Güncelleme Tarihi:
HER şey planlandığı gibi giderse Dr. Akın Yıldırım, 2022 yılı mayıs ayında NASA’nın yeni teleskobuyla 3 milyar yıl uzaklıktaki ‘RXJ1131-1231’ galaksisini yaklaşık 10 saat boyunca gözlemleyecek. Dr. Akın Yıldırım, evrendeki galaksilerin birbirinden uzaklaşma hızını tespit ederek evrenin ne kadarının ‘madde’, ne kadarının ‘karanlık madde’ ve ne kadarının ise ‘karanlık enerji’den oluştuğuna net yanıt aramaya çalışacak. Şu ana kadar kesin olmamakla birlikte evrende yüzde 74 oranında karanlık enerji, yüzde 22 civarında karanlık madde ve yüzde 4 civarında ise görünür ve hissedilir madde olduğu tahmin ediliyor. Araştıracakları projeyi tanıtan Dr. Yıldırım, şunlırı söyledi: “Büyük patlamadan sonra evrendeki galaksilerin sürekli birbirinden uzaklaştığını biliyoruz. Ancak galaksiler gravitasyonlarına göre farklı hızlarla birbirinden uzaklaşıyor. Hubble Sabiti sayesinde galaksilerin uzaklaşma hızını hesaplayabiliyoruz. Bu neden önemli? Bu sayede evrende ne kadar madde, ne kadar karanlık madde ve ne kadar karanlık enerji olduğunu hesaplayabiliyoruz. Bu, şu anda tartışmalı bir konu. Araştırmamızda buna somut bir cevap bulmaya çalışacağız. Bundan 10 yıl önce cep telefonlarının kamerasıyla 2 megapixel kalitesinde fotoğraf çekebilirken bugün 16 veya 32 megapixel kalitede çekebiliyoruz. Tıpkı bunun gibi yeni teleskop da uzayın derinliklerini çok daha net ve detaylı görmemize imkân sağlıyor. Bu nedenle NASA’nın yeni uzay teleskobunun evrenin ilk dönemlerine ait daha iyi bilgiler öğrenmemizi sağlayacağına inanıyorum.”
“Yeni teleskopla bizden 3 milyar yıl uzaklıktaki ‘RXJ1131-1231’ galaksisini gözleyeceğiz. Çünkü bu galaksinin arkasında bir kara delik bulunuyor. Bir kara delik, bir galaksiyi veya planeti yuttuğu zaman ‘Quasar’ adını verdiğimiz bir nevi bir ışık yayar. Bu kara deliğin yaydığı ışık bizim gözlemlediğimiz galaksiden geçiyor. Aslında bu ışık tek bir kaynaktan gelmesine rağmen galaksinin gravitasyonundan dolayı ışık dört ayrı şekilde galaksinin çevresinde görünüyor. Işığın nerede oldugunu, geçtiği galaksinin gravitasyonu belirliyor. Biz de galaksinin gravitasyonunu hesap ederek arkadaki kara delikle galaksi arasındaki mesafeyi ve birbirinden uzaklaşma hızını tespit edebiliyoruz.”
‘10 SAAT GALAKSİMİZİ İZLEYECEĞİZ’
Stuttgart doğumlu Dr. Akın Yıldırım’ın aile 1960’larda Almanya’ya göç eden ilk kuşak Türklerden. Stuttgart’ta fizik öğrenimini tamamladıktan sonra Heidelberg Üniversitesi’nde astrofizik alanında kara delikler konusunda doktorasını yaptı. 2016’da ise Almanya’nın önde gelen bilim kuruluşlarından olan Max Planck Enstitüsü’nde çalışmaya başladı. Geçen yıl ekim ayında NASA’ya başvurdu. Yıldırım’ın projesi NASA’daki ilgili komite tarafından teleskobun ilk yılında araştırılacak projeler arasına seçildi. Akın Yıldırım, “Eğer planlandığı gibi giderse gelecek yıl mayıs ayında 10 saat boyunca yeni uzay teleskobu üzerinden hedeflediğimiz galaksimizi izleyeceğiz. Biz, NASA’ya izlemek istediğimiz koordinatları vereceğiz ve NASA operatörleri de o gün o saatler için teleskobu bizim istediğimiz bölgeye yönlendirecek” dedi.
Çok erken yaşlardan itibaren astrofiziğe ilgi duyduğunu belirtirken Yıldırım’a “Uzaylılara inanıyor musunuz? Bir gün onlarla karşılaşabilecek miyiz?” sorusunu yönelttiğimizde ise şu ilginç cevabı veriyor: “Evrende bizden başka canlılar olduğuna inanıyorum. Ancak nasıl ve hangi formda bunu bilemeyiz. Ancak ben bir gün uzaylıların dünyamıza gelmesinden endişeliyim. Çünkü, dünyaya gelecek bir uzaylı bizden çok daha yüksek ve hayal bile edemeyeceğimiz bir teknolojiye ve üstünlüğe sahip olacak. Kendi karakterimizden yola çıktığımız zaman, bu karşılaşma çok barışçıl olmayabilir.”
Son dönemlerde uzay ve galaksiler arası yolculuk gibi konuların çok ilgi çekmeye başladığı söyleyen Dr. Yıldırım, insanlığın da Mars’a veya başka bir gezegene gidebileceğini söyledi: “İnsanlık bir gün Mars’a gidip koloni kurabilir. 100 yıl veya 200 yıl sonra bunu yapabilir. Ancak insanların kendi dünyamızda yaptıkları belli. dünyayı kirletiyoruz, savaşıyoruz. İnsanoğlu başka gezegene gitse bile karakteri değişmediği sürece oralarda da pek mutlu olacağına inanmıyorum.”