70 bini aşkın kitabı var

Güncelleme Tarihi:

70 bini aşkın kitabı var
Oluşturulma Tarihi: Ekim 18, 2008 08:35

Sahip olduğu 70 bini aşkın kitapla Türkiye'nin en büyük kitap biriktiricisi olduğunu belirten Talat ?ncü, 16 yılda biriktirdiği kitaplarını, bir kütüphane kurup işletmesini üstlenecek kişi veya özel bir vakfa vermek istiyor.

Haberin Devamı

53 yaşındaki iş?i emeklisi Talat ?ncü, 1992 yılından bu yana kitap biriktirdiğini ancak sayı 3 bine ulaşınca eşinin, "Ya kitapların, ya ben" sözü üzerine ilk deposunu, 10 bin kitapta ikinci, 30 binde ise ü?üncü deposunu aldığını belirtti.

"Artık yeni bir depo değil, bunları kütüphanede biriktirmek istiyorum" diyen ?ncü, elinde 70 bini aşkın kitap, 46 bin nüsha dergi, 6 bin sinema afişi, 3 bin kartpostal, 300 harita, Osmanlı dönemi ve Anadolu Hükümeti pulları bulunduğunu, bunları, biri 100, ikisi 120 metrekarelik 3 depoda topladığını söyledi.
Yer darlığı nedeniyle bunları tasnif edemediğini belirten ?ncü, hayalinin 100 bin kitaplık, 3 katlı bir kütüphane olduğunu kaydetti.

?ncü, şunları söyledi:

"Birinci katında ödün? kitap verilebilecek 40 bin kitaplık bölüm, ikinci katında araştırmacıların yararlanabileceği 40 bin kitaplık özel bölüm olacak. ??üncü katında ise el yazmaları, haritalar ve değerli eserlerin bulunduğu özel izinle girilebilecek ayrı bir bölüm bulunacak. Türkiye, okumayan bir ülke olmasına rağmen araştıran bir ülke. Bir?ok değerli araştırmacı var. Kaynak oluşturmuyorsanız, kütüphaneleriniz yeterli değilse 'gen?lik okumuyor' diyemezsiniz. Bir kütüphane olursa belki birileri gider ama kütüphane olmazsa kimse gidemez."

?ncü, her koleksiyoncunun en büyük endişesinin, biriktirdiği eserlerin akıbeti olduğunu dile getirerek, "Kütüphane binasını ve işletmesini üstlenen, bu işle ilgilenecek özel bir vakıf veya kişiye tüm biriktirdiklerimi bağışlamaya hazırım. Ben isim peşinde de değilim, adımı tabelasına yazsın ya da yazmasın önemli değil. Kendi vakfının adını yazsa da olur. Yeter ki bu kadar kitap bir kütüphanede halka ve araştırmacılara a?ılsın" dedi.

Kendisi gibi kitap biriktiren birka? arkadaşı daha olduğunu ifade eden ?ncü, onların da böyle bir kütüphaneye kitaplarını bağışlamaya hazır olduğunu söyledi. ?ncü, arkadaşlarının da kendisi gibi biriktirdiği eserlerin akıbeti konusunda tereddütleri bulunduğunu kaydetti.

Kitaplarını bir devlet kurumu veya üniversitelere vermeyeceğini ifade eden ?ncü, şöyle konuştu:

"Çünkü bu işle ilgileniyorum ve karşılaştığım bir?ok olay var. Devlet elindeki kitaplara sahip ?ıkamıyor. Konya'da bir devlet kütüphanesinde ciltlerin kapakları duruyor i?leri boş. Ankara'da bir kütüphane restore edilirken kitaplar, hurdacılara düşüyor. Bir başka kütüphane yenilenirken kitaplar, makbuz karşılığı kağıt?ılara kilo ile satılıyor. Bir sürü devlet kütüphanesinden ?ıkan eser, koleksiyoncuların elinde geziyor. Hurdacıdan aldığın kitapların bazıları devlet kütüphanelerinin mührünü taşıyor. Bunlar bir ka? örnek. Tüm bunları bilirken kitaplarımı nasıl devlete bağışlarım?"

KOLEKSİYONCU DEĞİL, BİRİKTİRİCİ

Kendisini "koleksiyoncu" olarak tanımlamadığını, "kitap biriktiricisi" olduğunu belirten Talat ?ncü, şöyle konuştu:

"Ben koleksiyon yapmıyorum, kullanılabilir referans kitaplar topluyorum. Benim elimde de koleksiyon değeri taşıyan 300'e yakın el yazması, ilk baskılar ve antika kitaplardan oluşan bir bölüm var ama benim i?in bunlar önemli değil. Koleksiyon kitapları maddi olarak değerlidir ancak araştırmacılar i?in ?ok değer taşımazlar. Oysa sahip olduğum kitaplar arasında ender bulunan ve koleksiyon değeri olmayan binlerce eser var. İ?lerindeki bilgiler bir?ok araştırmacı i?in servet taşıyor. Bana kütüphaneci demelerinin nedeni de bu. Sahip olduğum kitapları araştırmacılara veya ilgi duyanlara a?mam."

Emekli aylığının yanı sıra bilgisayar programları yazdığını ve sistem analizleri yaptığını belirten ?ncü, "Son olarak İslam Konferansı i?in yazdığım bir muhasebe programı birka? ülkede kullanılıyor örneğin. Ben buradan kazandığım paraların tamamını kitap biriktirmek i?in kullanıyorum. Her gün öğleden sonra kitap toplamak i?in kitap?ıları gezerim. Bir iki kitap fazla alabilmek i?in öğle yemeği yemem, işportadan giyerim" diye konuştu.

Elinde Milli Kütüphanede olmayan eserler bulunduğunu, üniversite kütüphanelerinin ise ihtisas kütüphaneleri olduğunu, kitapların büyük bölümünün üniversite yayınlarından oluştuğunu bildiren ?ncü, kitap arşivine ilişkin şu bilgileri de verdi:

"Çocuk kitabı mı istiyorsunuz; Osmanlıcası da yeni dildeki ilk baskısı da 1930 yılındaki de 1980 yılındaki de bugünkü de var. 1970 ve 80'leri mi araştırıyorsunuz; o döneme ait sol dergiler de var, sağ eserler de... 70'lerin sonlarında özellikle bir furya haline getirilen porno gen?lik yayınları da ender bulunan tarihi bir kitap da ahilik üzerine notlar da var. 1480 yılına ait el yazması fıkıh kitabı da 1654 yılına ait dini kitap da var.

Elimde 6 bine yakın eski yazı eser bulunuyor. Hedefim, 15 bin ki birka? yüzü bile bir kütüphane i?in fazla sayılabilir. Sahip olduğum dergilerin de 14 bini eski yazı. 10 üniversite kütüphanesi gezseniz toplam 10 tane Salname bulamazsınız; bende 85 tane var."

"İSVEÇ'TEN ARANDIM"

Bir?ok araştırmacının son ?are olarak kendisine başvurduğunu, birka? gün önce İsve?'ten arandığını belirten ?ncü, doğru bir iş yaptığını şu örnekle a?ıkladı:
"Türk ve İsve? dillerinin ilişkilerini araştıran biri... Türk Dil Kurumunun (TDK) Birinci Kurultayı'nda da bu konuya ilişkin bir bölüm var. Bu kurultayın bildirisine ulaşan kişi, 97. sayfasının eksik olduğunu fark ediyor.

TDK'dan ulaştığı bildiride de aynı sayfa eksik olunca Milli Kütüphaneye başvuruyor. Oradan da sonu? alamayınca beni aradı. Ben eksik olan o sayfanın da yer aldığı bildirinin fotokopisini gönderdim İsve?'e. Her ay böyle en az 5-6 araştırmacı bana geliyor. Yalnızca bu bile yaptığım işin doğruluğunu hatırlatıyor bana."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!