26 yıllık Schwandorf vahşeti kurbanları anıldı

ALMANYA’nın Bavyera Eyaletinde bulunan Schwandorf kasabasında 26 yıl önce ırkçı Josef Saller’in kundaklaması sonucu çıkan yangında hayatlarını kaybeden Almanya’da ilk kundaklama kurbanları olan Fatma ve Osman Can ile oğulları (11) ve Jurgen Hübner adlı Alman Schwandorf Spital Kilisesinde yapılan hazin bir törenle anıldılar.

Almanya’da son zamanlarda artan ırkçı saldırılar nedeniyle önem kazanan anma töreninde, Türkiye Cumhuriyeti Nürnberg Başkonsolosu Asip Kaya , Din Hizmetleri Ataşesi Mümin Şener, Schwandorf Belediye Başkanı Andreas Feller , Can ailesinin hayattaki kızları Leyla Kellecioğlu eş ve çocukları, Halası Şaziye Acar, Schwandorf Belediyesi Encümen üyesi Ferdi Erarslan, Schwandorf Diyanet İşleri Türk İslam Birliği Camii hocası Hakif Sekmen ile çok sayıda Türk ve Alman hazır bulundu.

Törende birer konuşma yapan Belediye Başkanı Feller, Başkonsolos Kaya ve Din Hizmetleri Ataşesi Şener : ” Son aylarda ırkçı saldırılar endişe yaratmaktadır. Aslında bu anma töreni bu şehirde aşırı sağa ve yabancı düşmanlığına yer olmadığının güçlü mesajıdır. Olayı tüm acısı ile hatırlıyor ve tekrarlanmasını engellemek için hepimize görev düşüyor. Çirkin saldırıda hayatın kaybedenleri saygı ile anıyoruz. Biz aynı Ülkede ve şehirde yaşayan kardeşleriz “ dediler. Daha sonra Papaz Arne Langbein,Dekan Hans Amann ve Din görevlisi Hakif Sekmen ayrı ayı barış duası yaptılar. Schwandorf Kız Lisesi öğrencileri ırkçılığı kınayan bir göster yaptılar. Konuşmaları Ditib Cami Derneğinden Hülya Ertürk tercüme etti.

İKİNCİ TÖREN

Kilisedeki anma töreninden sonra olayın yaşandığı Habermeier Haus’a gelindi. Burada duvarda çakılı Kurbanların adlarının bulunduğu şilde çiçekler konuldu ve saygı duruşu yapıldı.

KARDEŞ ŞEHİR OLDULAR

Kundaklama sonunda feci şekilde can veren Can ailesinin memleketi Karamürsel ile Schwandorf Başkanları üç ay önce birlikte dostluk plaketi imzalayarak kardeş şehir oldular.

ELİNİ KOLUNU SALLAYARAK DOLAŞIYOR

Bilindiği gibi kundakçı aşırı sağcı Josef Saller 12.5 yıl hapis cezasına çarptırılmış ve cezasının bitiminden sonra yaşamını Doğu Almanya’da sürdürmeye başlamıştı