Güncelleme Tarihi:
ALMANYA’da ana muhalefet Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) Genel Başkanı Sigmar Gabriel, ileride Türk kökenli birinin Almanya’nın başbakanı olabileceğini söyledi.
Gabriel, Hürriyet’in “Almanya’ya Türk işgücü göçü 52 yıl önce başladı. Bir 50 yıl sonra Türk kökenli toplumu nerede görüyorsunuz?“ sorusunu şöyle yanıtladı:
“ABD’de göçmen kökenli birinin kızı dışişleri bakanı oldu. Almanya’da Türk kökenli biri için politikada böyle bir şey niye mümkün olmasın?”
Sigmar Gabriel, hem iç hem de dış politikayla ilgili soruları da şöyle yanıtladı:
22 Eylül’de genel seçimler var. Öncelikleriniz ne olacak seçim kampanyasında?
Her şeyden önce eğitime yatırımı artırmalıyız. Özellikle de gençlerin, tabii bu bağlamda göçmen kökenli gençlerin eğitimine yatırıma ağırlık. Her üç gençten birinin meslek eğitimi yapmadan iş piyasasına atılmasına göz yumamayız. Bu gençlerin diğerlerinden daha aptal olduğu anlamına gelmez bu. Bu daha ziyade gençlerin yeteri kadar desteklenmemesinden kaynaklanmaktadır.
İkincisi; kamu kurum ve kuruluşlarındaki göçmen kökenli insan sayısı daha da bir görünebilir hale gelmeli, yani sayıları artırılmalı.
Seçimlerden sonra Federal Meclis’teki göçmen kökenli milletvekili sayısı artacağı için şimdiden memnuniyet duyuyorum. Artık göçmen kökenli bakan bu ülkede çok doğal hale gelmeli. Yalnız uyum bakanlığı değil, diğer bakanlıklar da göçmen kökenliler için de doğal olmalı.
Bunun dışında seçim programımızda sosyal adalet önemli bir yer almakta. Asgari saat ücreti de öyle. İnsanlar yaptıkları işlerden aldıkları parayla geçinebilmeli. Bu durum emekliler için de geçerli.
NEDEN SPD?
Almanya’da 700 binden fazla Türk kökenli seçmen var. Bu insanlar neden sizin partinize oy vermeli?
Birincisi; biz sosyal demokratlar olarak Almanya’da sosyal eşitliği yeniden rayına oturmak istiyoruz. İnsanların yaptıkları işlerin karşılığını görmelerini ve eğitim yoluyla daha iyi yerlere gelmelerini istiyoruz. Türkiye’den gelen insanlarla birlikte yaşama önem veriyoruz. Bu bağlamda çifte vatandaşlık hakkını savunuyoruz. Alman vatandaşı olmak istemeyenler için de yerel düzeyde seçimlere katılma hakkı verilmesini istiyoruz.
ÇOK ŞAŞIRDIM
Kısa bir süre önce Türkiye’de politik görüşmelerde de bulundunuz. Ağırlıklı konular nelerdi?
Almanya’daki İslamofobi gündeme geldi. Bir de çifte vatandaşlık. Türkiye’de buna bu denli önem verildiğini hiç düşünmemiştim. Gerhard Schröder döneminde çifte vatandaşlık için somut adımlar attığımızı anlattım. Ancak CDU’lu Roland Koch’un Hessen’de başlattığı imza kampanyası yüzünden bunun gerçekleşmediğini de hatırlattım. Yıllar sonra yeniden Eyaletler Meclisi’nde çoğunluğu ele geçirdiğimizi ve seçimlerden sonra iktidara gelmemiz halinde çifte vatandaşlık hakkını gerçekleştireceğimizi söyledim. Biz insanların kendi kimlik, kültür ve benliklerinden feragat etmelerini istemiyoruz. Türk tarafı bundan çok memnun oldu.
İHTİYACIMIZ VAR
Daha önceki yıllarda da Türkiye’ye gidip geldiniz. Son gidişinizde sizi en çok ne etkiledi?
Türkiye’nin büyük ve hızlı bir gelişme göstermesi. Sırtımda bir çanta 25 yıl önce Türkiye’yi dolaştım. Yalnız İstanbul ve Ankara değil, Türkiye’nin Doğusu’nun da ne kadar kalkındığını gördüm. Türkiye daha özgür, daha demokratik ve daha modern oldu zamanla. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in bunu dikkate almaması çok büyük bir hatadır. Önümüzdeki 10 yıl içinde AB, Çin ve Hindistan’a karşı etkisini kaybedecek. Şayet biz AB’nin güçlü olamasını istiyorsak, ki istemeliyiz, Türkiye’ye ihtiyacımız var. Türkiye’yi partner olarak kaybetmek çok büyük bir hata olur.