Güncelleme Tarihi:
Almanya'nın Frankfurt kentinde yaşayan 1952 İstanbul doğumlu, Ermeni asıllı Türk ve Alman vatandaşı tıp doktoru Ara Abahuni, 42 yıl sonra doğduğu şehri ziyaret edecek olmanın heyecanını yaşıyor.
Abahuni, babasıyla önce Fransa'ya gidip daha sonra da 1970 yılında Frankfurt'a yerleştiklerini söyledi.
Dedesinin, babasının ve kızının da kendisi gibi doktor olduğunu anlatan Abahuni, 25 yıl önce Frankfurt'ta muayenehane açtığını ve hastalarının yüzde 80'inin Türk olduğunu dile getirdi.
Türkiye'ye 42 senedir gidemediğini belirten Abahuni, "Askerliğimi yapmamıştım Türkiye'de. Burada Almanlar dediler ki 'Türkiye'ye gidecek olursanız askerlikten dolayı Türkiye'de bir hadise olursa biz buradan müdahale edemeyiz. Okumak için, muayene açmak için mecburen Alman vatandaşı oldum. Burada yaşamaya devam ediyoruz" diye konuştu.
"Yüzde 90 sakatlık raporum var"
Askerlik yapmadığı için Türk konsolosluğuna gitmeye çekindiğini aktaran Abahuni, şöyle devam etti:
"Almanya'da rahatsızlığımdan dolayı askerlik yapamaz belgesi aldım. Frankfurt'taki Türk konsolosla konuştum 'ben burada çürüğüm, yüzde 90 sakatlık raporum var' dedim. Onlar da 'tamam getirin raporları' dedi. Biz bütün raporları topladık ,Türkçe'ye çevirdik. Belgeleri konsolosluk üzerinden Türkiye'ye, askerlik şubesine gönderdik. Sonra askere elverişli değildir belgesi aldık."
Abahuni, askerlik sorununun çözümü için detaylı bir araştırma yapamadığını ve tam anlamıyla yol gösteren olmadığını vurgulayarak, "Ben burada birine 'çürüğüm' dedim, o kişi de 'sen burada hastaysan orada hasta çıkacaksın. Git konsolosluğa kağıtlarını ver' dedi. Bundan 16 yıl önce Marmara Depremi olmuştu. O zaman o insanlara ilaçlar yollamıştım konsolosluk üzerinden. Sonra da İçişleri Bakanlığı bana bir teşekkür mektubu verdi. Belgeyi almak için konsolosluğa gittim ama o akşam da anlatamadım durumumu" dedi.
"Biraz daha anlatsam mendili çıkaracağım cebimden"
Ara Abahuni, ailesinin Türkiye'ye sürekli gidip geldiğini ve Türkiye'den hep övgüyle bahsettiklerini ifade etti.
Türkiye'ye gitme kararı almasında ülkedeki olumlu politik şartların da etkili olduğunu kaydeden Abahuni, Türkiye'nin özellikle son yıllarda her alanda önemli gelişmeler kaydettiğini söyledi.
Türkiye'den ayrı olmasına karşın Türkiye'deki gelişmeleri yakından izlediğini dile getiren Abahuni, "Akşamları Türk televizyonlarını izliyorum, boğazdan geçen gemilere bakıyorum. Hani biraz daha anlatsam dayanamayıp mendili çıkaracağım cebimden. Çok büyük hasret içindeyim. Burada kuralların kurbanı oldum" diye konuştu.
İstanbul'a gitmeyi sabırsızlıkla beklediğini ve son günlerde heyecandan uyuyamadığını gözyaşları içinde anlatan Abahuni, şöyle devam etti:
"İstanbul'a gidince Taksim'den Şişli'ye yürümek istiyorum. Ondan sonra bir Kumkapı'ya gitmek istiyorum. Zaten dört günlüğüne gidiyorum bir de vakit bulursam sevdiğim 'Fenerbahçe' isimli gemiyle boğazı dolaşmak istiyorum. Çok kıymetli hatıralarım var İstanbul'da. Kendi kendime dedim ki 'öleceğiz, bari ölmeden bir Türkiye'yi göreyim."
"Pırlanta gibi memleketimiz var"
Ara Abahuni, 42 yıllık Türkiye hasretinin son bulacak olmasından dolayı büyük heyecan yaşadığını vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Yeter artık gidip İstanbul'u görmek istiyorum. Çarşamba günü gidip pazar günü Allah isterse geri döneceğim. Pırlanta gibi memleketimiz var. Karadeniz'e gidersiniz İsviçre'de zannedersiniz kendinizi. Ege'de, Antalya'da başka bir hava. Öyle memleket ki aynı anda denize girebilir, kayak yapabilirsiniz. Yok böyle bir memleket. İstanbul'a gitmek benim rüyam, inşallah 11 Kasım Çarşamba günü gerçek olacak."
"Vatandaşlarımızın hasreti bizim de hasretimizdir"
Türkiye'nin Frankfurt Konsolosu Özkan Durmaz da Abahuni'nin hikayesinden çok etkilendiğini ve askerlik engelinin ortadan kalkması için gereken işlemleri ivedilikle yaptıklarını söyledi.
Benzer durumdaki tüm vatandaşlara yardımcı olmak için gerekeni yapmaya hazır olduklarını belirten Durmaz, şunları kaydetti:
"Son dönemde hükümetimizin politikaları doğrultusunda, Dr. Abahuni'nin durumunda olduğu gibi yıllarca ülkesinden ayrı düşmüş ancak hiçbir suça karışmamış Ermeni olsun, Süryani olsun, Kürt olsun, tüm vatandaşlarımızın vatan hasretlerine son verdirmek için çabalıyoruz. Daha Dr. Abahuni'nin, bir tıp doktoru olan kızını da nüfus kayıtlarımıza işleteceğiz. Her vatandaşımız bizim için kıymetlidir ve kaybetmek istemeyiz. Onların hasreti bizim de hasretimizdir."