Güncelleme Tarihi:
Uygulama tepkilere yol açtı. Amerika Birleşik Devletlerine gitmek isteyenler, parmak izi de dâhil olmak üzere kendilerine ait birçok veriyi Amerikan Bildunterschrift: Großansicht des Bildes mit der Bildunterschrift: makamlara bildirmek zorundalar. İç Güvenlik Bakanlığı, 11 Eylül saldırılarından bu yana, buna benzer önlemler alıyor. Şu sıralar ise, ülkeye giriş yapmak isteyenlerin, bilgisayar, mp3 çalar gibi elektronik aletlerinde kayıtlı olan bilgileri kontrol ediliyor. Bu uygulamaya göre, örneğin bir iş adamı diz üstü bilgisayarındaki verilerin kontrol edilmesi için bazen bir saatten fazla beklemek zorunda kalıyor, üstelik bu verilerle ne yapıldığını bilmiyor.
Görevlilere direnmek faydasız
Pakistan kökenli Amerikalı iş adamı Amir Khan, bu durumla karşılaşan yolculardan biri. Avrupaya yaptığı iş gezisi sonrasında Amerika Birleşik Devletlerine döndüğünde, sınır kapısındaki görevliler laptopunu açmasını ve giriş şifresini söylemesini istiyorlar. Amerikan televizyon kanalı CNN'e konuşan Amir Khan, görevlilere karşı koymanın işe yaramadığını dile getirerek, "gümrük görevlisi, eğer şifreni bana söylemezsen, sana bunu zorla söyletirim, dedi. Benim bilgisayarımda kayıtlı olan bilgilerle ne yapacaksınız sorusuna ise görevliler cevap bile vermedi. Beni dinlemeyen görevliler, laptopumu öyle bir yere koydu ki, ne yaptıkların görmem mümkün değildi" diyor.
Bilgiler arşivleniyor olabilir
Diz üstü bilgisayarlar, mp 3 çalarlar, USB-bellekler, cep telefonları; Amerika Birleşik Devletlerine giriş yapmak isteyen herkes, yanındaki bu tür elektronik aletleri görevlilere ibraz etmek zorunda. 'Deniz aşırı bir ülkeden geldiğimizde, hükümet önce laptoplarımıza el koyuyor' diyen Washingtonlu Tim Gardner, kontrollerin saatlerce sürebildiğini belirtiyor. Banka verileri, işle ilgili gizli bilgiler, özel elektronik postalar veya tatil resimleri, her türlü doküman Amerikan sınır görevlilileri tarafından kopyalanıp, arşivlenebiliyor. Görevlilere şifresini söylemek istemeyenler veya kayıtlı bilgileri gizlemek isteyenler, diz üstü bilgisayara el konma tehdidi ile karşı karşıya kalıyorlar.
Yolcuları adeta çıplak bırakılıyor
Washington Georgetown Üniversitesinden hukuk profesörü David Cole, bu uygulamanın savunulacak bir yanı olmadığını belirterek, bunun masum bir şekilde bavulların, çantaların aranması ile Bildunterschrift: Großansicht des Bildes mit der Bildunterschrift: karşılaştırılamayacağını dile getiriyor. Cole'e göre, laptoplardaki kayıtlı bilgilerin kopyalanması yolcuları adeta çıplak bırakmak anlamına geliyor.
Sınır koruma görevlileri ise bu eleştirilere kayıtsız kalıyor. İç Güvenlik Bakanlığı yetkileri, kim Amerika Birleşik Devletleri'ne giriş yapmak istiyorsa, sınırlarda kişisel verilerin korunmasına ilişkin haklarından vazgeçmek zorundadır, diyor. Kişisel verilerin istismarına karşı oluşturulan birliğin avukatlarından Marcia Hoffmann, Amerikan polisinin, somut bilgiler olmadan bir şüphelinin bile evini aramayacağını hatırlatıyor. Hoffmann, "Bu verileri kime veriyorlar? Kopyalanan bu verilerin bir gün silinip, silinmeyeceğini kimse bilmiyor. Elimizde hiçbir bir bilgi bulunmuyor" diyor. Amerikalı bir grup iş adamı, tartışmalı uygulamaya karşı toplu dava açtı. Ancak, ilgili mahkeme karar verene kadar uygulama devam edecek