Güncelleme Tarihi:
VİKTOR Orban başbakanlığındaki hükümet mart ayı sonunda koronavirüs salgınıyla mücadelede alınacak tedbirler kapsamında acil durum yasası çıkararak özel yetkilere sahip olmuştu. Yasaya göre Orban gerekli gördüğü hallerde parlamentonun kontrolü olmadan kanun hükmünde kararname çıkarabiliyor. Yürürlükte kalma süresi sınırlandırılmamış olan yasa, hem ülke içinde hem de yurtdışında ciddi kaygılara yol açmıştı. Ursula von der Leyen, Avrupa ülkelerinin salgın karşısında acil önlemlerle ülkeyi yönetmelerinin prensipte uygun olduğunu söyledi ancak çekincesini şöyle dile getirdi: “Bu önlemler orantılı olmak zorunda, belirli süreliğine olmak ve demokratik açıdan da kontol edilmek zorunda.”
AB Komisyonu’nun hali hazırda bütün ülkeleri yakından izlediğini belirten Von der Leyen, “Ancak Macaristan’ı geçmişteki kritik tecrübeler ışığında özellikle yakından izliyoruz” dedi. AB, demokratik kuralları ihlal ettiği ve ifade özgürlüğüne kısıtlamalar getirdiği gerekçesiyle Orban hükümetini uzun süredir eleştiriyor.
AB içinde bazı siyasetçiler ise Macaristan’a karşı beklenilmemesini, hemen harekete geçilmesini talep ediyor. Sosyal Demokrat Partili Avrupa Parlamentosu milletvekili Katarina Barley, Macaristan ve Polonya’ya karşı somut adım atılmasını talep etti. Barley, Alman Yazıişleri Ağı’na yaptığı açıklamada, “Şu anda AB içinde bazı ülkelerde salgınla mücadele kisvesi altında sınırsız güç kazanma çabası var” dedi.
ELEŞTİRİLEN DİĞER ÜLKE POLONYA
Polonya’da AB karşıtı muhafazakar Hukuk ve Adalet Partisi (PIS) ise salgına rağmen cumhurbaşkanlığı seçimlerinin mayıs ayında yapılmasında kararlı. Hükümet mart sonunda çıkarılan kriz yasası uyarınca seçim kararı almıştı. AB anlaşmalarının bütün ülkeleri hukuk devleti, demokrasi ve kuvvetler ayrımına uymakla yükümlü kıldığını hatırlatan Barley, bu prensipleri tartışmaya açan hükümetlerin AB Komisyonu’nca Avrupa Adalet Divanı’na şikayet edilmek zorunda olduğunu belirtti.