Güncelleme Tarihi:
BELÇİKA’dan Türk Dernekler Birliği Başkanı Selamet Belkıran, Hollanda’dan Rize Kültür Vakfı Başkanı Kamil kopuz, Türk Gençlik Kuruluşları Federasyonu Temsilcisi Oğuzhan Kılıç, Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu Temsilcisi Göksel Soyugüzel, İngiltere Türk Öğrenciler ve Akademisyenler Birliği Başkan Yardımcısı Numan Çelik, Almanya Türk dernekler Birliği Başkanı Bahri Akalın, Fransa Ulusal Çeşitlilik Hareketi Temsilcisi Yalçın Şimşek, Almanya Türk Öğretmen Dernekleri Federasyonu Başkanı Mete Akay, Avrupa Türk Döner İmalatçıları Derneği Temsilcisi Derya Çolaker ve İsveç Tulpan İş ve Kadın Derneği Başkanı Raziye Duruken, bu türlü toplantıların ‘kaynaşma’ ve Türk diasporasının güçlenmesi açısından önemli olduğunu belirtti.
Hürriyet’e konuşan sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin dile getirdiği görüşlere göre sorunların başında, eğitim, istihdam, siyasi haklar, yabancılara yönelik ayrımcılık ve önyargılar geliyor.
*Fırsat eşitliği Uyum açısından, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, Türk çocuklarına anadili, kültür ve tarih eğitimi verilmesi büyük önem taşıyor. Hem Türkçeye hem yaşadıkları ülkenin diline aynı derecede hakim olmaları büyük önem taşıyor.
*Düşük istihdam oranı, Türk vatandaşları için önemli bir sorun. İşsizlik yabancıların, göç alan ülkelerin ekonomik hayatına katkıda bulunmalarına ve saygın birer birey olarak toplumun sosyal yaşamında yer edinmelerine engel m teşkil ediyor. Ayrıca, aile içinde huzursuzluklara yol açarak, sosyal uyumu da engelleyebiliyor.
*Türklerin, yaşadıkları ülkelerin vatandaşlığını almaları ve siyasi hayata aktif olarak katılmaları büyük önem taşıyor. Yurtdışında yaşayan Türklere yönelik ayrımcılıkla ve önyargılarla mücadele, göç alan ülkede daimi olarak ikamet etmekte olanlara, toplumun diğer fertleriyle eşit muamele edilmesini ve göçmenlerin yaşadıkları ülkelerde toplumun aktif bir üyesi olmasını engelleyen ayrımcı politikaların ve uygulamaların ortadan kaldırılması gerekiyor.
*Uyumun, siyasal ve ekonomik koşulların yanı sıra, psikolojik koşulları da bulunuyor. Bu itibarla, göçmenlerin algılamalarının, uyum çabalarının başarısı açısından belirleyici bir unsur olduğu söylenebilir. Göçmenlerin toplum tarafından dışlandıklarını hissetmeleri, onların uyum isteklerini olumsuz yönde etkiliyor.
*Göçmenlerin sağladığı kültürel çeşitlilik, bulundukları toplumların kültürel zenginliğini artıran bir unsurdur.
* Tüm bu sorunların aşılabilmesi için göç alan ülkeler, tek taraflı müdahalelerden kaçınmalı ve bu sorunlar göçmenlerin ve gönderen ülke temsilcilerinin de yer alacağı bir üçlü diyalog içerisinde ele alınmalıdır.
*50 yıldır ihmal edilen, unutulan yurt dışındaki Türkler Ankara tarafından nihayet hatırlandı. Bu organizasyona katılan herkes mutlu ve memnun. Katılımcıları dinlediğimizde, dile getirilen konular göz önüne alındığında 50 yıldır kat edilen mesafe ve yurtdışındaki Türklerin gerek siyasi gerekse ekonomik gücünü görüyoruz. Ankara bunun farkında ve bu tarihi buluşma ile yurt dışındaki güce ivme kazandırmak için var gücü ile çalışıyor. Bu büyük buluşmadan sonra artık sivil toplum kuruluşları olarak yeni bir vizyon ortaya koymanın şart olduğunu görmüş olduk. Yeni vizyonda Avrupa ülkeleri sivil toplum kuruluşları ile Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarının birçok alanda ortak çalışmaları kaçınılmaz.
GÜCÜMÜZ ARTIYOR
TOPLANTIYI düzenleyen ve ev sahipliği yapan Yurtdışı Türkleri ve Akraba Toplulukları Başkanı Kemal Yurtnaç “Yurt dışında lobi gücümüz giderek artıyor” dedi.
Yedi bakanın toplantıya katılarak bilgi verdiğini, sorunları dinlediğini söyleyen Yurtnaç, “Amaç, yurt dışında bulunan sivil toplum kuruluşlarının kaynaşmasını ve ortak hareket etmelerini sağlamak. Vatandaşların sorunlarını, sivil toplum kuruluşları takip ediyor. Onlar aracılığıyla bizler sorunlara vakıf oluyor ve çözümü için çaba gösteriyoruz. Sonbaharda bu konuyla ilgili büyük bir toplantı gerçekleştireceğiz. Bu toplantı bir anlamda Sonbahar toplantısının alt yapısını oluşturuyor. Biz katılımcıların çok memnun olduklarını gözlemledik. İyi bir kaynaşma oldu. Lobi gücümüz artıyor” dedi.