Güncelleme Tarihi:
* Berlin’de Klasik Türk Müziği’ne başlayalı ne kadar oldu?
Almanya’da kurduğumuz ‘İstanbul 81’ adlı müzik grubumuz dağıldıktan sonra 2000 yılında koroya başladım. Dernekten de sürekli katılmamı istiyorlardı. Kızım Nihan 1996’da benden önce koro üyesi olmuştu. Ben de 2000 yılında koroya girdim. 22 yıl oldu.
* Koro olarak salgın dönemini nasıl geçirdiniz?
Açıkçası çok zor oldu bizim için. Müzik yapan insanların, toplulukların oyuncağı elinden alınmış gibi oldu. Bu arada 3 tane konser tarihini es geçmek zorunda kaldık. İyice canımızı sıktı bu durum. Ancak sonra online çalışmaya başladık, Zoom üzerinden provalar yaptık.
Yaklaşık 30 kişi katıldı. O sayede bir repertuar çalışabildik. Nisan ayındaki konseri bu provalar sayesinde çıkarıyoruz. ‘Boş durmayalım’ diye başlamıştık. Ancak sonra korodaki arkadaşlar ‘Bu repertuarlar çok iyi oldu neden sahnelemiyoruz’ dedi. Mantıklı geldi. Üç dört klasik şarkı ilave ederek konser repertuvarı hazırladık. Aslında ilk konserde Dede Efendi’yi icra etmeyi planlamıştık. Ancak Dede Efendi başlı başına bir derya olduğu için bizi çok zorlayacaktı. Önümüzü göremiyorduk. Bir iki hafta çalışıp kapanmaya gidiyorduk. Bu şekilde Dede Efendi’yi çalışamazdık.
ENSTRÜMAN ÇALAN DAHA İYİ ŞARKI SÖYLER
Evet gelecek sanatçılarımız var. Yahya ve Canan Geylan çifti gelecek. Muhteşem müzisyenler. Yahya, aynı zamanda Üsküdar Musiki Cemiyeti Derneği’nin de koro şefidir. Canan ise aslında keman sanatçısıdır. Enstrüman çalan insanlar çok daha iyi şarkı söylerler. Çok beğenileceklerine inanıyorum. İlk kez geliyorlar.
* Korona döneminde üye kaybettiniz mi?
Aslında korona döneminde üye kaybederiz diye düşünüyorduk. Ancak tam tersi oldu. Şu anda 80 civarında koro üyemiz var. Tabi hepsinin sahneye çıkması mümkün değil. Konserde 50’yle sınırlandırmak zorundayız.
Aslında öyle ama tam tersine gençler ilgi gösteriyor. Her yaş grubundan üyeler var. Yani 20’li yaşlardan 70’lere kadar. Zaten bu farklı sesler, farklı olgunluktaki sesler koroyu koro yapar. Hem olgun hem genç sesler.
* Klasik Türk müziği derken tam olarak ne anlamalıyız?
Yani klasikten kastım, eski saray müziği dedikleri Hacı Arif Bey, Itri, Dede Efendi, Meragi gibi büyük üstadların müzikleri. Mesela Meragi 1435’te ölmüş. Biz burada onun müziğini dahi yapabiliyoruz.
* Koro tam olarak ne zaman kuruldu?
1988’de Remzi Altıok, rahmetli Necati Gürbaca ve Özcan Erkan tarafından kurulmuş. Türk Sanat Müziği olarak kurulmuş ama klasik müziğe başlamışlar. Onun eksikliği hissedilmiş. Şu anda birçok koro var ama Klasik Türk Müziği yapan yok. Kemikleşmiş 1200 kişilik seyirci kitlemiz var. Her konserimizde de salonu dolduruyorlar. 1996 senesinde de resmi dernek kuruluyor. Berlin Klasik Türk Müziği Derneği.
Bana göre Türk Sanat Müziği tabiri doğru değil. Türk Sanat Müziği sanat da halk müziği sanat değil mi? Ona da Türk Sanat Halk müziği mi diyeceğiz. Derneğimiz kurulduğundan bu yana bu konuya dikkat etti. İlk koro hocamız Bahattin Tarı, sonra rahmetli Nuri Karademirli. Bir dönem Mustafa Sayan bizim hocalarımızdan biriydi. Unutmayalım Tahsin İncirci hocamız vardı. Sonra Abdullah Tekyay ve yaklaşık 7 yıldır koro şefi olarak ben götürüyorum.
* Son dönemlerde Berlin’de çok sayıda koro kuruldu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben şikâyetçi değilim. Benim kulvarımda başka koro olmadığı için. Keşke olsa da onla da güzel rekabet etsek. Biz, 2018’de Klasik Türk Müziği’ni Avrupa’da en iyi uygulayan topluluk ödülü aldık. Türk Musikisi Federasyonu (TÜMFED) tarafından Avrupa çapında yapıldı. Paris ve Roterdam’daki klasik musiki koroları da katıldı bu değerlendirmeye. Ama o kadar koro arasında bizi layık gördüler. Ne kadar çok koro olursa Türk müziği adına kazanç olur. Platform genişler, her koronun kendi seyircisi olur. Bu da hoş bir şey.