Güncelleme Tarihi:
ALMANYA’ya aile birleşimi yoluyla 1990 yılında gelen ve hala süresiz oturma izni alamayan 35 yaşındaki bir Türk, Leipzig’deki Federal İdari Mahkemesi’nde açtığı davada haklı bulundu.
Mahkeme, Almanya ile Türkiye arasında imzalanan 1/80 Ortaklık Konseyi Kararları’nın 7. maddesinin 1 bendine dayanarak davacı Türke süresiz oturma izni verilmesini kararlaştırdı. Federal İdare Mahkemesi’nin gerekçeli kararında, “Almanya’da beş yıl yaşayan Türkler bu Ortaklık Konseyi Kararları uyarınca süresiz oturma izni alma hakkına kavuşur” denildi.
Yabancılar dairesi söz konusu kişinin, kendisinin ve ailesinin geçimini sosyal yardımla sağladığı gerekçesi ile yıllarca süresiz oturma izni talebini reddetmişti. Hem idare mahkemesi ve hem de Eyalet Yüksek İdare Mahkemesi’de açılan davalar da sonuçsuz kalmıştı.
Federal İdare Mahkemesi ise “BverwG 1 C 6.11” dosya nolu kararında, davacı Türk kadına 1/80 Ortaklık Konseyi Kararları’ndan doğan hakkı dikkate alarak, kendisine süresiz oturma izni verilmesi gerektiğine hükmetti. Söz konusu kararın 22 Mayıs’ta verildiğini hatırlatan avukat Christian Borschberg, yabancılar dairesinde görevli memurların kararı bilmediklerini, bu yüzden Türkler tarafından gelen süresiz oturma izni taleplerini reddettiklerini belirterek, sunları söyledi:
Memurlar bilmiyor
“Bu karara rağmen, süresiz oturma izni almak için bu karar gerekçe gösterilerek dava yoluna gidilmesi gerekiyor. Süresiz oturma izni 1/80 Ortaklık Konseyi Kararları’nda düzenlenmis. Buna göre Türkiye’den aile birleşimi ile gelenler beş yıl Almanya’da oturduktan sonra süresiz oturma izni almaya hak kazanıyor. Üstelik bu hak ikamet edilen evin büyüklügüne, Almanca bilmeye ve gelire bağlı olmadan doğuyor. Bununla birlikte beş yıl içinde süresiz oturma izni alan kişiye doğrudan Alman vatandaslığına basvuru hakkı da tanınıyor. Bundan yararlanarak süresiz oturma izni alanların çocukları da doğrudan Alman vatandaşı olarak dünyaya gelmiş oluyor. Bu hak ile birlikte yeni imkanlar doğuyor. Örneğin bir kişi kolay kolay sınır dışı edilemediği gibi, yurtdışında iki yıla kadar kalması durumunda da hakları ölmüyor”.