8 yıllık eşim 6 yıldır yanıma yaklaşmıyor

MERHABA Güzin ablacığım, ben 31 yaşında yurt dışında yaşayan burada doğmuş eğitimli bir kadınım. Bundan 8 yıl önce; yedi yıl boyunca flört ettiğim bir insanla evlendim. O da benim gibi yurt dışında doğmuş ve eğitimli birisi. Su an ikimiz 31 yaşında 8 yıllık evli ama altı yıldır ilişkiye girmeyen bir çiftiz.

İlk önceleri üzerine gitmedim, eşimin Akdeniz ateşi hastalığı var; ona bağladım. Daha sonra gece gezmeleri başladı. Aslında hiçbir kötü huyu olmayan bir adam. Sigara ve alkol kullanmıyor. Bazen sabahlara kadar bekliyorum, bir iki saat uykuyla işe gidiyorum.

Ablacığım bende, anne tarafından titizlik hastalığı var. Yalnız kaldığımda okuduğum kitabın şayısını bilmiyorum; kitaplıkta yer kalmadı yeni kitaplar almaktan. Evimi günde iki üç kez sildiğim oluyor. Eşim olmayınca kimsenin gelmesini bu durumu görmesini istemiyorum. Annesine onunla ilgili bu sorunu söyledim; “karıkoca arasına girilmez” dedi. “Toruna gelince istiyorsunuz, devamlı soruyorsunuz?” dedim. “Ben karışmam,” dedi.

Ağabeyinin iki çocuğu var, torun sevgisi nedir biliyorlar. Neden oğlunun sorununu düşünmüyor yardımcı olmuyorlar, ayıp değil ki. Annesinden ümitliydim doktora gitmesi için ikna eder diye. O da yardım etmedi.

Eşim terapist önerisine de yanaşmadı. “Artık buna son verelim, en iyisi ayrılalım” diyorum. Hiç bir şeyi kabul etmiyor. Ben artik ne diyeceğimi ne düşüneceğimi nasıl davranacağımı bilmiyorum. O da zaten “Başka kadın olsa beni kapıya koyardı” diyor. “Bağırır, kavga ederdi. Sen halen bir çözüm arıyorsun” diyor. “Vicdanım hiç rahat değil sana karşı” diyor.

Aileme henüz bir şey söylemedim ?31 yasındayım altı yıldır yalnızım artık, gizlemek de olmuyor. Zaman ne çabuk geçiyor çocuğum olsaydı, altı yaşında olacaktı. Neden bu zamana kadar bekledin, ayrılsaydın, diyenler olabilir ama ben eşimi gerçekten sevdim öyle boşanayım diye evlenmedim. Ne yaptımsa çare bulamadım belki sen bana bir çare bulursun ablacım. Doktorlara gidiyorum soruyorum; eşin de gelmeli, diyorlar. Esim benim bir şeyim yok. Benden sana koca olmaz; diyor kapatıyor konuyu.

RUMUZ: SABIRLI

Sevgili kızım, bir erkek vicdandan söz etmeye başladı mı, onun ya hayalini, ya da yüreğini kaptırdığı biri var demektir. 8 yıllık evli ve 6 yıllık da yatakta ayrıysanız, demek ilk iki yıl her şey normal gidiyordu. Eğer hastalığının bir etkisi olsaydı, bu iki yılda da bazı sorunlar yaşardınız. Bence iki şık var, ya eşin senin titizlik hastalığın yüzünden senden ve evinden bıkmış sana da yaklaşmak istemiyor. Belki adama karşı da titizlik damarın tutuyorsa, kim bilir?

Ya da gerçekten gönlünü kaptırdığı biri var, onunla oluyor ama sana da kıyamıyor. “ Benden sana koca olmaz” diyerek sana da açık kapı bırakıyor. Tabii bütün bunlar bir tahmin. Eşini iyi bir aile terapistine gönderebilirsen, çok iyi olurdu.

Canlarımdan bir can yitirdim

EKİBE iki yıl önce katılmıştı. Boynunda tasma olduğu için, sahipli zannedip “alışmasın” diyerek ayrı kapta mama vermemiştik. Ama inatla kalmaya ve hırsızlık yapmaya devam etti.

Bir gün adının “Rocky” olduğunu, sahibinin birkaç hafta önce öldüğünü, ailenin köyü terk ettiğini ve onu yaşlı bir kadına emanet ettiğini öğrendik. Bu Retriever kırması büyük boy canavar, kadının verdiği kuru ekmeklerle yetinmemiş olacaktı ki, girmediği kümes kalmamıştı. O günden sonra onu ekibe kabul ettik, kümes sahipleri de rahat etti.

Çevredeki en sert köpekti. İlk zamanlar yanımıza yaklaşmadı, sonraları o da diğerleriyle birlikte bizi karşılar, üstümüze atlayıp sevmemizi ister oldu. Çok akıllıydı. Garip’ten sonra ekip lideri olacağı belliydi. Birkaç ay önce öğle saatlerinde havlamalar üzerine baktığımda, demir bahçe kapısının üstünde asılı bir genç gördüm. O kadar komik bir şekildeydi ki, hırsız olacağı bile aklıma gelmedi. “Orada ne yapıyorsun” diye bağırdığımda, “Köpekten kurtulmak için tırmandım” dedi. Yağmur kızımızdan olan altı yavrusuyla baba da oldu. Yağmur’un kısırlaşmasından sonra 10 gün kadar ortadan kayboldu, köyde olduğunu öğrendik. Dönüşünde yanında kız arkadaşını da getirmişti.

Bir sabah İsa Usta aradı. “Yenge sana kötü haberim var” dedi. Hemen aklıma gecen hafta yaralanan ve tedavi altına alınan Garip ya da bir süredir öksürdüğü için tedavi etmeye çalıştığımız Fındık’a bir şey olduğu geldi. Oysa söz konusu Rocky’ydi... İsa Usta, mama vermeye gittiğinde Rocky’yi göremeyince çevrede aranmış. Tatlı canavarımı 800 metre uzakta, anayolun kenarında cansız bulmuş. Ne bir kanama ne bir kopuk. Belli ki bir serseri sürücünün kurbanı olmuş.

“Ben nasıl sensiz olacağım” diye gözyaşı döküyorum. İlk kez böyle bir acıyı yaşıyorum. Biliyorum bu son olmayacak. Ama içim acıyor, kalbim kanıyor. Yavrumu kulübesinin biraz uzağına gömdürdüm. Seni çok özleyeceğim canavar kuzum.

Figen Dalgakıran Arat

Sevgili Figen Hanım, canlarımızı teker teker kaybetmenin ne demek olduğunu biliyorum. Ben de çevremde baktığım, pek çok sevgili dört ayaklı dostumu kaybettim. Çoğu belediyenin itlaf ekiplerinin kurbanı oldu. 2,5 yıl önce ise sevgili Kuki’mi kaybettim. Bu kayıp hepsinden beterdi. O yıl zaten menhus bir yıldı. Yedi ay içinde hem annemi, hem en can arkadaşımı hem de Kuki’ciğimi kaybetmiştim.

Allah acılarını unutturmasın. Onları hep sevgiyle anıyor, gözyaşlarıma hakim olamıyorum.

Bu nedenle sizi çok iyi anlıyorum.