmasında, Türklerin de Avusturyalıları kahve ve lale ile tanıştırdıklarını kaydetti.
Gül’ün konuşmasında ayrıntıya girmediği Avusturyalıların kahve ile tanışmasının ilginç bir hikayesi var:
Bilindiği gibi Viyana, Osmanlı döneminde biri Kanuni Sultan Süleyman’ın 1529’da, diğeri Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın 1683’te gerçekleştirdiği iki kuşatma yaşadı.
Dönemin Avusturya Kaiser’i Osmanlı ordusuyla anlaşarak kuşatmayı sona erdirebilmek üzere Polonya’dan ülkeye iltica eden İstanbul kökenli Ermeni Georg Franz Kolschetzky’e tercümanlık görevi verir.
Kolschetzky, Osmanlı tarafının da onayıyla iki cephe arasında kuryelik yaparken, Kara Mustafa Paşa’nın otağından zaman zaman Avusturya Kaiser’ine çeşitli hediyeler de götürür.
Bu hediyelerden biri de küçük paketler içinde çekilmiş Türk kehvesidir. Kaiser ilk kez tanıştığı bu Türk içeceğini çok sever ve sık sık Kolschetzky’den talep eder.
"TÜRKLERİN DEVE YEMİ"
Osmanlı kuvvetlerini bozguna uğratmak ve İslam’ın Orta Avrupa’da hakimiyet kurmasına engel olmak üzere dönemin papasının emriyle Polonyalı General Jan Sobiesky komutasında kurulan Hıristiyan Birleşik Kuvvetleri, 12 Ekim 1683 günü kent çevresindeki Kahlenberg Tepesi’nde mevzilenmiş Kara Mustafa Paşa komutasındaki Osmanlı kuvvetlerini bozguna uğratır.
Beklemedikleri bir saldırıya uğrayan Kara Mustafa Paşa ağır silahları ve gıda meddelerini de bırakarak Hırvatistan’a doğru geri çekilir. Avusturya Kaiser’i Kara Mustafa Paşa’nın mevzide bıraktığı savaş ganimetinin önemli bir bölümünün Kolschetzky’e verilmesi emrini verir. Ancak Kolschetzky Türk mevzilerine gittiğinde, el dokuması halı, altın eşyaları bırakıp, diğer asker ve komutanların "Türklerin deve yemi" diye alay ettikleri çuvallar dolusu çekirdek kahveleri ister.
Kahve çuvallarını alıp kent merkezine döndükten sonra da Kaiser’in huzura çıkarak bu ünlü Türk içeceğini halka da sunmak üzere kendisine kahvehane açma ruhsatı verilmesini ister ve alır.
Kolschetzky, bugün kendi ismini taşıyan 4. bölgedeki Kolschetzky Sokağı’nda Viyana’nın ve Avrupa’nın ilk "Cafehaus"unu açarak faaliyete başlar.
Sokağın girişindeki binanın duvarında ise Kolschetzky’nin beyaz mermer bir heykeli bulunuyor. Heykelde Kolschetzky başında Osmanlı fesi, elinde yıllar önce Türk kahvehanelerinde kullanılan bakır çay tepsisiyle resmedilmiş.
Avusturyalı tarihçilere göre Ermeni asıllı Kolschetzky kuşatma sırasında tercüman kimliği ve İstanbul kökeni nedeniyle Osmanlı mevzilerine kolaylıkla girip çıkarken Avusturya cephesine de bilgi taşıyarak önemli hizmetlerde bulunmuştu.
İstanbul kökenli Ermeni asıllı Georg Franz Kolschetzky’nin Osmanlı mevzilerinden elde ettiği çekirdek kahveleri 1683’de önce Viyanalılar ardında da Avrupa tanımış oldu.