Güncelleme Tarihi:
ASCHAFFENBURG 2017 doğumlu şu anda 5 yaşındaki Nicat’ın annesi Ayşen Aliyeva, yaşadıklarını Hürriyet’e anlattı: “Almanya’ya 2015 senesinde eşim Vusal Aliyev ile birlikte gelerek yabancılar dairesine sığıma başvursunda bulunduk. Yabancılar dairesi yetkilileri tarafından önce Mittenberg kasabasına sonra Nürnberg yakınlarında bulunan Zirndorf kentindeki Asylheim denilen sığınma evine daha sonra da Schweinfurt kenti yakınlarındaki Collenberg sığınma evine yerleştirildik. İltica başvurumuzun sonucunu beklerken, eşime ‘çalışabilirsin’ izni verildi. Eşim farklı firmalarda 4 sene çalıştı. Bize maddi konuda yardımcı olunmadığından kurslarımızı kendi olanaklarımızla başardık. Collenberg’de eşim ve çocuğumla 24 Kasım’a 2021 tarihine kadar mutlu, huzulu bir aile yaşantımız vardı.”
Ayşen Aliyeva şu anda Bakü’de olan eşiyle yaptığı telefon görüşmesiyle ilgili şunları söyledi: “Collenberg‘de bir arkadaşıma çay içip sohbet etmeye gittiğim 24 Kasım 2021 akşamı saat 20:00’de polis eve baskın yapmış ve eşime yurt dışı edilme kararı olduğunu söyleyerek, uyuyan çocuğumla birlikte eşim evden alınıp ertesi gün sabah uçağı ile Bakü’ye gönderilmiş. Polislere, ‘Bu ülkede kalabilmem için yaptığımız itiraza henüz yanıt gelmedi. Sonuç gelmeden nasıl gönderirsiniz, nasıl yurt dışı edersiniz’ demiş fakat eşimin konuşmasına sinirlenen polisler, evdeki uyuyan çocuğu da kucaklayıp ‘derdinizi sonra anlatısınız binin arabaya, en kısa zamanda eşini de yanına göndereceğiz’ demiş. Çocuğumu da kimliksiz olarak sadece doğum belgesiyle göndermişler.”
‘İTİRAZ DİLEKÇEMİZİN SONUCUNU BEKLİYORUZ’
Ayşen “Yurt dışıyla ilgili verilen karara yapılan itiraz dilekçemize mahkeme karar vermedi. Mahkeme tarihi gelmeden 5 yaşındaki çocuğumla birlikte eşimin yurt edilmesi çevrede oturanlarla birlikte mahkeme kararını bekleyen avukatımızı ve bize danışmanlık yapan hayır kurumu Karitas yöneticilerini şaşırttı, tekrar itiraz dilekçesi verildi’’ dedi.
Sinirlerinin çok yıprandığını, psikolojik tedavi gördüğünü belirten Ayşen, “Eşimle birlikte biricik yavrumun sınır dışı edilmesinin ardından her gün korku ve tedirginlik içinde yaşıyorum. Allah kimseyi çocuğundan ayırmasın.
BİZ TERÖRİST DEĞİLİZ
Polisin kendilerine ‘terörist muamelesi’ yaptığını kaydeden Ayşen, avukata başvurduğunu ve eşiyle çocuğunu Almanya’ya geri dönebilmeleri için elinden geleni yapacağını belirterek Türk basını başta olmak üzere tüm basın yayın organları ile Karitas gibi yardım kuruluruluşlarından destek istediğini söyledi. Ayşen, “Biz terörist değiliz ve Almanya’nın insan haklarını savunan ülke olduğunu düşünerek bu ülkeye gelip iltica ettik” ifadesini kullandı.
Ayşen Aliyeva’nın avukatı Kristin Möller, “Aliyev ailesi hakkında yurt dışıyla ilgili 2019 senesinde verilmiş bir karar var fakat bu karara ret itiraz dilekçesi verdik. İtirazımızı dikkate alan mahkeme, anne Ayşen durumunu terkar görüşmek üzere 28 Mart 2022 saat:10:00 için gün randevu verdi Mahkeme tarihi gelmeden mahkeme kararı olmadan, ülkeyi terk etme yönünde bildirim yapılmasın hukuk dışı bir karar” dedi.
DOKTORLAR ÇOCUĞU MUAYENE ETMEK İSTEMEMİŞ
Aliyeva, “Almanya doğumlu çocuğumun tedavi için götürüldüğü hastane başhekimi ‘Bu çocuk Alman doğumlu ve en hızlı şekilde büyükelçilik üzerinden bu çocuğun Azerbaycan’da olduğunu ve Azerbaycan vatandaşı olduğunu bildiren bir yazının büyükelçilik üzerinden gelmesi gerekiyor’ diyerek muayenede zorluk çıkarmış” diye konuştu.
Polisin tutum ile birlikte Göçmen Dairesi’nin yurt dışı kararını, ‘insanlık dışı’ bir karar olarak nitelendiren Aliyeva, “Küçük yaşta bir çocuk anneden nasıl koparılarak gönderilir. Gönderilecekse benimle gönderselerdi. Çocuğum, her gün ‘anne’ diye ağlıyormuş. Travma geçiren çocuğum psikolojik sorunlar yaşamaya başladığından altına kaçırmaya başlamış. Çocuğum burdayken altına çiç yapmıyordu. Polis görünce korkudan altına çiş yapmaya başlamış.
Politik suç yüzünden babasının kaybolduğunu ve annesininde siyasi suçdan dolayı cezaevinde olduğunu belirten Ayşen Aliyeva, ‘’İlticam kabul edilmeyip geri gönderildiğimde nasıl bir sorunla karşılacağını bilemiyorum. Bu nedenle, karar ne olursa olsun ülkemize geri dönmek yerine Almanya’da veya Avrupa Birliği ülkelerinden birinde kalıp, buralarda ölmek istiyorum. Avrupa’nın en güçlü üllesi olarak bilinen ve insan haklarının var olduğu belirtilen Almanya 3 kişiyi barındırmayacaksa yazıklar olsun. Bu ülke bizi barındıramaycaksa, geri gönderilecek ülke kendi ülkemiz değil Avrupa ülkelerinden bir başkası olsun’’ dedi.
SINIRDIŞI KARARI ÖNCEDEN BİLDİRİLDİ
Yetkililer aileye geçerli oturumları olmadığı için sınır dışı kararının bildirildiğini, ancak gönüllü olarak ülkeyi terk etmediklerinden, zorla sınır dışı yöntemine başvurulduğunu öne sürdü. Yasal düzenlemelerin ön gördüğü şekilde zorunlu sınır dışı uygulamasına başvurulduğu açıklamalara eklendi.