Güncelleme Tarihi:
Adana deyince aklınıza ne geliyor? Kebap mı, pamuk mu, adliye kavgaları mı?
Her ne geliyorsa, yeşil ile mavinin buluştuğu, kent merkezinde binlerce dönüm yeşil alanın olduğu, tüm altyapısını halletmiş ve 'açılım'ın yıllar öncesinden yapıldığı bir kent gelmiyordur muhtemelen. İşte Adana, insanların aklına yerleşmiş algıları kırmak ve kentin yeni yüzünü tanıtmak amacı ile yeni bir yola girdi...
Bu yolu anlatmak için geçtiğimiz hafta baba memleketi olan Adana'nın yolunu tuttum. Adana'da üç farklı partiden beş kez belediye başkanlığı yapan Aytaç Durak ve kendisine Adana'nın geleceği emanet edilen Strateji Geliştirme Daire Başkanı Ferat Yüksel ile buluştum. İşte dinlediklerimden size kalanlar...
- Sizinle ilgili konuşulan birşey var. Odanıza vatandaş giremezmiş. Doğru mu?
Doğru tabii, benim odama halkın girmesi prensip olarak yasak. Girip de ne yapacak zaten, ben onun derdini ondan iyi biliyorum...
- Halk derdini nasıl anlatacak?
Dedim ya, ben herkesin derdini herkesten iyi bilirim. Geçen gün bir programın canlı yayınına katıldım, bir mahalleden vatandaş programa bağlandı. Dedim ki, 'say bana mahallendeki eksikleri...' Başladı saymaya, bir, iki, üç derken takıldı. Ondan sonra da ben devam ettim, çünkü mahalle mahalle biliyorum burayı.
Zaten benim cep telefonum tüm Adanalılarda var. İsteyen istediği zaman arar beni. Halkın odama gireceğim diye bir durumu söz konusu olmaz.
- Kaçıncı dönemdir belediye başkanısınız?
Dördü arka arkaya olmak üzere bu benim beşinci dönemim.
- İlk ne zaman başkan oldunuz?
Eren GÜLER YAZIYOR |
Daha geriye gidelim, akrabadan iki ayrı kişi belediye başkanlığı yaptı. Benim teyzemin oğlu belediye başkanı olduğu zaman ben orta okuldaydım. Dolayısıyla o zamandan itibaren belediye konuları ile ilgilenmeye başladım.
- Memuriyetiniz neydi?
1963-68 arası memuriyetim var. Devlet Su İşleri'nde baş mühendislik, Köy Hizmetlerinde de il müdürlüğü yaptım. 70'li yıllarda ise iki yüksek inşaat mühendisi kardeşimle birlikte müteahhitlik dönemim var.
Sonra da 84'te ANAP'a katıldım ve başkanlığım başladı.
- Başka hangi partiler var?
Demokrati parti, Adalet Partisi, ANAP, DYP, AKP ve MHP. Her zaman merkez sağ partilerde siyaset yaptım.
- Çok parti değiştirdiniz ama 5 dönem başkan kaldınız. Bir sırrı var mı?
Siyasi partiler hizmet için amaç değil araçtır. Birincisi bu.
İkincisi de bakın burada yazılı (yanda). 1984'te söyledim ben bunu, Milliyet'te manşet oldu. Ben belediyeye siyaset sokmam... Burada halen 1984'ten önce çalışmaya başlayan insanlar var.
Halk Adana'da beni partiler üstü olarak görür. Şimdi açılım filan diyorlar ya, biz böyle kozmopolit bir şehirde o açılımı çoktan yapmışız, herkese aynı mesafede durabilme cesaretini göstermişiz. Kendi partiniz de bunu son derece olumlu karşılamış. Öyle olmasa zaten parti beni ne yapsın? Ben burada her mahalleye girer, her mahalleden oy alırım.
Sonuçta siz prensiplerinizi ortaya koyar ve eğilmezseniz, size prensipleriniz harici talep de gelmez, rahat edersiniz. Bakın telefonum açık ve çalmıyor. Çünkü halk özel taleplerin buradan geçmediğini biliyor. O yüzden belki de Türkiye'nin en rahat belediye başkanıyım.
- Adana'da sosyal barış nasıl?
Bakın bir şey anlatayım... Bir tarihte dar çerçeveli bir toplantıdayız, herkes güvenlikle ilgili olarak kolluk kuvvetlerinin önemini vurguluyor. Ben dedim ki, 'yahu siz ne konuşuyorsunuz?' Başkan hareketlerine dikkat etmese, oynak olsa, Adana alt üst olur...
Adana çok dolu, çok kozmopolit bir şehir. Bizim burada sükunet varsa muhakkak ki kolluk kuvvetlerinin olumlu davranışlarının rolü çok ama benim etkim de göz ardı edilemez... Sonuçta güvenlik ile ilgili sorunları halletmiş durumdayız.
- Sizin şehri kuzeye taşıyan Yeni Adana projeniz ne durumda?
Ben 1984'te geldiğimde aldığım ilk karar şuydu: "Biz şehri deplasmana çıkaracağız..." Yani çukurdan, tarım alanlarından, drenaj problemli bu yerden kurtarıp kuzeydeki yüksek tepelere taşımak istedik. Bu nedenle metrekaresi 300 liradan 10 bin dönüm araziyi kamulaştırdık ve projeyi başlattık. O dönemde tarlalar bile daha pahalıydı.
Biz bu Yeni Adana dediğimiz bölgede 200 bin konutun yapılacağı ve 1 milyon kişinin yaşayacağı bir alanın tüm altyapısını hazırladık. Kendi kamulaştırdığımız yerler dışında 30 bin dönüm şahıs arazini de düzenledik ve bizim arkamızdan inşaat şirketleri geldi.
- Kaç konut var şu anda?
Aradan geçen dönemde yaklaşık 150 bin konut yapıldı, bunların yarısı da dolu. Yaklaşık 300 bin kişi yaşıyor. Ama ekonomisi düzeltenler, yeni evlenenler hep o tarafa gidiyor artık, şehir tamamen deplasmana çıkıyor. Üstelik burada sinek yok, sorun yok ve sıcaklık 2-3 derece daha düşük...
Ben belediye başkanı olmadan önce müteahhitlik yapıyordum ve kendi şirketimin gazetelere verdiği ilanı vardı; 'Adana'yı kuzeye taşıyoruz' diye. Yani ben başkan olmasaydım da müteahhit olarak Adana'yı taşıyacaktım.
- Konut fiyatları ne durumda?
Ben zamanında en büyük zararı meslektaşlarıma vereceğimi söyledim. Kent sıkışmıştı ve en pahalı evler Adana'daydı. Ama arz-talep dengesini o kadar bozdum ki, Türkiye'nin en büyük konut şantiye alanı ile artık en ucuz fiyatların bizde olduğunu söyleyebilirim.
Şu anda biz bu Yeni Adana projesinin ikinci etabına başladık. Bizim inşaatına başladığımız 149 metrekarelik villaların fiyatları da 95 bin liradan başlıyor.
95 bine, 115 bine, 150 bine bahçeli villalar satıyoruz. Daire fiyatları da 55 bin liradan başlıyor.
- Kaç konut yapılacak?
Bu bölgede ağırlığı villa ve kısa katlı konut olan 50 bin konut yapılacak. Biz ise yaklaşık 5 bin kadar üreteceğiz.
- İlgi ne durumda?
Dediğim gibi, hem ilgi yüksek hem de kentin gideceği yer artık burası. Biz Adana'da şehrin dinamikleri ile oynadık. Mesela Tüyap'ı geldik buraya koyduk, otobana direkt bağlantı verdik... Kuzey'de şehirleşme artıyor ve kendiliğinden kentsel bir dönüşüm yaşanıyor. Kentin ekonomik dinamikleri ile oynayarak şehri taşıyoruz.
Yeni Adana İmar İnşaat ile biz açılımı kendimiz yapıyoruz. Eğer siz uygun sosyal konutlar yapar, gecekondu parasına oluşturur ve insanları gettolardan çıkarırsanız ayrıca bir açılıma gerek kalmaz.
- Eski Adana ne olacak?
Rehabilite ediyoruz. Önce drenaj sorununu hallettik, bazı iyileştirmeler yaptık. Ayrıca eğitim ve spor gibi birçok imkan sağlıyoruz. Mesela sadece bu bölgeye 40 tane havuz yaptık.
Ayrıca Türkiye'nin en büyük şehir içi parkı olan Meydan Park var. Seyhan nehrinin iki yakasında binlerce dönümlük yeşil alanlar zinciri oluşturduk. Eskiden felaketti ama şimdi tamamen yemyeşil bir hale geldi.
Havaalanının altındaki kaçak yapıları da yıkarak havaalanını genişletmek ve yeni yeşil alanlar yapmak istiyoruz. Ama burada belediyelerin görev tanımları ile ilgili bir sıkıntı var.
- Sizin bir de yazın musluklardan soğuk su verme hizmetiniz var. Bunun örneği var mı?
Türkiye'de yok. Ben zaten ilk olarak İsveç'te görmüştüm.
Yazın bizim baraj golünün güneşte ısınan yerleri var, bir de kar sularının depolandığı daha alt taraf var. Bu kalın su tabakasının altına indikçe 25 derecelik su sıcaklığı 10 dereceye kadar düşüyor. İşte biz o suyu alıyoruz. Vanayı oradan alınca şebekeye o su gidiyor ve musluklardan 13-14 derecelik su akıyor.
- Adana eski yıllarda zenginliği ile anılırdı ama artık o değişti. Bundan sonra Adana'nın yönü ne olacak?
Doğru, Adana geçmiş yılların tarım zenginliğinin merkeziydi, sanayi olmadığı için de en zengin il burasıydı. İlk etapta tekstil başta sanayinin de merkezi burasıydı ama sonra kalmadı.
Adana'da tarım devam edecek, bunu söyleyebiliriz. Mesela sanayi küresel krizden nasibini aldı ama tarımda bir çöküntü yok. Geçen sene narenciyeyi kaça sattıysak bu sene biraz daha pahalıya satabiliyoruz. Öncelik tarımda olacak, sonrasında tarımın yan sektörlerini geliştireceğiz.
Diğer taraftan Adana'yı öncelikli olarak ticaretin merkezi haline getireceğiz.
- Yeni yatırımlar gelir mi?
Yatırım olmaması için bir neden yok aslında. Türkiye'nin en ucuz şehriyiz ve yatırımcının önünü açmak noktasında herşeyi yapıyoruz. Mesela fuar alanı yaptık ve şimdilik yılda 12 fuar düzenliyoruz.
Ayrıca biz burayı bir sağlık merkezi yapmak istiyoruz. Ortadoğu'dan buraya sağlık turizmi kanalı oluşturacağız. Suriye ile vize kalktıktan sonra iş merkezlerinde birçok Suriye plakalı araç görüyoruz. İnsanlar medeniyeti ve güzellikleri görmeye geliyor. İşte biz bu geçiş noktası özelliğini ve jeopolitiğini kulanarak bölgenin cazibe merkezi olacağız. Her türlü altyapımız tamam, kentin 30 yıllık suyu ve yeşil alanlar hazır.
Adana'da enerji ihtisas alanı var, her gün etkinlikler düzenleniyor, üniversite gitgide gelişiyor. Son olarak kentin algısını da değiştirirsek yatırımın gelmemesi için hiçbir neden yok.
- İşsizlik ne durumda?
Türkiye'de işsizlik oranının en çok olduğu illerden biriyiz. Çünkü ılıman iklime sahip ve kırsal kesimin kapıları buraya açılıyor. Hem Orta Anadolu hem de Güneydoğu Anadolu'dan insanlar kolaylıkla buraya ulaşabiliyor. Kışın barınma şartları kolay, meyve sebze ucuz, o bakımdan işsizler buraya geliyor, ekonomisini düzelten de batıya gidiyor.
Sonuçta biz göç hareketinin iki türlü göçün tokadını yedik. Biri vasıfsız insanların gelmesi, diğer taraftan varlıklı insanların da gitmesi...