5. Frankfurt Türk Tiyatro Festivali başladı

GALLUS Tiyatrosu’nda gerçekleştirilen festivalin açılışına Başkonsolos Burak Karartı, Hessen Eyalet milletvekili Turgut Yüksel ve sanatseverlerin yanı sıra, Aliye Uzunatağan, Süheyl Uygur, Behzat Uygur ile Barış Falay da katıldı. 14 Mayıs’a kadar sürecek festival kapsamında 7 oyun sahnelenecek, ünlü oyuncuların yer alacağı atölye çalışmaları, söyleşi ve paneller düzenlenecek.

‘TİYATRONUN MESAJLARINA İHTİYACIMIZ VAR’
Festivalin açılış konuşmasını yapan Başkonsolos Burak Karartı, Türk toplumunun kültürel alanda da Almanya’nın ayrılmaz bir parçası haline geldiğini söyledi. Festivaliin beşinci yılına ulaşmasının gurur ve mutluluk verici olduğunu belirten Karartı, şöyle konuştu: “Ülkemizi, toplumumuzu, kendimizi gerçek halimizle anlatabilmenin en etkili, en araçsız, en samimi yollarından biri tiyatro. Seyirciyle iletişimin de en doğal yapıldığı sanatlardan bir tanesi. Onu icra edenler değil, icrasına katkıda bulunanlar ve izleyenler de özel ve değerli. Dijittal uygulamalar, hayatın her alanında belirirken, bu durum insanların birbiriyle iletişimini ve etkileşimini gün geçtikçe azaltırken, tiyatronun, insana, hayata, geleceğe ve geçmişe dair mesajlarını işitmeye daha çok ihtiyacımız var. Frankfurt Türk Tiyatrosu da bu bakımdan önemli bir misyonu ve işlevi yerine getiriyor. Hem buradaki toplumumuza tiyatro bilincini yaşatıyor hem de Alman dostalarımıza kültürel değerlerimizi tanıtıyor.”

 

SANATI KADERİNE TESLİM ETMİYORUZ
Tiyatro Frankfurt Sanat Yönetmeni Kamil Kellecioğlu ise şunları söyledi: “Yaşamdan kesitler ve hikâyelerin inşa etteği, sanat ve sanatçı ile randevumuzun bugün beşincisinin coşkusunu yüreğimizde hissediyoruz. Dört yılda Devlet Tiyatroları, Şehir Tiyatroları ve özel tiyatrolarıyla 500’den fazla sanatçıyı ağırladık. Oyunlarımızı, günümüz modern tarihi sanatsal dokusu olan mekanlarda sahnelemenin de mutlululuğunu ve gururunu yaşıyoruz. Sanatı asla kaderine teslim etmiyor, ‘Sanata evet’ diyoruz.”

‘ALİYE UZUNTAĞAN: AFERİN KAMİL’
Konuşmasında, Kellecioğlu’nun yıllar önce kendisini çağırdığını belirten tiyatrocu Aliye Uzunatağan, o anları şöyle anlattı: “Birgün geldim. Hepsinin gözleri ışıl ışıl. Gündüz farklı işlerde çalışan birçok insan. ‘Biz tiyatro yapacağız’ diyorlar. Çok heyecanlandım. Korkaklığımdan, ‘Çocuklar bu işler o kadar kolay yapılacak işler değil’ demiştim. Artık, bu kadar pırıl pırıl insanın bir araya gelince dünyayı kurtaracağına inanıyorum. Frankfurt Türk Tiyatrosu o kadar büyük adımlar attı ki, ben bile şaşırdım. 15 yıl önce başladılar. Bir yığın tiyatroyla ilişki kurdular. Bir yığın ekip buraya geldi. Gayet büyük yapımları ağırladılar. Şaşkınım, ağlayım mı, sevineyim mi bilemiyorum. Aferin Kamil. Senin gibi insanlar bize onur veriyor. Bütün ekibi kutluyorum. Bizim işimiz hikaye anlatmak, bu çocuklar o kadar güzel anlatıyorlar ki, bir de üstelik yerli yazar çıkarıyorlar. Zeynep. Ben nasıl duygulanmayayım? 54 yıl kurumsal bir tiyatroda çalışmış bir sanatçı olarak bütün yüreğimle yanlarındayım.”

Festivalin ilk gösterisinde tek kişilik oyun ‘Shirley’ ile sahne alan Sumru Yavrucuk ise ayakta alkışlandı. Oyunda, Willy Russel’in, kadının yalnızlık içinde hapsolmuş dünyasına hayat veren ünlü sanatçı, yüksek performansıyla sahneye taşıdığı 42 yaşındaki ‘Shirley’i kaygı, tasa ve umutlarıyla birlikte seyirciye sevdiriyor.

Oyun sonrası dakikalarca süren alkışlar arasında tiyatroda kırkıncı yılını doldurduğunu belirten Yavrucuk, “Çok üzüldüğüm, çok sevindiğim anlar oldu. Genelde baktığım zaman tiyatro beni mutlu etti. Ben de sizi mutlu ettiysem ne mutlu bana” diye konuştu.

Festivale katılan sanatçılar da seyircilerle buluşmanın keyifli olduğunu belirterek şunları söylediler:
Behzat Uygur: Frankfurt, artık geleneksel hale gelen, yurtdışındaki önemli tiyatro festivallerinden biri oldu. İkinci kez katılıyoruz. Geçtiğimiz yıl da Marko Paşa müzikali ile gelmiştik. Seyircinin yoğun ilgisiyle karşılaştık. Bu festival, çok değerli oyunlar, çok değerli sanatçıların katılımıyla gerçekleştiriliyor. Tiyatro dolu günler yaşanıyor. Türkiye’den çok değerli eserlerin buradaki vatandaşlarla, Almanlarla buluşması, dünya tiyatrosu açısından da önemli bir durum. Yurtdışındaki buluşmalar daha sık yapılmalı. Dünyanın her yerinde olmalı. Tiyatrocu arkadaşlarımızın seyircilerimizle buluşması çok güzel bir olay. Biz vazifemizi yaptık. İstanbul’dan kalkıp geldik. Artık bundan sonra söz seyircinin. Yalnızca talep edilmemeli. İlgi karşılıklı olmalı.

Barış Falay: Benim mesleğim tiyatro. Yıllarca tiyatro sahnesine çıktım. Onun bana kattıkları sayesinde televizyonlar aracılığıyla geniş kitlelere ulaştım. Kökenimin tiyatro olması bana bu avantajı sağladı. Festivaller konusunda iki iyileştirici bir arada. Hem tiyatro iyeliştirici hem de bunu festival kampasına almak. Gerek tiyatrocuları bir araya getirmesi, gerekse bizim için yurtdışında yaşayan Türkiye kökenli vatandaşlarla buluşuyor olmak çok güzel, çok keyifli.

Süheyl Uygur: Frankfurt, benim ilk yurtdışında oynadığım yer. Daha önce hep yurt içinde oynamıştım. Tiyatronun bütünleştirici olması açısından çok keyifli bir olay. Pek çok tiyatrocu, Türk ve Alman izleyiciyle bir araya geliyor. Bizleri görüp memleket hasreti gideriyor. Biz de onları mutlu etmenin mutluluğuyla işimizi daha çok seviyoruz. Araya başka birileri girmiyor. Gözlerinin içinin güldüğünü görüyorsunuz. Bu sanatın büyüklüğü. Umarım festival devam eder.