Güncelleme Tarihi:
9 Kasım, sadece Berlin ve Almanya için değil, tüm dünya için kara bir tarihin kapanışının 30’uncu yılı. Dünya edebiyatına ‘Utanç Duvarı’ olarak giren ‘Berlin Duvarı’ 9 Kasım 1989’da yıkılınca, insanlar sevinç çığlıklarıyla Batı’ya, özgürlüğe koştu. Tüm dünya sadece Almanya’yı değil dünyayı ikiye bölen Berlin Duvarı’nın açılmasıyla ‘Demir Perde’nin yıkılışını heyecanla izledi.
‘Berlin Duvarı’nın yıkılmasına en çok sevinenler, Almanlarla birlikte Türkler oldu. Özellikle Berlin’de yaşayan Türkler, duvarın ne anlama geldiğini çok iyi biliyorlardı. Çünkü ‘Utanç Duvarı’na iki çocuk kurban verdi ve olayın yıldönümünde ellerinde ‘Yıkılsın Utanç Duvarı’ pankartları, protesto gösterileri düzenledi.
UTANÇ VERİCİ BEKLEYİŞ
Kenti boydan boya ikiye bölen 150 km uzunluğundaki duvarın ilk Türk kurbanı Cengaver Katrancı oldu. 8 yaşındaki ilkokul öğrencisi Cengaver Katrancı, annesi ve üç kardeşiyle Kreuzberg kentinde yaşıyordu. Cengaver, Doğu ile Batı Berlin arasında sınır olan Spree Nehri üzerindeki tarihi Oberbaum Köprüsü’nden 100 metre ötede bir arkadaşıyla top oynuyordu.
Tarih 30 Ekim 1972, saatler öğleden sonra biri gösteriyordu.
İki arkadaş daha sonra nehir kenarına giderek kuğulara ekmek attı. Cengaver tam bu sırada dengesini kaybederek kıyıdan Spree Nehri’ne düştü. Arkadaşı, kıyıda balık tutan bir kişinin yanına koşarak yardım istedi. Çocuğu kurtarmak için suya atlamaya hazırlanan adam, birden Spree Nehri’nin Doğu Berlin’e ait olduğu ve karşıda silahlı sınır muhafızlarının kurşunlarına hedef olacağı korkusuyla vazgeçti.
Batı Berlin polisi ve itfaiyesi Doğu Berlin sınır muhafızlarıyla irtibata geçti. Batı kıyısında iki dalgıç suya atlamak için Doğu’dan gelecek özel izni bekledi. Olay yerine koşup gelen yüzlerce insan utanç verici çaresizliğin tanığı oldu.
Olaydan 1.5 saat sonra, yaklaşık 14.30 sıralarında bir Doğu Berlin kurtarma botu nehre düşen Cengaver’i aramak için geldi. Yarım saat sonra Cengaver’in cesedi sudan çıkarıldı. Ancak cesedi Batı kıyısına getirmesi beklenen polis, sınır ihlali korkusuyla botla Doğu kıyısına hareket etti. Cengaver’in cesedi otopsi için Doğu Berlin’de Charite Hastanesi Adli Tıp Enstitüsü’ne götürüldü. Çocuğun cesedini gelip alabilmesi için annesi ve bir akrabasına Doğu Berlin’e giriş izni verildi. Aile, Cengaver’in cesedini alarak Batı Berlin’e getirdi ve ardından da Ankara’da toprağa verdi.
İKİNCİ TÜRK ÇOCUK KURBAN
İkinci kaza 11 Mayıs 1975’te yine aynı kıyıda yaşandı. O gün Çetin Mert’in aynı zamanda yaş günüydü. Babası Çetin’e yaş günü hediyesi olarak beyaz bir spor ayakkabısı almıştı. Aile 5 yaşına giren Çetin’in yaş gününü kutlamak için evde piknik hazırlığı yapıyordu. Çetin, bu arada bir arkadaşıyla dışarıda top oynamaya çıktı. Top Spree Nehri’ne yuvarlandı. Çetin, suyun üzerindeki topu bir sopayla kıyıya çekmek isterken dengesini kaybedip suya düştü.
Saatler 12.30’u gösteriyordu.
Yine aynı sahneler yaşandı. Batı Berlin’den hiç kimse suya atlamak için cesaret edemedi. Doğu Berlin polisinden özel izin çıkması beklendi. Saat 13.10 sıralarında bir Doğu Berlin kurtarma botu gelerek, Çetin’i aradı. Bir saat sonra Çetin’in cesedi suya düştüğü yere 5 metre uzaklıktan çıkarıldı. Doğu Berlin sınır muhafızı, Cengaver Katrancı’da yaptığı gibi Çetin’in cesedini de Doğu kıyısına götürdü. Çetin’in cesedi günler sonra ailesine teslim edildi ve Düzce’de toprağa verildi.
Berlinli 2 bin kadar Türk olay yerine toplanarak, ellerinde ‘Yıkılsın Utanç Duvarı’ yazılı pankartlar ve ‘çocuk katilleri’ sloganlarıyla gösteri yaptı. Olayın yıldönümünde de Türkler bir süre protesto gösterileri düzenledi.
FOTOĞRAFI ÇIKTI
Çetin Mert’in boğulmasıyla ilgili en sarsıcı olay ise duvarın yıkılmasından sonra ortaya çıktı. Doğu Alman gizli servisi dosyalarında Çetin’in nehre düşerken çekilmiş fotoğrafı bulundu. İki Doğu Berlin sınır muhafızının çocuğun suya düşerken resmini çektiği, ancak ellerinde hemen haber verme imkânı bulunmadığı için olayı merkeze haber verinceye kadar uzun zaman geçtiği anlaşıldı.
28 YIL 2 AY 28 GÜN
‘Utanç Duvarı’ inşaatından 28 yıl, 2 ay, 28 gün sonra Doğu Almanların ‘Biz Halkız’ gösterileriyle açıldı. Duvarın açıldığını duyan binlerce insan sınır kapılarına koştu. Günlerce Doğu Berlin’den Batı’ya insan seli aktı. Özgürlüğe kavuşan insanlar önüne gelen polise, gümrük memuruna, Batı Berlinlilere sarılarak, duvarın açılışını kutladı.
Duvarın açılmasıyla birlikte olaylar başdöndürücü hızla gelişti.
İki Almanya birleşti.
Duvarın yıkılmasının 30’uncu yılı 200’ün üzerinde etkinlikle Berlin’de kutlanırken, 30 yıl sonra Doğu eyaletlerinde aşırı sağın güçlenmesi kafalarda yeni duvarların oluştuğunu gösterdi. 30 yıl önceki sevinç, Batı’da endişelere Doğu’da ise ikinci sınıf Alman algısına dönüştü. Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier, ‘Berlin Duvarı’nın inşaasının 58’inci yılı vesilesiyle yaptığı konuşmasında, “Almanya’yı ayıran en büyük duvar yıkıldı. Ancak 24 Eylül seçim sonuçları gösteriyor ki, daha az görünür, dikenli telleri ve idam cezaları olmayan yeni duvarlar örülüyor” uyarısında bulundu.