4. sınıfta çocuğunuz var mı?

Güncelleme Tarihi:

4. sınıfta çocuğunuz var mı
Oluşturulma Tarihi: Şubat 21, 2012 00:00

Varsa, mart ve nisan aylarına dikkat edin. Bu aylar ileriyi görmenin çok gerekli olduğu aylardır.

Haberin Devamı

Motorlu taşıt kullanmak için sürücü kursuna gittiyseniz, bilirsiniz. Acemi sürücüler araba kullanırken otomobilin hemen önüne bakarlar. Kurs öğretmenleri acemi şoför adayına ileriye bakmalarını söylerler. İleriye bakan, kullandığı arabayı daha iyi yönlendirir ve kaza riskini azaltır.

Aynı şey çocuğunuzun geleceği için de geçerlidir.

Çünkü ilkokulun dördüncü sınıfı onun geleceği için önemli bir dönüm noktasıdır. Mart ve nisan aylarında çocuğunuzun gelecek sene hangi okula gideceği belli olacaktır. Çocuğunuz Hauptschule’ye mi, Realschule’ye mi, liseye mi yoksa Gesamtschule’ye mi gidecek?

Çocuğunuzun hangi okula gideceğine kim karar verecek? Daha çok çocuğunuzun gittiği ilkokul. Özellikle de sınıf öğretmeni. Anne baba olarak sizin, okulun kararını değiştirme hakkınız var mı?

Genellikle e v e t.

Hemen sevinmeyin! Okul, çocuğumu Hauptschule’ye göndermek istiyordu, ben Realschule’ye gönderilmesini veya liseye gönderilmesini sağladım, deyip, bu konuyu da böylece halletttim zannetmeyin.

Çünkü sizin kararınız sadece belli bir süre için geçerli. Genellikle 6 ay. Yani gelecek sene ocak ayının sonunda alınan karneye kadar. Ondan sonra yine okulun vereceği karar önemli. Yapacağınız itirazların fazla bir faydası olmaz. O zaman ne yapacağız? Ne yapılması gerekiyorsa, onu yapacağız.

İleriyi görmek:

Yapılması gereken nedir? İleriyi görmektir.

Yani şimdiden önlem almaktır. Önlemi nasıl alacağız?

Önce şu anda ilkokul dördüncü sınıfa giden çocuğumuzun ocak ayı sonunda aldığı karneyi iyice inceleyin.

İlkokul dönemi çocuklarımızın sevimli olduğu bir dönemdir. Bu sevimliliğin verdiği rahatlık içinde çocuklarımızın tüm dersleri normal bir şekilde yapabildiğini zannederiz. Çoğunlukla çocuklarımızın bilgi eksikliklerinin farkına varamayız. İş güç derken zaman elinizden kayar gider.

Görünüşe bakarsanız, çocuklarımız, Alman çocukları gibi Almanca konuşur. Konuşurken Almanca hataları pek belli olmaz. Bu nedenle biz onların okul için yeterli Almanca bildiğini zannederiz. Fakat işin aslı öyle değil.

Almanaca’daki eksiklikler daha çok yazılı Almanca’da ortaya çıkar. Çocuklarınız birkaç cümle yazdığı zaman, yanlışları daha iyi görürsünüz. Okuldaki başarı için sözlü Almanca kadar yazılı Almanca da gereklidir.

Bildiğiniz gibi, ilkolkul dört sene sürer. Dört sene dediğiniz nedir ki? Bir de bakmışsınız, çocuğunuz dördüncü sınıfa gelivermiş. Bu arada göze batmayan bilgi eksiklikleri birikir de birikir. Ve aniden karşınıza yetersiz Almanca notu olarak çıkıverir. Artık bu not kimi zaman 3 (befriedigend)), kimi zaman 4 (ausreichend), kimi zaman da 5 (mangelhaft) olarak karşınıza çıkar.

Şimdi diyeceksiniz ki, 4 ve 5’i anladık. 3 notu (orta / befriedigend) neden yetersiz olsun?

Anlatayım. Bunun iki sebebi var:

1. Artık Almanya’da büyük bir rekabet ortamı oluştu. İş bulmada, iyi bir mesleki eğitim yeri bulmada ve iyi bir okula girebilmede. Bu nedenle anne baba olan sizlerin seneler önce öğrenciyken aldığınız 3 notunun değeri artık o eski 3 değil. Bunu bir enflasyon gibi düşünün. 20 sene önceki 100 Mark ile bugünkü 50 Euro aynı değerde mi? Eğitim sisteminde de böyle. Eskiden 3 notu ile girebildiğiniz okullara bugün giremiyorsunuz.
Girseniz de okulda uzun süre kalamıyorsunuz.

2. İlkokulun dördüncü sınıfında 3 olan Almanca notu, öğrenci 8. sınıfa geldiği zaman 3 olarak kalmıyor. Öğrencilerin büyük çoğunluğunda bu not 4’e düşüyor. Hatta bazılarında 5’e düşüyor.

Alman okullarında 4 notu ne anlama gelir, biliyor musunuz? Bu, sarı ışıkta lambaları geçen son arabaya benzer. Her an kırmızı ışığa yakalanma tehlikesi vardır. Yani başarısız olma ihtimali yüksektir. Artık Almanya piyasasında 4 notu ile bir yara varmanız, çok zor. Kısacası 4 notu ile gençlere artık doğru dürüst bir mesleki eğitim yeri verilmiyor.

Çocuğunuz dördüncü sınıftaysa ve Almanca notu 3 veya 4 ise şunları dikkate almanızda yarar var:

1. Çocuğunuzun mutlaka özel olarak desteklenmesi gerekir. Çocuğum daha küçüktür, ilerde nasıl olsak kendi eksikliklerini kendi kapatır diye beklemeyin. Dil öğreniminde genel bir kural vardır: Çocuğun yaşı ner kadar küçük olursa, dili öğrenmesi o denli kolay ve çabuk olur.

2. Çocuğunuza kendiniz yardım edecek durumdaysanız, Hürriyet Gazetesi’nin bu sitesindeki “Çocuğunuz derslere nasıl çalışmalı?” başlıklı yazıdaki hususlara dikkat ederek ders çalıştırmaya gayret edin.

3. Çocuğunuzu için diğer bir seçenek de profesyonel yardım almak. Örneğin dersaneye (Nachhilfe-(Unterricht) göndermek. Çocuğunuzu dersaneye gönderirseniz, grup dersini tercih etmeyin. Mümkünse birebir ders verdirin. Yoksa daha yüksek sınıflarda özel ders verdirmek zorunda kalırsınız. Hemde daha çok para harcayarak.

Uzun sözün kısası:
Çocuğum daha küçük deme,
İleriyi görmeyi ihmal etme !

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!