‘5 günde 10 bin gönüllü başvurdu’

“BİZ, aynî yardımdan daha ziyade nakit yardımın daha uygun olacağını düşündük. Çünkü bunların bir de transferi vardı. Ancak yine de aynî yardımlarda jeneratör, çadır, konteyner, ilaç benzeri ihtiyaç malzemelerini öne çıkardık. Temel gıda maddelerinden hijyen maddelerine, giysilere kadar orada bizim kendi fonumuzdan oluşturduğumuz maddi yardımı aynî yardıma çevirerek aldık. Ve biz ilk etapta bir link oluşturduk. Link’te acil kurtarma ekiplerinden psikiyatrislere, sağlıkçılardan doktorlara, manevi rehberlerden terapistlere, teknik işlerden anlayan görevleri böldük ve bölgeye yönlendirdik. Beş günde 10 bin gönüllü müracaat etti ve linki kapatmak zorunda kaldık. Çünkü her gün arıyorlardı ‘Ben ne zaman gideceğim’ diye. Biz oraya gittik, arkadaşlarımız da depremin hemen ilk saatlerinden sonra oraya ulaştı. Sonra Hasene Dernek Başkanı Bekir Altaş Bey’in başkanlığında bir heyet gönderdik.

‘24 SAAT NÖBET TUTTULAR’
Gördük ki, oraya ilk etapta gitmek faydadan daha ziyade oraya yük. Yol yok, araçlar yolları tıkıyor. Yetkililer de zaten ‘Uzman olmayan kişiler gelmesin’ diye çağrıda bulunuyordu. Biz meseleleri yerinde tespit ettik, hemen ardından Kahramanmaraş, Adana, Malatya, Adıyaman ve Hatay’da lojistik merkezlerimizi oluşturduk. İnsanlarımıza da hem özel aynî yardımları hem nakdi yardım çağrılarımızı devam ettirdik. Tüm bağışçılarımıza teşekkür ediyorum. Bizi mahcup etmediler, insanüstü bir gayretle buradan, Türkiye’den yüzlerce gönüllümüz geldi. Bu gıda paketlerinin dağıtımından çadır kurmaya, seyyar tuvaletlerin organizasyondan manevi rehberliğe, sağlıktan mobil klinik, mobil aşevi, mobil fırına, çocuk oyun sahasına varıncaya kadar, rehabilite merkezine varıncaya kadar kurdular. Eksi 16-17 derece soğuğun altında 24 saat nöbet tuttular.

‘KİM GÖNDERDİ HÂLÂ BİLMİYORUZ’
Acil arama kurtarma ekibi oluşturduk. Çok profesyonel aletlerle orada canlara can olmaya çalıştık. Canlı kurtardığımız gibi maalesef göçük altında kalmış cenazelerimize de ulaştık. Bu kardeşlerimiz de etkilendiler, üzüldüler. Bölgeye giden gönüllerimizin de psikolojik desteğe ihtiyacı olduğunu gördük. Buradan hocalarımızı gönderdik. Zaman zaman beşer dakikalık konuşmalarla onları motive etmeye çalıştık. Allah’a hamdolsun bugün itibariyle yüzlerce TIR oraya geldi. Bazen hiç bilmiyorsunuz, adam 1 TIR mal göndermiş. Kim gönderdi onu da bilmiyoruz. Bir sabah baktım bir TIR kolilerle büyük çizme gelmiş. Ya çizme o kadar önemli ki, orada her yer çamur. Hayır sahibi bunu düşünmüş. Hasene bu işi gerçekten yerine ulaştırır diye göndermiş. Bahibini bugün hâlâ bilmiyoruz.

‘MİKRO YAŞAM DESTEĞİ VERELİM’
Ayni yardımlar 25 milyon Euro’yu buldu, şu anda yardım çağrılarımız devam ediyor ve bu bağlamda yetkililerle de görüşüyoruz. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay Bey’le görüştük. Yani kalıcı projeler noktasında nasıl bir çalışma yapılabilir konusunda. Sağ olsunlar onlar da bizlere birkaç formül önerdiler. Onlar da değerlendiriyor biz de değerlendiriyoruz. Bu depremin kısa vadede etkisinin bitmeyeceğini devlet yetkilileri de biliyor. ‘Biz bu konuyla ilgili bir mahalle kurabiliriz. Biz yaparız, parasını ödersiniz veya siz tamamen biz projeyi sunarız yapımı, işlemi, tamamen size ait olur’ şeklinde. İkisini de sundular. Bizim buradaki temel yaşam merkezleri oluşturmak. Çocuk köyleri, rehabilitasyon merkezleri, eğitim merkezleri, aş evleri, yetimhane... Yani oraya yerleştirdiğimiz görevliler buradakilerden olsun. Oraya yerleştirmiş olduğumuz depremzedelerin çocuklarını üniversiteyi bitirene kadar sahiplenelim. 18-19 yaşındaki deprem mağdurları meslek işleriyle uğraşmak istiyorsa, bir işyeri açalım, mikro yaşam alanı olabilecek şekilde. Yani terzi ise bir dükkan kuralım, kuaför ise aletleri alalım kirasını ödeyelim, kaportacı ise ona bir iş yeri açalım. Yani mikro yaşam desteği verelim.

‘KONTEYNER KENTLER KURUYORUZ’
Bu çalışmalar kısa vadeli olmayacak. ‘Çatısını örttüm, karnını doyurdum’ demeyeceğiz. Bu uzun vadeli, uzun soluklu bir maraton. Dolayısıyla teşkilat olarak artık bundan sonraki projeleri düşünüyoruz. Deprem bölgesinde mobil evlerimizle mobil kliniklerimizle, mobil fırınlarımızla hizmet veriyoruz. Adana, Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay ve Malatya’da lojistik merkezleri oluşturup buradan dağıtımlar yapıyoruz. Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman’da konteyner kentler oluşturuyoruz. Kahramanmaraş ve Adıyaman’dakiler başladı. Hatay’daki şu anda altyapıları oluşturuluyor. Kayseri, Bursa, Konya gibi büyükşehir belediyeleri altyapıları yapıyor. Kahramanmaraş’ta konteyner kentimizin sadece altyapısı 10 milyon TL’yi buldu.
Bir konteyner 23 metrekare. 40 bin TL’ye de var ama sadece saç. Bizimki izolasyonu güçlü, ‘lego’ sistemi olarak içinde katlanabilir bir konteyner. Sıcağı soğuğu geçirmeyen yalıtımlı bir konteyner. Banyo, tuvalet, mutfak, yatak odası, iki tane de ufak alanı dediğimiz oturma alanında kanepesi var. Beş kişi çok rahat kalabilir. İçindeki bütün yaşam malzemeleri, ısıtıcısı, kliması olanlar 90 bin TL. Biz bu şekilde olanı veriyoruz. Türkiye’de üretiliyor ve çok kaliteli. Önceden Van-Erciş depreminde de böyle bir tecrübemiz var. Bütün malzemeleri ile yaklaşık 150 bin TL’ye mal oldu bir konteyner. Biz bunu şimdi Maraş’ta, Hatay’da Adıyaman’da oluşturacağız. Tahmin ediyorum yağmur ve selden dolayı biraz gecikme oldu.
Allah nasip ederse bunun içinde mescit var, çocuklara rehabilite merkezleri var, marketi var, bildiğiniz bir yaşam alanı. Buradaki görevlendirmeleri de bölge insanından seçiyoruz. Doktor, bekçi hangi mesleği yapıyorsa maaşlı olarak o görevi veriyoruz.

‘İFTAR ÇADIRLARI OLUŞTURDUK’
Gıda ve temel ihtiyaç konularına gelince. Biz artık İstanbul’dan, Kocaeli’den, Konya’dan değil, deprem bölgesindeki esnaflardan alışveriş yapıyoruz ki, onlar da yavaş yavaş normal hayata dönsün. Onlar kazansınlar istiyoruz. Bizim almış olduğumuz miktarlar az bir miktar değil. Belki başka yerlerde 3-5 kuruş daha ucuz olabilir ama bu bir destektir. Ramazan ayı dolayısıyla çok büyük iftar çadırları kurduk. Kahramanmaraş’ta Sultan Abdülhamit Camisi var. Oraya iki tane 1000 kişilik iftar çadırı kurduk. Oyun alanları, konferans alanları... Camide depremden dolayı namaz kılınamadığı için teravihler orada kılınıyor, iftarlar orada veriliyor. 1000-1500 kişi günlük orada yemek yiyor. Çocuklara eğlence alanları oluşturduk, aynı yerde büyükler de sohbetler yapıyor. Uzmanlar gönderiliyor, bu kardeşlerimizin bazı özel ihtiyaçlarını gidermek için komisyonlarımız tespitler yapıyor. Maraş’ta bunu yaptık, aynısını Adıyaman’da, Malatya’da, Hatay’da yapıyoruz.

‘ONLARI DA UNUTMAYACAĞIZ’
Ben dünyanın her yerinden bize güvenip destek olan insanlarımıza teşekkür ediyorum. Allah onlardan razı olsun. Biz üç günlüğüne oraya gitmedik. Allah’ın iziyle depremin yarası sarılana kadar İslam Toplumu Milli Görüş Teşkilatları, Hasene derneğimiz olarak orada olacağız. İnşallah o kardeşlerimizin yarasını sarmaya çalışacağız. Şüphesiz vefat edenleri kimse geri getiremeyecek, Allah onlara rahmet eylesin. Biz biliyoruz, iman sahibi göçük altında kalan insanlar şehittir. Bu da ayrı bir tesellimizdir. Yaralılara Allah şifalar versin. Devletimiz bu konuda ciddi anlamda hastaneleri devreye sokarak tedavileriyle ilgileniyor. Geride kalan aileler var. Onların da artık ciddi anlamda farklı farklı ihtiyaçları var. Onlara da yardımcı olmak lazım. Biz teşkilat olarak elimizden gelen çalışmaları yapıyoruz. Ramazan’ı Şerif bunun için çok ciddi bir fırsat. Zekât ve fitre konusunda dünyanın birçok yerinde bu çalışmalarımızı bekleyen mazlum, mağdur insanlar var. Şüphesiz biz onları unutmayacağız. Elbette eskisi gibi onlara da yardımlarınızı götüreceğiz. Ama bu yıl fonlarımızın büyük bölümünü daha çok deprem bölgesindeki yaraları sarmak kullanacağız.”