Güncelleme Tarihi:
SURİYEnin Osmanlı Devleti idaresinde bulunduğu döneme ait şeriye sicilleri Arapçadan Türkçeye çevriliyor.
Yaklaşık 7 aydır devam eden proje, Türkiye ve Suriye Devlet Planlama Teşkilatları arasında imzalanan Bölgelerarası İşbirliği Programı çerçevesinde yürütülüyor. Program kapsamında Halep şeriye sicilleri üzerinde çalışan uzmanlar, şimdiye kadar 400 yıllık döneme ait sicil defterlerinin ancak 40 adedinin tercümesini tamamlayabildi.
Tercüme çalışmalarını yürüten 8 kişilik ekipte Yrd. Doç. Dr. Mehmet Kabacık (resimde), Doç. Dr. M. Ali Şimşek, Yrd. Doç. Dr. Metin Akis, Dr. Salih Tur, Dr. Fahri Hoşab, Okutman H.İbrahim İnce, Mehmet Karakuş ve A. Mecid Şentürk yer alıyor.
Ekibin koordinatörü Kabacık yaptığı açıklamada, iki ülke Devlet Planlama Teşkilatları arasında anlaşmalar imzalandığını hatırlatarak, "Bu anlaşmalar çerçevesinde ortak tarihimize ait çalışmalar yaparak, iki ülkenin kültürel yakınlaşmasına katkıda bulunmak amacıyla böyle bir çalışmayı yürütüyoruz" dedi.
"BELGELERİN ÇOK AZ BİR KISMINI ÇEVİREBİLDİK"
Suriyenin Osmanlı Devleti idaresinde olduğu döneme ait çok fazla belgenin olduğunu belirten Kabacık, "Biz sadece Halep şeriye sicilleri üzerinde çalıştık. Halepe ait 1060 civarında kayıt defteri var. Bu defterlerin içinden 40 tanesini 16. ve 17. yüzyıl ağırlıklı olarak seçip tercüme ettik" diye konuştu.
Halep dışında Suriyenin diğer kentlerine ait şeriye sicilleri ve sultan emirleri gibi çok sayıda evrakın bulunduğunu anlatan Kabacık, "Şeriye sicilleri, devletin resmi evraklarının kaydedildiği tek yer. Günümüzde, bir ilde ne kadar resmi kurum varsa bütün bunların kaydı, o dönemde sadece kadı tarafından yapılıyordu. Bu nedenle şeriye sicillerinde her türlü bilgiyi bulmak mümkün. Bu kayıtlar, bölge tarihi üzerine çalışan araştırmacıların yanı sıra bölge ekonomisi, sosyolojisi ve hukuki yapısı alanında araştırma yapan uzmanlar için de ham malzeme özelliği taşıyor" dedi.
"BELGELERDEN ÇOK AZ TARİHÇİ FAYDALANABİLDİ"
Bugüne kadar, bu kayıtlar üzerinde çok az tarihçinin çalıştığını kaydeden Kabacık, "Bölge üzerine çalışan çok az sayıda uzman Arapça biliyor. Ayrıca, yıpranmış, parçalanmış belgeleri, yüzlerce farklı katibin elinden çıkmış yazıları okumak zaman zaman sıkıntılar oluşturabiliyor" diye konuştu.
Kabacık, şeriye sicillerinde devlet meseleleri, komşu kavgaları, köle ve at fiyatları, hac turları, çeşitli dedikodular, evlenme-boşanma, aile içi anlaşmazlıklar, azınlıklar için içki serbestisi gibi idari ve toplumsal olayların kayıtlarının bulunduğunu söyledi.
KADINLAR EŞLERİNE DAVA AÇABİLİYOR
Kabacıkın verdiği bilgiye göre, davaların önemli bir bölümünü boşanma ve mihir davaları oluşturuyor. Tercüme edilen kayıtlardan örnekler anlatan Kabacık, şunları belirtti:
"Boşanmalarda kadı, kadına 20-30 altın civarında mihir bedeli ödenmesi kararı verebiliyor ki bu bedel o dönemde Halepte bir ev fiyatına denk geliyor. Kayıtlarda yer alan bir davaya göre, mihir bedelini yüksek bulan bir erkek boşanmak istediği eşiyle tekrar evlenmek istiyor ancak kadı müsaade etmiyor.
Yine dava kayıtlarına göre, bazı mahrem, cinsel meseleler konusunda kadınlar mahkemeye başvurarak, eşlerinden şikayetçi olabiliyor. Bu örnekten yola çıkarak, 1500lü yıllarda kadınların bu hususlarda mahkemeye gelerek hak arayabilmeleri önemli bir noktadır.
Diğer ilgi çeken konulardan birisi de Halep ile İstanbul arası 1200 km civarında olmasına ve dönemin şartlarına göre ulaşmak haftalarca sürmesine rağmen insanlar gerektiğinde en küçük meselelerini dahi divan-ı hümayuna yazarak veya bizzat giderek bildirmekte ve bu konularda padişahtan hükümler, emri şerifler getirmektedirler.
Halepte yaşayan gayrimüslim vatandaşlar, kendilerine yeni yöneticiler tarafından içki yasağı getirilince soluğu İstanbulda almışlar ve bu konuyla ilgili yeni hüküm getirmişlerdir. Padişahın hükmünde, gayrimüslim vatandaşların içki içmesinin engellenmemesi ve ayrıca bu hükmün bundan sonra engel çıkartmak isteyeceklere karşı gayrimüslimlerin ellerine bırakılması istenmiştir."